DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

14.1K 552 408
                                    

Herkese merhaba, Hızlı gelen bir bölüm oldu. Yazarken çok eğlendiğim için fazlasıyla çabuk bitti. Bu yüzden neden biter bitmez atmayayım ki diye düşünüp sizlerle paylaşma kararı aldım.

Multide Maya aşkım var😌

Umarım bölümü beğenirsiniz. Çünkü biz çok beğendik.

Yazım hataları olabilir. Şimdiden kusura bakmayın.

Lütfen oy ve yorumlarınızı da esirgemeyin.

İyi okumalar ballarım. ❤️

Oy sınırı 80.

....................................................................

Atakan ile olan yakın, güzel, etkileyici yakınlaşmamızın üstünden sadece dakikalar geçmişti. Ofisten çıkarken elime tutuşturduğu su şişesini parmaklarımla baskı yaparak sıkıştırdım. Aramızda olan çekimin o da farkındaydı ve bunun sadece fiziksel değil duygusal manada olduğunu da ima etmişti. Dudaklarımın kıvrıldığını gizlemek için saçımın sadece bir kısmını tutan tokamı çıkardım. Önüme gelen saçlarımı bu sefer çekmek için çabalamamıştım.Deri ceketimi üzerime geçirip cep telefonumu arka cebime attım.

Merdivenlerden inerken gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Atakan'ın dokunduğu yerlerin alev alev yanıyor olması içimdeki sıcaklığı arttırıyordu. Ellerinin sıcaklığını tenime bırakmıştı resmen.Alt dudağımı ısırıp sahaya baktım. Deniz, Doğu'yu koltuk altlarından kaldırmış potaya smaç basmasına yardım ediyordu. Doğu beni görünce gülerek

"Maya, bak..." demişti. Zaten gülmek için bahane arıyordum bu sefer gizlemeden sırıtarak

"Görüyorum fındığım. Gidelim mi?" Deniz aniden kollarını aşağı doğru indirince Doğu kahkaha atıp Deniz'in kollarına sarıldı. Deniz yine gülümseyerek Doğu'dan uzaklaştı.

"Görüşürüz Deniz abi."

"Görüşürüz Doğu." Deniz ile göz göze gelince gülümseyip Doğu'nun saçlarını karıştırdım. Elimi omzuna koyarak

"Hadi çantanı al." dediğimde kollarını belime sarıp başını karnıma yasladı.

"Yoruldum. Sen taşır mısın Maya?" eğilip saçlarını öptüm. İşini yaptırmak için küçük dokunuşları çok iyi biliyorsun kardeşim.

"Taşırım tabii." potanın dibine bıraktığı çantasını eğilip alırken Atakan ofis kapısını sertçe kapatarak hızlı adımlarla aşağı iniyordu. Kapının sertçe çarpması irkilmeme neden olmuştu. Kaşlarım havalandığında gözlerimle onu takip ediyordum. Telefonuyla konuşurken acelesi var gibiydi. Ve büyük ihtimal kapıyı yanlışlıkla sertçe kapatmıştı. Balkon koridordunda hızlı hızlı yürürken gözleriyle etrafı taradı. Deniz'i bulunca hedefine ulaşmış gibi nefesini bıraktı. Telefondaki kişiye bir şeyler söyleyip yine aynı adımlarla yanımıza gelmişti. Acelesine rağmen sakin ses tonuyla Deniz'e bakarak

"Takım içi düzenleme dosyalarını Mustafa abiye götürmedin mi?" diye sordu. Deniz tek gözünü kapatıp elini ensesine götürdü.

"Dün eve geç gittim. Çıkmış aklımdan. Bu akşam götürürüm. Bir sıkıntı mı var?" Atakan, Deniz'e cevap vermeden telefonuna döndü.

"Tamam işte abi, Deniz'de dosya. Götürecek akşam Mustafa abiye." karşıdaki kişiyi dinledikten sonra gülümsedi. "Sen panik yaptırdın, benim için bir sıkıntı yoktu." gülümsemesi yüzünde büyürken "Size de iyi günler Taner bey." Atakan çok beğendiğim elindeki telefonunu cebine bırakırken Doğu'ya göz atmıştı. Sanırım bana atmış kadar etkilenmiştim. Deniz'in sesi ile sapık bakışlarımı Atakan'ın elinden çektim.

KENDİMDEN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin