Bölüm 20. Yoruldum

3.4K 230 148
                                    

Kocaman kocaman merhabalar, sevgiler.

Yeni bölüm sizlerle.

yazarken ilham aldığım çok sevdiğim bir parçayı da ekledim :)

Ama görülme ve verilen oy sayıları arasında ki tutarsızlık beni üzüyor. Çok okunsun, çok beğenilsin diye bir gayem hiç olmadı bilirsiniz. Ama yine de orada olduğunuzu bilmek istiyor insan.

Şimdiden teşekkür ederim.

Keyifli okumalar.

...

Odama nasıl olduğunu anlayamadan, Evren ile ikimiz giriyoruz. Dönüp ona baktığımda sessizce kapıyı kapatıyor ilk önce, sonra nazikçe gözlerini bana çeviriyor. Bu gece yaşadıklarım, hissettiğim duygular öyle yoğundu ki, kendimi bırakınca anlıyorum. Çok yorgundum. Ve kafam çok karışıktı.

"İyi misin Dünya?"

İyi miyim sahiden?

"Yorgunum."

O neşeli halinden eser yok şimdi. Sanki baş başa kalınca bütün sorunlar ortaya çıkıyor.

Yatağın ucuna, yanıma oturuyor. Sessizce nefes alışverişlerimiz duyuluyor sadece. Benim bir şeyler dememi bekler gibi bir hali var. Benim ise konuşacak halim yok. Onun varlığını yanımda hissetmek, harika bir duygu. Tamamlanmış gibi hissediyorum. Korkmuyorum artık. Her hangi bir durumda elimden tutacağını biliyorum. Ama içimde bir şeyler kırık, eksik. O nedenle her nefesim boğazıma takılıyor.

"Ne olacak şimdi?" diye soruyorum.

"Sen ne olmasını istiyorsan o olacak."

O kadar yorgunum ki, sadece uyumak istiyorum. Ağlamaktan bitap düşen vücudum, şimdi şimdi kendine gelmeye başlıyor. İdrak ediyor.

"Çok yorgun hissediyorum."

"Hadi uyu o zaman."

Yorgun ve karmakarışık.

"Evren ben yalnız kalsam biraz." Başımı çevirip ona baktığımda, bakışlarının önünde olduğunu görüyorum. Cevap vermiyor. Öylece oturuyor.

"Önce sen, sonra annemler, şimdi oturunca anlıyorum çok yoruldum Evren. Düşünmekten yoruldum. Yan oda da babam varken seninle bu odada kalamam. Her şeyi halletmiş gibi de yapamam. Anla beni lütfen."

"Anlıyorum. Hak da veriyorum. Sen merak etme."

Yanımda hala oturmaya devam ediyor. Başımı omzuna yaslasam, orada uyusam keşke. Ne de güzel dinlenirim. Ne de huzurla uyurum. Konuşmam gerekiyor gibi hissediyorum. Bu sessizlik daha da çok yoruyor beni.

"Damla nasıl?" derin bir nefes alıyor ciğerlerine. Açtığım konudan memnun değil gibi.

"İyi. Senden sonra bir kez konuştum. O da davaları hakkında."

"Boşanıyorlar mı?"

"Evet."

"Sevindim onun adına."

Yine susuyoruz. Bu sefer o bölüyor sessizliği.

"Beğendin mi Trabzon'u?"

"Lisedeyken daha önce gelmiştim. Evet, çok güzel."

"Bende bir arkadaşımın düğünü için gelmiştim."

"Yarın dönüyoruz ama, çok gezemeyeceğiz yani."

"Dönmesek?"

Başımı çevirdiğimde onun da bana baktığını görüyorum.

"Birkaç gün daha kalsak seninle burada?"

SEÇİM SENİN!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin