Bölüm 4. Uzaktakilere

4.8K 325 145
                                    




Herkese merhaba.:)

Uzatmadan bölümü bırakıyorum, düşüncelerinizi bekliyorum, keyifli okumalar diliyorum.:)

...

Dolabımın önünde, yanımda açık duran valizimle öylece duruyorum. Bugün cumartesi ve ben birazdan yeni evime taşınacağım. Sanırım bu durum hayatım boyunca yaptığım en çılgınca şey.

Uzun zamandır hiç bu kadar heyecanlanmamıştım. Ve bu heyecan aldığım kararı sorgulamamam gerektiğini hissettiriyor. Ve bende sorgulamıyorum. Sanırım en iyisi bu. Telefonum da ablamın ismini görünce, gözlerimi kocaman açarak cevaplıyorum.

"Efendim abla."

"Ne yaptın, hemen anlat son gelişmeleri."

Ablam ve ben birbirimize karşı her zaman dürüst olmuşuzdur. Ve başıma gelen bu durumu, en ince ayrıntısına kadar biliyor. Başıma bir şey gelirse, arkamda bir şahit bırakmalıyım değil mi ama?

"Eşyalarımı topluyorum. Birazdan çıkarım."

"Ay çok heyecanlı Dünya."

"Normal ablalar gibi tepki veremez misin acaba? Benim için endişelensen çok güzel olur bence."

"İlk başta endişelendim bana laf söyleme. Ama anlattığına göre adamın gözü senin namusunda değil. Hem düşününce ilerde röportaj verirken, yazarlık serüvenimde bana yardımcı olan diye başlayan havalı cümlelerin olur fena mı?"

"Fena abla! Hem de çok fena. Ama artık düşünmüyorum. Başa gelen çekilir diye düşünüyorum."

"Düşünme benim güzel kardeşim. Ama telefonun hep yanında olsun. Hamile ablanı merakta bırakma bak."

"Tamam, abla." Sanırım son zamanlarda ablama en çok kullandığım kelime 'tamam'.

"Ay Dünya bir de âşık olurmuşsunuz."

"Abla sen saçmalamaya başladın. Ben kapatıyorum."

"İyi tamam kapat. Yeğeninin annesini üz."

"Ne diyeyim abla. Dillere destan bir aşk yaşarız belki ablacığım. Adam da benim gül cemalime hasretti mi?"

"Aynen öyle diyeceksin. Ateşle barut bu yan yana durur mu? Ama sen akıllı davran tamam mı ablacığım."

"Tamam ablacığım."

Sonunda kapatabildiğim telefonu yatağımın üstüne atıp, derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışıyorum. Elimde kıyafetlerim Allah'ım ne yapıyorum ben, diyerek sayıklasam da toparlanmaktan vazgeçmiyorum. Düşünmek yok diye diye valizimin fermuarını kapatmaya çalışırken, yine telefonum çalıyor. Of abla yine mi derken, ekranda onun adını görüyorum.

O gece ne kadar ısrar etsem de beni evime bırakmıştı. Kütüphanesinden bir kitap alıp benim için imzalayıp, aynı zamanda numarasını yazmıştı. Yazarsın ama çok klişesin Evrenciğim dememe kalmadan, elinde telefonu sen söyle numaranı, yoksa sen beni arayana kadar aylar geçer diyerek yine beni tanıdığını belli etmişti. Sanırım eve gittiğimde kararım olumsuza dönmüştü. Ama her saat başı attığı mesajlarla beni güldürmeye devam etmişti.

Ve uyurken aldığım en net kararım, artık düşünmek yok!

"Efendim Evren." İlk kez telefondan sesini duyacaktım. Adamın hayran olduğum ve kendime itiraf ettiğim iki şey var; bir kitapları, bir de ses tonu... Bence bu sayı iki de kalsa çok iyi olur. Değil mi? Bence de.

SEÇİM SENİN!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin