Bölüm 12. Umut

4.4K 317 190
                                    


Sizi çok çok özledim.

Uzun bir tatil, sonrası koşuşturma derken bir türlü gelemedim ama aklım hep dünya ile evrendeydi. Yakın zamanda bölüm gelecek.:)

Siz uyumadan çok da geç olmadan bölümü bırakıp, kaçıyorum ama uyumadan yorumlarınızı okuyup uyumak e bir de iyi geceler dileklerinizi duymak mutlu etmez mi hiç.

Okuyan gözlerinize sağlık.

Keyifli okumalar.:)

...

Bazen içinizde tuttuğunuz, kelimelere dökemediğiniz cümleler sizi derin bir çukurun içine çeker. O çukur o kadar çok derindir ki, başınızı kaldırdığınızda gökyüzünün maviliği, küçük bir nokta gibi gözükür ve nefes alamaz hale gelirsiniz.

Nefes almaya çalıştıkça, daha da batarsınız. Ama içinizde tuttuğunuz kelimeler birer birer özgürleştiği an, yukarı doğru çekildiğinizi hissedersiniz. Ve bunun farkına vardıkça, daha rahat konuşmaya başlarsınız.

Yaşasın, kurtuluyorum bu çukurdan! Yaşasın nefes alabiliyorum. Yaşasın üstümde ki yüklerin hepsini tek tek çukurun dibine atıp, kendimi gökyüzüne çıkartıyorum. Ve bu hissin verdiği rahatlama ile ağzımızdan hangi cümleler çıkmış umurumuzda olmuyor. Bir boş vermişlik hissi, ne olacaksa olsun artık rahatlığı bütün vücudunuzu kaplıyor.

İşte tam da şu an böyle hissediyorum canlarım. Arkadaşlarım, dostlarım diyorum size ama birbirimize özel bir isim mi bulsak ne dersiniz? Bunu bir düşünelim. Siz de düşünün ama. Benim kafam o kadar dolu ki, vücudumun içi kelebeklerle öyle haşır neşir ki düşünmekte zorlanıyorum.

Konuyu çok değiştirmeden size anlatmaya devam edeyim. Özledim dedikten sonra ki, o rahatlama hissi bütün bedenimi sarmıştı. Daha önce neden bu kadar çok içimde tuttum ki diye kendime kızmaya başlamama ramak kalmıştı.

Söyle gitsin işte. Seviyor musun? Seviyorum de. Âşık mısın? Deliler gibi de! Mutlu musun? Çok de! Öpmek mi istiyorsun? Öp gitsin derken uyanıyorum işte canlarım.

"Zor muymuş?" diye saçma sapan konuşan bir adam var çünkü karşımda. Ellerini benden zorla çekiyor gibi yavaşça uzaklaşıyor. Derin bir nefes alıyor. Boşluğa düşüyorum sanki. Üşüyorum. Neden öpecek gibi bakıp, yaklaşıp öpmüyorsun be adam. Tamam, ben belki özledim deyip dikkatini dağıtmış olabilirim ama özledim dedim yahu, seni özledim dedim. Bu cümleden sonra tutup öpsene sen beni. Ne saçmalıyorsun sen?

"Ne zor muymuş Evren?" diyebiliyorum sonunda. Aramızda ki mesafe iyice açıldı. Bravo yani bize.

"Özledim demek." Onunda suratında sıkıntılı, sinirli bir ifade var ama ben daha çok sinirliyim.

"Özledim Evren oldu mu?" diyorum sinirle, sesim biraz da yüksek çıkmış olabilir.

Uzun, kaslı kolları beni terk edince ben de kendi kollarımı vücuduma sarmıştım. Titriyorum, bunu fark etmiş olacak ki, kolumdan tuttuğu gibi beni içeri yürütmeye başladı.

"Bıraksana kolumu."

"Üşüdün."

"Evet, neden acaba?"

İma dolu cümlemle, yüzünü bana dönüyor. Ne olur zorlaştırma daha fazla der gibi bakıyor gözlerimin içine. Göz çukurları daha da içe çökmüş, siyah göz bebekleri ise kömür karasına dönmüş. Ama öyle çok parlıyor, öyle çok bana doğru akıyorlar ki, benim göz bebeklerime vuruyor yansıması.

SEÇİM SENİN!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin