3.0

95 12 34
                                    

merhaba!

Baya uzun bir zaman sonra geri döndüm! Toparlandım çok daha iyiyim. tatmin olacağınız bir bölüm olduğunu düşünüyorumm

Yaşlı Amca- Yıldızlara Bak

iyi okumalaaarrr🧚🏻‍♀️

Kapı açılınca, gözlerimi pencereden alıp oraya doğru döndürdüm. Beklediğim manzarayı görememek kaşlarımı çatılmasına sebep olmuştu. Ben annemi, babamı ve Demiri beklerken beni karşılayan şey Kuzey ve kızarık gözleri olmuştu.

Ağlamış mıydı o?

Olduğum yerde rahatsızca kıpırdandım ve yavaşça yattığım yerde doğruldum. Kuzey yavaş adımlarla yattığım sedyenin yanına gelip oturdu.

''Bir sorun mu var?'' dedim endişeyle.

Elleriyle ellerimi tuttu ve gözlerimin içine bakarak konuştu. Konuşmaya korkuyordu.

''Peri,'' dedi ve yutkundu. ''Şimdi sana bir şey söyleyeceğim ama sakin ol güzelim, tamam mı?''

''Kuzey delirtme beni! Söyle işte ne söyleyeceksen..'' sesim yalvarır gibi çıkmıştı.

''Demir abi... Sen Demir abiyle konuştuktan sonra şirketten çıkıp okula gelmek için arabaya binmiş. Yolda bir kaza olmuş. Kazadaki arabalardan birinin parçası Demir abi'nin kalbine denk gelmiş. Melda abla onu hastaneye yetiştirmeye çalışmış ama,'' gözlerinden bir damla yaş yanağından akıp sıkı sıkı tuttuğu ellerimize düştü. ''Kurtaramamışlar...Demir abiyi kaybettik. Çok, çok üzgünüm.''

Nefesim kesilirken, bunun bir kabus olması için dua etmeye başlamıştım.

''K-kuzey ne demek 'Demir öldü'! Şaka dimi? Şaka. Kuzey bırakmaz o beni! Gitmemiştir o! Bir daha baksınlar! Uyuyordur o! Şaka yapıyordur! Hep yapar öyle, ölmemiştir ki o!'' hüngür hüngür, hıçkırarak ağlıyordum. Kalbimde tarifi olmayan bir acı vardı.

''Çok...Çok üzgünüm. Keşke şaka olsaydı. Elimden gelse kurtulması için her şeyi yapar-''

''Ölmedi o! Bırakmaz o beni! Duydun mu? Demir beni bırakıp hiçbir yere gitmez!'' o beni tutmaya çalışırken, ben kurtulmaya çalışıyordum.

''Bırak şu kollarımı! Sabah konuştum lan ben onunla, daha sabah ya sabah!'' kolları bedenimi sararken, yorgunlukla kuş gibi çırpınmayı kestim. Göz yaşlarım aralıksız bir şekilde akarken, sayıklıyordum.

''Gitmez...Her şeyim o benim, ölmez, ölemez o.''

Kalp atışımın yavaşladığını hissediyordum. Göz kapaklarım ağır ağır kapanırken kendimi bıraktım.

***

"Ne zaman uyanacak?"

"Birazdan uyanır, umarım."

"Ne tepki verdi?"

"Reddetti. Bağırdı, çağırdı. Sonra da yığıldı kaldı." Bilincim yavaş yavaş kendine gelirken, kulağıma dolan konuşmaları dinlemeye başladım.

"Kabul etse de, etmese de Demir öldü." Boğazıma oturan yumruyla yutkundum. "Onun için çok ağır oldu. İkisinin arasındaki bağ çok farklıydı. Reddedecek, ama zamanla alışmak zorunda. Acı hiç dinmez, sadece acıya alışırsın. O da alışacak. Zor olacak ama alışacak." Kısa bir süre sonra kapı açılma sesi geldi ve içeridekiler dışarı çıktı.

Burnum sızlamaya başlarken yavaşça gözlerimi araladım. Evimdeydim. Odamdaydım. Güvendeydim. Yalnız değildim ama yalnız hissediyordum.

"Anneciğim," annem şefkatle saçlarımı okşarken yavaşça doğruldum. "Nasılsın?" Gözlerimi oda da gezdirdim. Odamda sadece annem ve ben vardık. Aşağıdan gelen seslere bakılırsa ev kalabalıktı.

|FALIM| (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin