Camdan yansıyan güneş tam gözlerime vurduğunda güne ikinci kez gözlerimi açmıştım.İlk başta bir şey hatırlayamasam da daha sonrasında sabah olanların aklıma gelmesiyle suratımı buruşturdum.Son zamanlardaki duygu değişimim bende kafamı bir yerlere vurma isteği uyandırıyordu.Sargıda olmayan elimle gözlerimi ovalamak istesem de elimi kaldırmaya çalıştığımda onu sıkı sıkı tutan bir başka eli fark etmiştim.Boran sabah yanımda yatmıştı ancak daha sonrasına kalkmış olacak ki sandalyeye oturmuş başını yatağıma yaslamış elimi ise gitmemden korkarcasına sıkı sıkı tutmuştu.Tüm yorgunluğuma rağmen bu görüntü karşısında gülümsemeden edememiştim.Sözünü tutmuştu.
Boğazım kurumuştu ve acıyordu.Kalkmak istesem de Boran buna izin verecek gibi durmuyordu,benim de kalkmaya mecalim yoktu zaten.Birkaç dakika sonra Yağız odaya girdi.Elinde bir poşet vardı ve yüzü çok yorgun gözüküyordu.Ona baktığımı gördüğünde yüzündeki ifadeyi silip gülümseyerek"Uyanmışsın.Bir an kış uykusuna yattığını düşünmüştük."demiş yatağın etrafından dolanarak yanıma gelmişti.Başımda durmuş"İyi misin?"diyerek saçlarımı okşamaya başlamıştı.Bu soruya verecek bir cevabım yoktu,artık duygularımı sorgulamayı bırakmıştım.Ona yalan söylemem için bir sebep olmadığını fark ettiğimde"Bilmiyorum."diye mırıldanmıştım.Yağız sussam da konuşsam da anlayan bir insandı bu yüzden"Her şey iyi olacak,Atahan."diyerek yanıma bir koltuk çekip oturmuştu.
Boran'ın uyanmaya niyeti yok gibi duruyordu ve benim halletmem gereken şeyler vardı.Elim ellerinin arasındayken Yağız'a dönüp"Cüzdanımdan kartımı alıp hastane ücretini öder misin?Unutmak istemiyorum."demiştim.Yağız genelde yaptığı gibi gözlerini devirmiş"Hasta yatağında bunları düşünme,Boran ödemiş zaten."diyerek telefonuna bakmaya başlamıştı.Çok sıradan bir şey söylemiş gibi davranıyordu.Farkında olmadan sesimi biraz yükseltip"Neden izin verdin?Çok tutmuştur gerek yoktu."demiştim.Elindeki telefondan kafasını kaldırmadan"Ben de bilmiyordum,kafeye gidip geleceğim dedi bir baktım ödemiş.Sanırım daha ücret eklenir ama bu zamana kadarki parayı ödemiş.Dert etme zengin o."demişti.Zengindi ama benim için böyle bir şey yapmasına gerek yoktu.Sessizce"Yine de gerek yoktu."dediğimde Yağız sonunda elindeki telefonu bırakmış ve yatakta dibime girip ciddi bir şekilde"Atahan saçmalama.O bu hâlde olsa sen de yapardın aynısını biliyorsun.Ben bu durumda olsam Gediz de yapar.Hatta bana kalsa Boran'dan önce ben öderdim ama o benden önce davrandı.Böyle durumlarda birbirlerini seven kişilerin arasında paranın lafı olmaz."demişti.Haklı olduğunu biliyordum bu yüzden daha fazla bir şey demeden yanımda televizyonun kumandasını alığ arkama yaslanmıştım.Gündüz kuşağı programları bana iyi gelecek yaralarımı saracaktı.
Ben televizyona daldıktan sonra Yağız annesini arayıp beni onunla konuşturmuştu.Dediğine göre kazadan beri konuşmak istiyormuş ama Yağız hep uygun olmadığımı söylemiş.Uzun uzun konuştuktan sonra nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde beni hastaneden çıktıktan sonra evlerine gelmem için ikna etmişti.Daha ilginci ise Boran'ın varlığını öğrenip onu da davet etmişti.Ne diyeceğimi bilemez bir şekilde kabul ettiğimde reddetmemden korkar gibi bir anda telefonu yüzüme kapatmıştı.Yağız o andan sonra telefonu alıp birkaç arama yapacağını söyleyerek odadan çıktığında kendimi yine Boran'ı izlerken bulmuştum.Bir ara uyanır gibi olsa da elimi bırakmadan uyumaya devam etmişti.Şimdiyse uyanacak gibi dursa da gözlerimi ondan çekemiyor,yavrusunun yumurtadan çıkmasını bekleyen kuş gibi onu izliyordum.Bana oranla çok daha hızlı bir şekilde kalkıp bana baktığında"Günaydın."diyerek gülümsedim.Sabahki şeylerden sonra böyle bir tepki beklemiyor olmalıydı ki ilk başta afallamış ardından uyku sersemi bir şekilde"Günaydın.Nasılsın?"demişti.Yeni uyandığı için boğuk ve kalın çıkan ses tonu başka zaman daddy diye ağlamama sebep olacak gibi dursa da kendimi toparlayıp"İyiyim,sadece sinirlerim boşalmıştı."demiştim.Onu izlerken karar verdiğim başka bir şey ise artık korkmayacağım ve onunla bazı şeyleri açıkça konuşacağımdı.Hayatımdaki en değerli insanlardan biri hâline gelmişti ve onun da bana değer verdiğini görebiliyordum.O bana değer verdiğini göstermekten çekinmiyordu bundan sonra ben de çekinmeyecektim.
Dediklerime bir şey demesine izin vermeden"Hastane ücretini ödemişsin,teşekkür ederim.Ne kadardı?"demiştim.Elimi bıraktıktan sonra kollarını kaldırarak gerinmeye başlarken"Önemli değil,düşünme sen bunları."demişti.Saate baktıktan sonra telefonunu kontrol ederken bir anda"Bizimle Eskişehir'e gelir misin?".Bunu dememi beklemiyormuş gibi hızlıca kafasını kaldırıp"Nereye?Kiminle?"demişti.
"Yağızların evine.Annesi beni çağırdı senin de gelmeni söyledi.".Anlamamış gibi baktığı için açıklama gereği duyarak"Çok tatlı insanlardır Yağız'ın büyük versiyonları gibi düşün.İlk tanıştığımızda ben de çok çekinmiştim ama alıştım"dedim.Hâlâ ikna olmamış gibiydi.Kararsızca"Bilmiyorum Atahan.Rahatsızlık vermek istemem ama seni de yalnız bırakmak istemiyorum."demişti.Anlık gelen bir şeyle"Bırakma o zaman ."dememle gözlerinden pırıltıların geçtiğine şahit olmuştum.Ona adım attığımı görüyordu,hissetmişti.Kararlı bir şekikde kafasını sallayarak"Olur,gelirim."demişti.Güven duygusu yeniden dört bir yanımı sarmıştı.Düşündüğüm şeylerden artık emindim,geri adım atmayacaktım.
Öhöm öhöm merhaba normalde bugün başka bir bölüm atmayacaktım ama ilk bölümü erken attığım için bir bölüm daha atmak istedim.Bu kitabı çok sevsem de bazen çok saçmalıyor ve olayları bağlayamıyor gibi hissediyorum umarım size de öyle gelmiyordur.
Şimdi Atahan hakkında bir şeyler diyeceğim.Bu bölümde bir anda Boran'a adımlar atması ve kararlı konuşması sizi şaşırtmış olabilir çünkü ilişki konusundaki görüşleri çok netti ancak ailesiyle yaşadığı şeylerden sonra görüşleri değişmiş gibi düşünebilirsiniz.Boran'ı seviyordu ancak geçmişte yaşadıkları onu geriye çekiyordu en sonunda bazı şeylerin farkına varıp yine bazı şeylerden vazgeçtiğinde-ailesi gibi-bu konuda daha cesur oldu diyelim.Umarım severek okursunuzz<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
buralar gitsin sen gitme/bxb
Tiểu Thuyết Chunginsan bastırdığı duygunun esiri olur. 9.01.22 #1 boyxboy