35

5.2K 333 4
                                    

"Ben kafeteryaya iniyorum.Bir şeyler alacağım.Uyanırsa haber ver."

"Tamam acele etme."

Saçımda varla yok arası dokunuşlar hissederken bir yandan da tam anlayamadığım sesler duyuyordum.Kaç saattir uyuduğumu bilmiyordum.En son hatırladığım uyandığımda ağrım çok olduğu için kendimi yeniden uyumaya zorladığımdı.Yorgunluktan ve verilen ilaçlardan dolayı yeniden uyumuş olmalıydım ama ağrım yeniden başlamıştı ve duyduğum ses gerçek olması için ağlayacağım kadar güzel geliyordu.Saçlarımdaki dokunuşlar sesler kesildikten sonra da devam ederken kendimi gözlerimi  açmak için zorladım.Uyandıktan sonra çok sersem oluyordum ama şu an bunun sırası değildi.Zor da olsa gözlerimi açtığımda karşımda Boran'ı görmüştüm.Saçları dağılmıştı ve yanlış görmüyorsam gözlerinde kızarıklık vardı.Tüm odağı bendeymiş gibi gözlerime bakıyordu.Başka bir zaman olsa bana böyle bakmasına dayanamayıp gözlerimi kaçırırdım ancak şu an kendimi bir rüyanın ortasındaymış gibi hissediyordum.

Boran'ın saçlarımdaki eli yüzümü okşayarak elime kaymıştı.Bir şey diyemediğimi fark etmiş olacak ki"Günaydın."demişti.Kırgın ses tonunu duymak içimi burkmuştu.Birkaç saniye daha boş boş yüzüne baktıktan sonra"Sana da."dememle küçük bir kıkırtı bırakmıştı.Sanki daha fazla gülmek istiyor da yüzüme baktıkça bunu yapamıyor gibiydi.Ben uyuduktan sonra   morluklarım daha belirgin hâle gelmiş olmalıydı yani büyük ihtimalle şu anda sabah göründüğümden daha korkunç görünüyordum.Boran"Daha iyi misin?Ağrın var mı?"diyerek yataktan kalkmış belime kadar açılmış yorganı yeniden üzerime örtmüştü.Yanımdan uzaklaşmasıyla mızmızlanıp onu yanıma çağırmak istesem de gerçekten ağrım vardı.Çekinerek"Aslında biraz ağrım var.Hemşireye sorabilir misin ağrı kesici verebilir mi?"yeni uyandığım için sesim çatlak çıkmıştı.Boran"Hemen geliyorum."diyerek odadan çıkmıştı.Onun çıkmasıyla yattığım yerden doğrulup oturmuştum.Odaya baktığımda yatağımın önündeki ayaklı masada rastgele atılmış araba anahtarını ve koltuğa fırlatılmış gibi duran montu görmüştüm.Bu eşyaların Boran'a ait olduğunu biliyordum.İstemeden de olsa kendimi suçlu hissetmiştim.Bilerek yaptığım bir şey yüzünden bu hâldeydim ve benim yüzümden herkes endişelenmişti.Birkaç dakika sonra Boran odaya girip"Birazdan akşam yemeği getireceklermiş onu yiyince içebilirmişsin."diyerek yanımdaki koltuğa oturmuştu.Onun demesi ile başımı cama çevirdiğimde havanın kararmak üzere olduğunu görmüştüm.Davar gibi uyumuştum.

"Nasıl oldu kaza?Anlatmak istemezsen anlatma.Yağız arabanın pert olduğunu söyledi."

Söylememesi gereken bir şeyi söylemiş gibi yüzünü buruşturdu.

"Son kısmı duymadın say."

Güldüm.Yağız kötü etkileneceğimi düşünerek onu söylememesini istemiş olmalıydı.

"Sorun değil.Kazayı da pek hatırlamıyorum.Her şey bir anda oldu."

Uyandıktan sonra bir süre geçince kazayı saniye saniye hatırlamıştım ama bundan bahsetmek istemiyordum.Düşüncesi bile içimi ürpertiyordu.

"Anladım.Kaza sonrası travma falandır belki."

Onu kafamla onayladım.Benim için büyük bir travmaydı ama kaza sonrasıyla alakası yoktu.Boran kafamı dağıtmak için olduğunu düşündüğüm birkaç soru sorarken yavaş yavaş rahatlıyordum.Bir yanım nedensiz bir şekilde tedirginken Boran şövalye gibi içimi kemiren o duyguyla savaşıyordu.Bir süre daha sohbet ettikten sonra-genelde o konuşmuştu ve ben dinlemiştim-akşam yemeğinin gelmesiyle Boran yemeği görevliden almış masayı önüme çekerek benim için hazırlamıştı.O an fark etmiştim ki ameliyat olan kolum sol kolumdu ve ben sol kolumu kullanıyordum.Sabah Yağız her şeyi ağzıma tıkıştırdığı için ellerimi kullanmamıştım ve bunu fark etmemiştim.Nasıl fark ettiğini anlamadığım bir şekilde Boran durumu fark etmiş olmalıydı ki yatakta yanımda dikilip benim için çatalı salataya saplamış ve ağzıma uzatmıştı.Gerek yok itirazlarımı dinlemeden yemeğin çoğunu yedirdiğinde en son tavuğa gelmiştik.Tavuğu ağzıma yaklaştırdığı sırada"Ben tavuk sevmem,gerçekten.Sen ye."demiştim.Gülerek elindeki çatalı tabağa bırakmış"Ben de sevmem.Kalsın boşver."demişti.

Bir süre sonra yine konuşmaya dalmıştık.Arkada televizyon açık olsa da ikimizin de gözü oraya kaymıyordu.Boran bir şeyler anlatırken ben de sağlam olan omzumun üzerine yatmış onu izliyordum.Bir şeyler anlatırken o kadar hoş görünüyordu ki konuşmasını bitirip benden bir cevap beklediğini çok geç fark etmiştim.

"Özür dilerim daldım."dememle önceki kıkırtılarının aksine büyük bir kahkaha patlatmıştı.Yüzüne kendini bilmiş bir gülümseme yerleştirip"Biliyorum,dalınmayacak gibi değilim."demişti.Ben de onun gibi gülüp-bende onda durduğu kadar güzel durmadığına emindim-"Sadece saçına daldım.Öyle karışık durunca gözümü aldı yani."demiştim.Dediklerime üç yaşındaki çocuk bile inanmazdı ki Boran da inanmış gibi değildi.Bana cevap vermeyip arkasına yaslandığı sırada açılan kapıyla ikimizin de kafası o tarafa dönmüştü.Yağız elinde iki bardak ve bir poşet dolusu abur cuburla odaya girmişti.Heyecanla gelip"Uyanmışsın neyse bakın ne buldum"demiş elindeki poşetleri havaya kaldırmıştı"Hastanenin içinde market var.İnanamıyorum Allah'ım bu cennet mi?"diyerek odadaki diğer koltuğu Boran'ın yanına çekerek oturmuştu.Poşetten birkaç paket şekerleme alıp Boran'a uzatmıştı.Ben de yemek istiyordum ama yiyebilir miydim emin değildim.İkisi de önlerindeki paketlere odaklanmışlardı"Ben de yiyebilir miyim?"dediğimde ikisi de kafasını aynı anda kaldırmıştı.Boran'ın ağzından solucan şeklindeki jelibonlardan biri sarkıyordu Yağız'ın ağzında ise üç tane napoliten çikolata vardı.Yağız bana elindeki çikolata paketini uzatırken Boran elinden almış"Yemen yasak olabilir,yeme bence."demişti.Yağız"Ameliyat olalı kaç saat oldu bırak yesin."diyerek bana yeniden çikolata uzatmaya çalışsa da Boran"Doktora sorup geliyorum verme bir şey."diyerek jelibon paketini de eline alıp odadan çıkmıştı.Gidişiyle gözlerini devirip önüne dönen Yağız"Bu da refakatçi olarak çekilmez hiç."demişti.Dedikleriyle şaşırarak"O da mı kalacak burada?".Yağız "Salak mısın Cemile?"der gibi bakıp"Çocuk o kadar yolu selam vermek için gelmedi herhalde."demişti.Ben hâlâ şaşkınca ona bakarken Boran elinde jelibon paketiyle odaya girmiş"Doktor yiyebilir dedi ama fazla yeme."diyerek yine yanımdaki koltuğa oturmuştu.Yağız ağzının içinden ben de aynısını söylemiştim gibi şeyler gevelese de Boran onu takmadan poşeti kucağıma bırakmıştı.İkisiyle uğraşmak zor olacak gibiydi.

O kadar bölüm dert babası olduktan sonra sakin ve tatlı bir bölüm yazmak istedim.Umarım seversiniz.Oy atmayı unutmayın plss<33

buralar gitsin sen gitme/bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin