OTUZ YEDİNCİ BÖLÜM

7K 402 720
                                    

Herkese merhaba ballarım, yepisyeni geciken bir bölümle karşınızdayım. Bölüm gecikmesinin sebebini biliyorsunuzdur diye tahmin ediyorum. Oy sınırı...

Umarım okudukça seveceğiniz bir bölüm olur, ben yazarken çok eğlendim ve duygusallaştım. Yazım hataları için kusura bakmayın, bazen gözden kaçabiliyor.

Oy sınırını 340 koyacağım, yorum sınırını bile geçemiyoruz artık ama 600 olsun.

Bölüm Şarkısı: İzelle- Dağılırım

Multide Atakan aşkım var.

İyi okumalar ve yorum yapmayı unutmayın.❤️❤️❤️

...........................................................

ATAKAN'IN AĞZINDAN...

Sorunlarından kaçmanın en kolay yolu uyumaktı. Bir şeyi değiştirmese bile düşünmeyi engelleyen en kolay ve faydalı eylemdi. Kimseyi duymadan kendi karanlığında sessiz sakin, bedenin her şeyden uzak, düşünme yetinin olmadığı anın verdiği birazcık huzurla sorunlarımdan kaçardım. Yüzleşmek belki kökten çözüm olsa da benim gibi buna cesareti olmayan insanların yapabileceği en etkili yöntem olarak bunu görüyordum.

Belki bunca zaman insanlar olarak uykunun tüm yaralarımızın saracağına inanarak bir şeylerden kaçmaya çalışıyorduk. Depresyon belirtilerinin arasında bile var olan aşırı uyku isteğinin sebebini kendimce buna bağlıyordum. Teorimin ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğu elbette tartışılırdı ama kendimde seyir eden durumun verilerini kullanarak bu yorumu yapıyordum. Biraz daha ileri düşünecek olursak kendimden daha çok sevdiğim insanın şu anki halini de buna yoruyordum.

İnsan gördüğü ve yaşadığı şeylerle ne kadar yüzleşebilirdi? İşte bunun cevabını bulmaya çalışıyordum. Sevgi ve ilgi görmeden bir ailede büyümeyi başarmış, kendi ayaklarının üzerinde durmuş, çevresindeki her insana sıkı sıkıya bağlanmış, kendi ideallerini ve hayallerini gerçekleştirmek için tek başına çabalayan biri daha ne kadar sorunlarıyla yüzleşebilirdi ya da yüzleşecek gücü nasıl bulabilirdi?

Sevgilim bu gücü kendinde sonunda bulmuştu. Bir gün bu raddeye geleceğini biliyordum ve hatta bunu dışarıdan Maya ile bir kere sohbet etmiş biri bile kolaylıkla anlardı. Kendini sürekli eleştirip güçsüz olduğunu iddia eden bu kadın, beni gözünde büyüterek benim bile yapamadığımı sonunda yapmıştı. Ne kadar acı çekse de, ne kadar canı yansa da, ne kadar kendini küçük düşürmüş ve hor görmüş gibi hissetse de bunu başarmıştı. Senelerce içinde tuttuğu, yansıtmadığı her şeyi belki ilk defa sesli bir şekilde dile getirerek ne var ne yoksa ortaya dökmüştü.

Bu anın yaşanmaması için elimden geleni yaptığımı düşünüyordum. Maya'nın ailesiyle tartıştığını anladığım an sabah o uyurken yanlarına gitmiştim. Üzerine gitmemeleri konusunda uzun uzun konuşmuş ve bir anda hayatında yer alamayacaklarını uygun bir şekilde anlatmıştım. İkisinin de olumlu tepkisi beni umutlandırmaya yetmişti ki yetmeseydi Maya'yı kendi ellerimle eve bırakmazdım.

Ailesine kızgın olduğum kadar, onlara inandığım için kendime de kızgındım. Kollarımın arasında iç çekerek uyuyan sevgilim resmen ağlamaktan yorgun düştüğü için uyuyakalmıştı. Gözünden akan yaşta nefesim tükenirken, üzerine öylesine titrerken başkalarının -buna ailesi de dahil- onu üzmesinden öyle nefret ediyordum, öyle kin ve nefret doluyordum ki aldığım terapileri bir kenara bırakıp herkese saldırmak, hesap sorma arzusuyla yanıp tutuşuyordum.

KENDİMDEN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin