Bölüm 23.Mutluluğun Resmi

3.4K 207 173
                                    


Merhabalar, yeni bölüm sizlerle. Yazarken yine çok keyfi aldım aynı zamanda gözlerim doldu. Umarım size aktarabilmişimdir.

Temsili olarak gözünüzde canlansın diye Dünyanın mutluluğunun resmini bıraktım : )

Keyifli okumalar..

...

'İnsan ruhu onun gösterişidir.' Demiş Heredot. İnsan da ruhi hayatı oluşturan ilk önemli etkenler çocukluk dönemine aittir. Ben çocukken kafamdan masallar uydurur, hep hayal kurardım. Sonra büyüdüm, hayallerimi kâğıtlara döktüm. Yazmanın yanında, elimde bebeklerimle oynadığım anılarda hala canlıdır. Annem gibi bir anne olmak istedim her zaman. O ablam ve benim en iyi oyun arkadaşımızdı. Bebeklerimi giydirir, onların saçlarını tarar sonra da oyun oynardım, kitap okurdum. Çünkü iyi bir anne çocuklarıyla vakit geçirmeliydi, benim annem öyleydi. O zamanlar anne olmayı sevmiştim anlayacağınız fakat şimdi, aklımdan geçenleri, en son çocukken düşünmüştüm. Ondandır bu hayallere dalmam.

"Evren" diye sesleniyorum karşımda put gibi oturan adama. Konuşmuyor, gözleri önünde öylece oturuyor. Onu suçlamıyorum. Zaten ortada bir suç olduğunu da düşünmüyorum. Kafamız birçok şeyle öyle doluydu ki, düşünemedik. Biliyorum. Ama onun yüzünde ki bu sıkıntılı ifade canımı yakıyor.

"Evren kendine gelir misin lütfen."

"Nasıl düşünemedim." Diyor sessizce.

"Evren sinirlenmeye başlıyorum. Bak bana!"

Gözlerinde ki pişmanlık, kalbimi deliyor sanki. Bu kadar çok mu istemiyor yani. Bu kadar çok mu korkuyor baba olmaktan.

"Çok özür dilerim Dünya. Düşünmeliydim. Nasıl böyle bir hata yaptım bilmiyorum."

"Hata mı?"

Bu hayatta her yeni fark ediş, bir adım daha atmamızı sağlıyor. Bir adam daha, bir adım daha derken tam biteceğini sandığımız bu yol asla bitmiyor. Fark ediyorum ki anne olmayı en son bebeklerimle oynarken düşünmüşüm. Ama şimdi karşımda sevdiğim adam varken, aklıma düşen küçük bir bebek, içimde havai fişeklerin patlamasına neden oluyor.

"Hemen bir eczane bulalım. Bir hap, filan bir şeyler alalım."

"Evren sen ne diyorsun?"

"Dünya farkında mısın, hamile kalabilirsin."

"Evet kalabilirim. Ve bu şimdi mi aklına geldi." Böyle söylemek istemiyordum ama tepkileri sinirlerimi geriyordu.

"Haklısın, çok haklısın. Düşünmeliydim. Seni böyle bir duruma sokmamalıydım. Affet." Elleriyle geriye taradığı saçlarının altında, kendini kasmaktan kırışan alnını görüyorum. Öyle telaşlı ve korku dolu ki, elimde olmadan gözlerim doluyor.

Tamam, çok erken. Birbirimizi daha tanıyalı çok zaman olmadı. Ciddi bir durum da yok. Evli de değiliz. Ama ne olursa olsun, bir çocuğumuz olacağı fikri beni heyecanlandırıyor. Korkuyorum. Bunu düşünmekten bile korkuyorum. Ama bir o kadar da heyecanlanıyorum. Karşımda ki adamın da en azından, bu kadar negatif tepkiler vermesini istemiyorum.

"Bu kadar çok mu istemiyorsun bir çocuğumuz olmasını."

Ama Evren beni duymuyor sanki. Kafasında geçen cümlelerin yoğunluğundan, benim ne dediğimi anladığını sanmıyorum. Kendi kendine konuşur gibi.

"Kalkalım mı Evren."

İçim de bir şeyler kırılıyor. İnanın olası bir hamilelik durumunda ne yapacağımı bilmiyorum. Korkuyorum. Çok korkuyorum. Ama yine de içimde büyüyecek olana ve sevdiğim adamla olan bağıma sahip çıkacağımı biliyorum. Eğer olursa her şeyle başa çıkabilecek güçte hissediyorum kendimi.

SEÇİM SENİN!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin