Herkese merhaba...Ben ilk bölümle karşınızdayım.:)
Dünyanın kendi içinde ki dünyasını sevmenizi umuyor ve ona destek vermenizi bekliyorum.:)
Çünkü kendisi düşünmekten kafayı yemek üzere.:)
Hadi siz çok düşünmeyin okuyun, bana yorumlarınızla düşünmemi sağlayın.:)
Seviliyorsunuz.:)
Teşekkürler. Keyifli Okumalar...
...
"İki tane sade filtre kahve alabilir miyim?"
"Tabi ki."
Uzun zamandır en çok kullandığım kelime "tabi ki".
Bir kahve dükkânında çalışan, her gün yüzlerce kişi gören ama kimsenin farkında olmadığı o etkisiz eleman diye adlandırılan biriyim ben.
Ben Dünya. Dört mevsimi de içinde barındıran ama son zamanlarda sadece kışı yaşıyormuş gibi hisseden, hayata karşı ümitlerimin kahve bardaklarının üstüne yazdığım isimler gibi solup gittiğini hissettiğim, 24 yaşında bir kadınım.
Üniversite de işletme okuyup, ailemin yanına dönmeme kararı alarak İstanbul da kaldım. Büyük hayallerim vardı ya benim o nedenle herkes de bana saygı duymuştu. Aman ne önemli karar almışım. Bir artı bir evimin kirasını hala babam ödüyor. Bu kahve dükkânından aldığım parayla zaten anca geçiniyorum. Merak ettiğiniz şey, neden burada çalışıyorsun?
Neden mi?
Çünkü bir yazar olmak istiyorum. Okuduğum bölüm ile ilgili bir meslek değil. Kapı kapı dolaştığım yayın evlerinden de elim boş döndüğüm için ve geçinmem gerektiği için işte buradayım.
Para kazanmak değil ama ismimi kitap raflarında düşünmek büyük bir haz veriyor bana. O nedenle de bu hayalimden ne kadar çok yere düşsem de hiç vazgeçmedim.
...
Açılan kapı sesiyle kafamı girişe çevirdiğimde gördüğüm adam, kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu.
İki haftadır neredeyse her gün gelen adam yine gelmişti. Uzun saçları, uzun zamandır kestirmediği belli olan sakalları, postalları, ona bol gelen yine aynı kabanı ile.
"Bir kahve."
Öyle hırıltılı, gizemli bir ses tonu vardı ki, adamı merak etmeye başlamıştım. Gelip kahvesini alıyor, masaya oturuyor, çıkardığı defterine bir şeyler yazıp gidiyordu.
"Bir kahve."
"Tabi ki hemen."
İsmini sormamıştım bu sefer, artık biliyordum çünkü. Bardağa Evren yazarak gözlerimi ondan çektim. Evet, adı "Evren"di.
Ben Dünya, o Evren.
O gün dükkân kapanana kadar tek başına öylece oturmuştu. Çalışırken gözlerim hep ona kaymış, onu incelemiştim. Ama onun hakkında en küçük bir fikrim yoktu. Kapalı bir kutu gibiydi.
İnsan merak etmeden duramıyordu. Biraz fazla meraklı bir insan olabilirim, ne yapayım yani.
"Dünya orada ki adama kapattığımızı söyler misin?"
"Ben mi?"
"Kim olacak tabi ki sen. Hadi çabuk ol kapatıp gidelim bir an önce."
Ve günler sonra " bir kahve." Tabi ki." Cümlelerinden farklı bir şey konuşacağım adamın yanına doğru yürüdüm. Boğazımı temizleyip;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇİM SENİN!
RomanceYazar olmak için daha doğrusu bir kez olsun ismini raflarda görmek için can atan bir kadın; Dünya. Kendi halinde, gizemli bir adam; Evren. Ve adamın seçim senin diyerek sunduğu teklifi kabul ederse kadın, neler olur? Neler olmaz ki? En önemlisi Aşk...