Elimde maketlerle fakültenin bahçesinde yürürken kendi kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.Hayır Atahan sana bakmıyorlar hayır elinde kocaman bir filamingo maketi olması sana bakmaları için bir sebep değil evet herkesin kendi işi var ve sana bakamayacak kadar meşguller.Kendi kendimmi rahatlatmaya çalışırken fakülteden arkadaşım Yağız'ın da elinde bir maketle yürüdüğünü görünce adımlarımı ona yönelttim birkaç saniye içinde o da beni görünce duraksamış yanından geçtiği masalardan birinde duraklamıştı.Yaklaştıkça ağlamaktan şişmiş ve kızarmış gözlerini,birbirine girmiş saçlarını görmemle adımlarımı hızlandırdım.
Yanın ulaştığımda endişeli çıkmasını engelleyemediğim sesimle konuştum
"Yağız ne oldu,iyi misin?" endişeliydim çünkü Yağız'ı tanıdığım yıllarda ağladığı zaman sayısı çok azdı.Ya derste bir hocaya sinirlenir sinir krizi eşiğine gelir ve ağlardı ya da derbi zamanları Fenerbahçe kaybedince.
Sesimi duyar duymaz gözleri yeniden doldu,sakin tutmaya çalışsa da hafif titreyen sesiyle konuşmaya başladı.
"Gediz'le yattım"bu cümleyi duyduktan sonra ne diyeceğimi bilemedim.Gediz üst dönemimizde iktisat okuyan,okulda hem kızlar hem erkeklerle sürekli yatması ile anılan popüler biriydi ve Yağız'ın ona karşı büyük bir hoşlantısı vardı.
Şaşkın sesimi saklayamadım
"Nerde yattın,nasıl yattın?"
Yağız titrek sesiyle konuşmaya başladı
"Dün gece bara gideceğim demiştim,orda o da vardı bir kızla flörtleşiyordu.Çok fazla içtim gittim saçma sapan konuştum.Evine gittik sonra gerisini yarım yamalak hatırlıyorum.Sabah kalktığımda su sesi geliyordu banyodan.O beni görmeden çıktım."
Yağız ağlamamak için derin nefesler alıyor onu teselli etmemi istediğini belli eden seslerle bana bakıyordu onu öyle görünce ilk derse giremeyecek durumda olduğunu yani benim de giremeyeceğimi anladım.
Onu kafeye gidip oturmaya ikna ettim filamingo maketine sarılarak kalktı ve fakülteye doğru gitmeye başladı.Önümde zor geçecek olan bir saat vardı.
--
Kafede oturup Yağızı teselli ettikten sonra bir şeyler yemeye karar vermiştik,sabahın körü olmasına rağmen gediz kahve ve brownie yerken ben de kahvaltı tabağı söylemiştim.Yağız anlık bir ruh değişimine girmiş heyecanla gideceği maçı amlatırken gözleri kafenin kapısına kaydı ve anlık bir duraksama yaşadı.Onun baktığı tarafa baktığımda Gediz'i ve sürekli birlikte gezdiği arkadaşı Boran'ı gördüm.Gediz buraya bakarak bir şeyler derken Boran onu kolundan sıkıca tutmuş,gergin bir şekilde kulağına bir şeyler fısıldıyordu.En sonunda yakınımızda bir masaya oturdular ama ikisinin de bakışları arada buraya değiyordu.Yağız'ın artık konuşamayacağını anlamış kafası dağılsın diye saçma sapan konuşmaya başlamıştım.On dakika kadar Friends'in muhteşem bir dizi olduğundan,sevdiğim yemeklerden ve anime erkeklerinin ne kadar çekici olduğundan bahsetmiştim.Yağız daha fazla dayanamayıp yaptığım bir espiriye büyük bir kahkaha patlattığında Gediz ve Boran da dahil olmak üzere kafedeki birkaç kişinin bakışları bize dönmüştü.Gediz bir hışım yerinden kalktı yanımıza geldi ve konuşmamız gerek diyerek Yağız'ı masadan kaldırarak Boran'la oturdukları masaya götürdü.Bir anda olan şeylerden dolayı ne yapacağımı bilemezken Yağız'ın oturduğu sandalyeye Boran'ın oturması ile kendime geldim.Yüzüme bakıyor ama hiçbir şey demeden bakıyordu,ne yapacğımı bilemeyerek ellerimle oynamaya başladım.Ne bu kalabalık kafede Yağızların yanına gitmeye ne de tek başıma kalkıp çıkmaya cesaretim vardı.Mecbur Yağızı bekleyecektim,maalesef ki Boran'la birlikte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
buralar gitsin sen gitme/bxb
Fiction généraleinsan bastırdığı duygunun esiri olur. 9.01.22 #1 boyxboy