8

8.2K 424 29
                                    

Fakülteden çıkmış,Yağız'ın beni çağırdığı kafeye yürürken gerginliğimi bastırmaya çalışıyordum.Yağız ve Gediz'in barışmasının üzerinden bir hafta geçmişti.Gördüğüm ve Yağız'dan duyduğum kadarıyla sakin bir ilişkileri vardı ki bu da şaşırtıcıydı çünkü Yağız deli dolu biriydi.En sonunda "Sen benim en yakın arkadaşımsın sevgilimle tanışman gerek"diyerek   üçümüz için bir buluşma ayarlamıştı.

Şu an ise gergin olma sebebim hem yeni biriyle tanışacak olmam hem de iki saatlik bir dersten çıktıktan sonra içimdeki siniri buluşmada ortaya çıkarmaktan korkmamdı.

Kendimi telkin edici birkaç cümle söyledikten sonra kafeye girdim.Yağız ve Gediz ilerde oturmuş beni bekliyorlardı.Yağız heyecanlı bir şekilde bir şeylerden bahsederken Gediz sakin bir gülümseme ile onu izliyor ve arada küçük baş sallamaları ile onu onaylıyordu.

Yanlarına gittiğimde beni ilk fark eden Yağız oldu daha  sonrasına Gediz de beni görünce kısa bir selamlaşma faslından geçip bir şeyler sipariş ettik.Sıkıntı şimdi başlıyordu.Gediz ile tek ortak noktam Yağız'ken ne konuşacağımı bilmiyordum ve arkadaşımın sevgilisiyle arkadaşımın dedikodusunu yapmak hiç hoş durmuyordu.Yağız ikimizin de gergin olduğunu-daha çok benim-anlamış gibi bir süre konuştu,onun konuşması ortamı daha da yumuşatmıştı.

Gediz aklına bir şey gelmiş gibi doğruldu"Haftasonu Boran'ın doğum günü var haber vermeyi unuttum.Yağız sen zaten sevgilim olarak geliyorsun,"
ardından bana döndü ve küçük bir gülümseme verdi

"Atahan sen de gelsen çok güzel olur.Boran normalde doğum günlerini kutlamaz ama bu sefer ben  ısrar ettim."

Neden ısrar ettiğini anlamamıştım ki o an onu düşünecek durumda da değildim.Sadece ismen bildiğim birinin doğum gününe gitmek pek hoş durmuyordu ama o an hem Gediz'in bana attığı adımı  geri çevirmek istemediğim için hem de bunun Yağız'ı mutlu edeceğini bildiğim için kabul etmem gerektiğini hissettim.

"Olur,gelirim."

Yağız bunu onun için yaptığımı anlamış gibi bana minnettar bir şekikde gülümsedi ve Gediz'e döndü.

"Çok geç haber verdin.Ne hediye aldım ne bir şey düşündüm."

Gediz,Yağız'ın masanın üstündeki elini kavradı ve arkasına yaslandı.

"Hallederiz yavrum sıkıntı yok."

Yağız yanlarında benim olmamdan utanmış olmalıydı ki kıkırdayarak arkasına yaslandı,onun bu hâlini gören Gediz'in yüzünde de bir gülümseme oluşmuştu.İkisinin ilişkisi bugüne kadar şahit olduğum ilişkiker gibi değildi,bu her seferinde beni şaşırtıyordu.Sakin ve huzurlu ilişkilerin varlığını bana ikisi kanıtlamıştı.

Boran'ın doğum günü mevzusu kapandıktan sonra konular değişmişti.Konuştukça ortama daha da ısınıyor,Gediz'i daha da benimsiyordum.O da benim biraz daha ısındığımı hissetmiş olmalıydı ki daha içten konuşuyordu.O saatlerde onlarla konuşurken gerçekten huzurluydum,bana bu kadar huzurlu hissettirdikleri için ikisine de minnettardım.Huzur en değer verdiğim duygulardan biri olduğu için o anlar benim için değerliydi ve bana huzurlu hissettiren insanları kaybetmek istemiyordum.

                                               ----

Okuldan ayrılıp eve geldikten sonra pijamalarımı giymiş ve direkt yemek söylemiştim.Üç günde bir sağlıklı yaşam kararı almama rağmen kararımın ertesi günü yine aşırı derecede sağlıksız bir şey yapıyordum. Yemeğim gelene kadar ailemle bir süredir konuşmadığımı fark etmiştim bu yüzden annemi aramaya karar vermiştim.

Telefon üçüncü çalışında açtığında annemin neşeli sesini duymayı beklerken oldukça gergin sesini duymuştum"Efendim Atahan."o an bu aramayı yaptığım için pişman olmuştum.Bugün güzel geçmişken gün bitmeden tabii ki kötü bir şey olacaktı.

"Napıyorsun anne?"sesimin bıkkın çıkmasını engelleyememiştim çünkü konuşmanın nasıl ilerleyeceğini tahmin edebiliyordum.

"Ne yapabilirim Atahan?Evi topluyorum,işe gidiyorum,işten geliyorum,yemek yapıyorum ve tüm bunları yapmamış gibi bir de babanla uğraşıyorum.Adam adam değil ömür törpüsü,anlamıyorum ben nasıl bulaştım bu belaya. Nasıl bir günah işledim de böyle bir evlilik yaptım."

Konuşmayı kestiğinde benden bir cevap beklediğini anlamıştım ancak ne diyeceğimi bilmiyordum ve boğazımdaki yumru konuşmamı engelliyordu.

"Anladım anne,kolay gelsin."

"Gelmiyor oğlum hiç gelmiyor.Kocam biraz yardım etse kolay gelir belki,zorlanmam ama yok.Neyse sen bunları düşünme sen napıyorsun?"

Anlattıklarından sonra ne dememi bekliyordu bilmiyordum ama onunla konuşmak için hevesim kalmamıştı.Okul hakkında bir şeyler geveleyip telefonu kapattım.İçime bir huzursuzluk çökmüştü bile.Elimde telefonla kanepede öylece uzanırken zil çaldı,yemeğim gelmişti.

Yemeği aldığımda yarım saat öncesinin aksine aç olmadığımı hatta midemin bulandığını fark ettim.Yemeği yemek yerine buzdolanına atıp salona döndüm ve dizimi izlemeye başladım ki o da bana zevk vermiyordu.Yapabileceğim en iyi şeyin uyumak olduğuna karar verdiğimde kısa bir duş alıp yatağa uzandım.Uyursam her şey daha iyi olurdu.

buralar gitsin sen gitme/bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin