Herkese merhaba ballarım, yepisyeni bölüm ile karşınızdayız. Geciktiğinin farkındayız, bazı arkadaşlar biliyordur vizelerden sonra final projeleri aldık ve teslim süreleri yaklaşıyor, anlayacağınız üç buçuk atıyoruz.
Multide Maya aşkım var ❤️❤️❤️
Oy ve torunları unutmayın.
Yazım hataları için şimdiden kusura bakmayın, iyi okumalar.
....................................................................
Atakan'ın bana olan ani öfkesine ne sinirlenmiş ne de alınmıştım. Yaşadıklarını bilmiyordum ama belli ki kendi içinde zor şeyler yaşıyordu ve ısrarım onu bunaltmış olabilirdi. Amacım ne onu üzmek ne de sinirlendirmekken istemeden de olsa sanırım bunu başarmıştım. Tabii olaya iyi açıdan bakmaya çalışırsam da en azından içindeki her şeyi olmasa da bir miktarını dışarı yansıtmıştı ve bu durumdan oldukça memnundum.
Odasına gitmeden önce söylediği kalbimi kırma düşüncesiyse kesinlikle doğru değildi. Kalbimi kıran şey bana olan çıkışı değil, içinde tuttuğu şeylerin onun kendine zarar verecek raddeye getirmiş olmasıydı. Elinin üstündeki kızarıklıkların soğuktan olmayacağını anlayabilecek kadar ellerim fazlasıyla üşüyordu.
Dişlediğim alt dudağımı serbest bırakarak oturduğum yerden kalktım. Elbette yanına gidecektim ama şu an biraz sakinleşmesi gerekiyordu ve kesinlikle o kutu ile alakalı tek kelime etmeyecektim. Canını yakan şeyin hüznünü paylaşmak istemiyorsa onu daha fazla zorlayıp kendimden uzaklaştırmak istemiyordum. Ve kesinlikle söylediği gibi, özel hayatına saygı duymam gerekiyordu.
Biraz geç aldığım derslerimin arasından çıkan bulaşıkları bulaşık makinesine yerleştirip mutfağı eski haline getirdikten sonra mutfağın kapısında bana bakıp miyavlayan Şans'a doğru döndüm. Bir gündür kendini hayattan soyutlayan Atakan acaba Şans'tan da soyutlamış mıydı? Normalde kimseye pas vermeyen bir kediydi ve sanırım acıktığı için benden yardım istiyordu. Alt dudağımı sarkıtıp ıslak olan ellerimi kurulayarak yerdeki Şans'ı kucağıma aldım. Çenesinin altından severek
"Kızımın babası biraz ilgisiz mi bırakmış onu? Ha güzelim? Acıktın mı sen?" kendi kendime konuşurken balkon kapısını açıp küçük dolaptan mamasına doğru uzandım. Salondaki boş mama kabına yeteri kadar koyup yanındaki kabı alarak taze su koyarak yerine bıraktım. "Babana kızma, biraz keyfi yok. Yoksa seni boşlamaz." diyerek başını öpüp mamasının önüne bıraktım.
Salondaki geniş L koltuğa kendimi bırakıp ellerimle yüzümü kapattıktan sonra nefesimi üfleyerek ellerimi saçlarımın arasına daldırdım. Tam olarak söylediği gibi resmen onunla kavga etmek için çabalamıştım. Üzülüyordum. Bana öfkelendiğinden değil, yanında olamadığım ve bunu beceremediğimden üzülüyordum. Keşke bana iyi gelmeye çalıştığı kadar kendine de gelmeye çalışsa. Beni düşündüğü kadar, keşke biraz da kendini düşünseydi.
Benim üzüldüğümü anladığı her an keyfimi yerine getirmekle uğraşıyordu. Aynısını ben de ona yapmak istiyordum ve sanırım sakinleşmesini bekleyemeyecek kadar çok istiyordum. Belki daha çok sinirlenecekti ama şu an umrumda değildi. Artık uyuyarak kaçmak değil, bir şeyler yaparak keyfinin yerine gelmesi gerekiyordu.
Bir hışımla kalktığım koltuğa dengemi sağlayamayıp geri düşerken kendime gözlerimi devirip sakince ayaklandım. Elimdeki telefonumun titremesiyle gelen mesajları okuyup arkadaşlarıma haber vermediğimi anımsayınca Atakan'ın yaptığını onlara yaparak merakta bıraktığım için kendimi tebrik ediyordum. Arkadaş grubumuzun olduğu konuşmaya girip iyi olduğumu belirten bir mesaj atarak Atakan'ın odasının kapısının önünde duraksadım.
![](https://img.wattpad.com/cover/250043408-288-k159644.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KENDİMDEN +18
Teen FictionKolundan tutup kendime doğru çekmeye çalıştım. Yerinden bile oynamadığında nefesimi sertçe üfleyerek yerimden doğrulup öpmeye çalıştım. "Öpeceğim ama oradan değil."diyerek gülümseyip ani bir hareketle karnımın üstüne oturarak bileklerimi tuttu. Yat...