Bölüm 6. Masa Meselesi

4.4K 319 84
                                    


Yazarken çok keyif aldığım bir bölüm oldu, umarım sizde sever yorumlarınızla beni mutlu edersiniz.:)

Keyifli okumalar.:)

...

Gece uyumakta zorlansam da, sabah yataktan bir o kadar kalkmak istemiyorum. Anlamsız bir huzurla uyumuşum, bütün gece. Tabi ki yaptığım ilk şey içerden bir ses geliyor mu diye kontrol etmek oluyor. Uyurken hep giydiğim şort takımlarımı bu ara lafa kaldırdım? Neden diye sormuyorsunuzdur artık. Herhangi bir durumda Evren'in karşısında çırpı bacaklarımla durmamak için. Uzun pijamalarımın içinde, terlediğimi hissediyor ve saçma gelecek ama bir heyecanla kalkıp mutfağa yürüyorum.

Bu koku da ne? Birileri kahvaltı hazırlıyor. Bilin bakalım kim?

O kitaplarda ki altında dar bir kot, üstü çıplak adam olağanca seksiliğiyle kahvaltı hazırlıyor diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Bir kendinize gelin canım. Sen de Dünya! Neler geçiyor senin bu karışık kafanda.

Ama gördüğüm manzara da bana anlamsız bir tatlılık içinde göz kırpıyor. Altında ki siyah eşofman ve üstünde ki artık rengi kaçmış, griye dönmüş tişörtüyle inanın, ilk verdiğim örnekten daha vahim.

"Günaydın." Diye şakıyorum.

"Sabahları mutlu uyunan bir insan." Diyerek önünde ki tezgâhtan bana dönüyor. Huysuzluğu ile paralel olan dağınık saçları, suratsız yüzü durumu daha da kötüleştiriyor ah dostlar.

"Senin gibi huysuz olmaktan iyidir."

"Ben gece insanıyım."

Onu baştan aşağı süzerken mırıldanıyorum,

"Başka bir şey olması mümkün değil zaten." Diyerek hala onun saçlarına mı bakıyorum ben?

"Ne dedin?" diye soruyor.

"Acıktım. Menüde ne var diyorum."

"Yapabildiğim en iyi şey, omlet." Diyerek tavayı gözüme sokmaya çalışıyor. Gerçekten huysuz. Nerede o dün gece durmadan gülen adam. Bu sabah siftah daha yok. Bu nedenle bende biraz huysuz olabilirim ama neyse. Bir eve iki huysuz sığmaz derlerdi değil mi? Ya da öyle bir şey.

"Harika bir ev arkadaşıymışsın da haberim yok." Diyerek tabakları alıyorum.

"Şımarma. Bu ilk sabah olduğu için."

"Şımarmam ben bir kere."

"Sende sabahları alıngansın öğrenmiş olduk"

"Hiç de bir kere." Derken tabaklara koyduğum omletin yanına, kahvaltılık bir şeyler çıkarıyorum.

O beni mi izliyor? Biri sizi izlerken tedirgin olanlardanım ben. inanın o kişiye arkam dönük olsa bile hissederim. Ablam hep sırtında gözlerin mi var nedir der. Sahi konumuz bu değildi. Tezgâha yaslanmış beni izleyen bir meteor var orada. Nefes almalıyım.

"Benim pijamalarımı mı giydin bu ne hal?"

Evet, üstümdekiler olabildiğince bol ama ben böyle seviyorum.

"Sende hulkun pijamasını giydin sanırım." Diyerek dil çıkarıp içeri giriyorum. Huysuz adam. Beni de huysuz yaptı.

Gözleri uyumaktan daha mı çok küçülmüş bu adamın? Saçlarını tarasa da beni elimi daldırıp düzenleme ihtiyacından kurtarsa. Yemeğini ye Dünya!

"Ne yapacaksın bugün." Diyerek düşüncelerimi bölüyor.

"İşe gideceğim."

"Konuş iş yerinle."

SEÇİM SENİN!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin