Boran'ın arabasında oturmuş etrafı izlerken yaşananların gerçekliğini sorguluyordum.Okuldan çıktıktan sonra bir süre bir şey demeden gitmiştik en sonunda arabayı bir parkın kenarına çekip yiyecek bir şeyler alacağını söyleyerek gitmişti.Arabadan inerken ellerinin hâlâ titrediğini görmüştüm.Bu sinirinin bana olmadığını bilmek bir yandan da içimi rahatlatıyordu,Boran tarafından gelen bir hayal kırıklığını kaldıramazdım.
Ellerinde poşetlerle buraya geldiğini gördüğümde oturuşumu düzelttim.Kapıyı açıp poşetleri kucağıma bırakmış"Ben bir sigara içeceğim.Sen istediklerini yemeye başla."diyerek kapıyı kapatmıştı.İlk tanıştığımız zamanlarda astımım olduğunu söylemiştim bu yüzden yanımda içmek istememiş olmalıydı.Ellerime bıraktığı poşetin içinde fırından alınmış bir sürü şey vardı ama yiyebilecek gibi hissetmiyordum,poşeti camın önüne bırakarak arabadan çıkıp yanına ilerledim.Kaputa oturmuş ileriye bakarak sigarasını içiyordu,geldiğimi gördüğünde sigarayı benden uzak olan tarafa almıştı.Bir şey demesini beklemeden yanına oturdum.Bir şey sorarsa nasıl cevap vereceğimi bilmiyordum ya da konuşmak istese nasıl konuşacağımı ama arabanın içinde oturmaktansa yanında beklemek daha doğru hissettirmişti.Ne kadar öyle durduk bilmiyorum ama sigarası bitmişti ve benim gibi etrafa bakıyordu.Sonunda gözlerini bana çevirip bir süre yüzümü izledi.Konuşmaya nereden başlayacağını bilemiyormuş gibiydi.
"Bu yüzden mi istemedin?Beni yani."
Sesi güçsüz çıkmıştı,inkar etmem için yalvarıyor gibiydi.Derin bir nefes aldım.Zor bir konuşma olacaktı.
"Seni istemediğimi söylemedim hiç Boran.Sadece bir ilişki içinde olmak istemiyorum,herhangi biriyle.Onun bununla alakası var ama tek sebep bu değil.Ben kendime uzun zaman önce bir söz verdim.Kendime bunu yapmayacağım dedim yıllardır.Bir ilişki yaşamak için doğru insan değilmişim gibi geliyor."
"Neden böyle düşünüyorsun ki?Herkes onun gibi değil.Mutlu olma ihtimalini hiç mi düşünmüyorsun."
Dedikleri içime işliyordu,her şeyi boşverip omuzlarına atlamamamak için kendimle bir savaş veriyordum.
"Bilmiyorum,doğru hissettirmiyor."
Çok doğru hissettiriyor ama çok korkuyorum.
"Seninle de ilgisi yok.Gerçekten çok iyi biri olduğunu biliyorum ama yapamam."
Hiçbir şey demeden durdu,uzun uzun etrafa baktı.
"Tamam,istediğin buysa seni zorlamayacağım.Sevdiğim çocuk benim yüzümden kötü hissetmemeli.Hadi gidelim."
Sözünü bitirip hızlıca arabaya geçti.Dediği şeylerle kalbimde tuhaf hisler oluşmuştu.Sevdiğim çocuk.Arkasından arabaya geçtiğimde"Okula mı bırakayım eve mi?"diye sordu.
"Okul olur.Arabam orada."
Sessizce konuşmuştum.Yüzüne bakmaya utanıyordum.Dediklerimi geri alıp onu çok sevdiğimi sadece çok korktuğumu söylemek uzun uzun sarılmak istiyordum ancak hiçbirini yapmadım.Okula gidene kadar ikimiz de konuşmadık arada ona dönüp baksam da yoldaki odağını asla bozmamıştı.Sadece ışıklarda durduğumuzda hâlâ burada olduğumdan emin olmak istermiş gibi bakıyor ardından hızlıca önüne dönüyordu.
Sonunda okula geldiğimizde ikimiz de arabadan yavaşça inmiş yan yana yürümeye başlamıştık.İkimiz de sessiz olsak da aramızda çok şey oluyor gibi hissetmeden duramamıştım.Binamın önüne geldiğimizde dönüp"Kendine iyi bak.Görüşürüz umarım."demiş ardından da güneş kadar parlak bir gülümseme sunmuştu.
"Sen de kendine çok iyi bak."derken onun gibi gülümseyememiştim.Kalbimin kırıldığını hissedebiliyordum.Arkasına dönüp kendi binasına yürümeye başladığında bir süre daha gidişini izledim.Kendi ellerimle her şeyi mahvettiğimi hissedebiliyordum.
Yağız'ın okula gelmesiyle ona olanları anlatmıştım.Onunla bir şeyler paylaşabiliyor olmak beni bu aralar rahatlatan nadir şeylerdendi.Olanları duyduktan sonra akşam benimle kalmayı teklif etse de istememiştim.Gediz'le planı olduğunu biliyordum ve benim yüzümden bozmasını istememiştim.Şimdi ise yatağımda uzanmış şekilde saatlerdir müzik dinliyordum.Zaman algımı kaybetmiş bir şekilde uykuya dalmak üzereyken çalan telefonum ile doğruldum.Arayan kişiyi görmek beni şaşırtmıştı.
Annem.
"Alo,anne."
"Atahan napıyorsun?"
"Evde oturuyordum anne.Siz ne yaptınız?Nasılsınız?"
"İyiyiz biz de,her zamanki işler."
Acelesi varmış gibi hızlı hızlı konuşuyordu.
"Sana ne diyeceğimi.Babanla dedik ki acaba tatilde buraya mı gelsen,ne zamandır gelmedin."
Ne zamandır gelmemi istemediniz demek istesem de kendimi tuttum.Dediği şey beni yeterince şaşırtmıştı.
"Babam da mı istiyor gelmemi?Bir şey mi oldu?"
O kadar zaman sonra birden bire beni çağırmaları iyiye işaret gibi durmuyordu.
"Baban dedi ilk Atahan.Gel işte,arkadaşlarınla da görüşürsün,ablanı görürsün.Hadi kapatıyorum ben sofra kuracağım daha,gel bak."
Ben bir şey diyemeden telefonu kapatmıştı.İçimden bir ses bunun iyiye işaret olmadığını söylese de bir yandan da şimdiden heyecanlanmıştım.Olan onca şeye ve bana yaşattıklarına rağmen onlara hâlâ değer veriyor olmak bazen iğrenç hissettirse de kendime engel olamıyordum.
Kafamda tonlarca soru dönerken odamdan çıkıp maket yapmak üzere salona geçtim.İçimde hem büyük bir heyecan hem de büyük bir tedirginlik vardı"Her şey iyi olacak Atahan"dedim kendi kendime.Her şeyin iyi olmasına ihtiyacım vardı.
Sonraki bölümü Boran'ın ağzından yazmayı planlıyorum.Bugüne kadar hep Atahan'ın duygularını yakından gördük ama olayın Boran tarafını da göstermek istiyorum.Umarım seversiniz<3
Bu arada mimarlık hakkında hiçbir şey bilmiyorum ve mimarlık okuyan arkadaşım da olmadığı için hiçbirine soramıyorum.Tek bildiğim çok fazla maket yaptıkları olduğu için Yağız ve Atahan sürekli maket yapıyor özür dilerim:(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
buralar gitsin sen gitme/bxb
Fiction généraleinsan bastırdığı duygunun esiri olur. 9.01.22 #1 boyxboy