ON BİRİNCİ BÖLÜM

13.3K 474 339
                                    

Oy gelmediği için fazlasıyla geciken bir bölüm oldu. Umarım beklediğinize değer ve seversiniz.

Yazım hataları olabilir, yazarken fark etmiyoruz okurken de göze batmadığı için pek dikkat edemiyoruz. O yüzden kusura bakmayın.

Destekleriniz için teşekkür ederiz, iyi ki varsınız.

Bölümün oy sınırı 130 olacak. Eğer gelirse zaten bölümler hazır direkt atacağız. Bu durumdan biz de memnun değiliz ama emeklerimizin karşılığını almak istiyoruz.

Satır aralarına olan yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin. Biz her cümleye yorum yapmanızı bekliyoruz, heyecanlı heyecanlı yazıyoruz. Umarım yorum yaparsınız.

Multide Atakan aşkım var❤️🥵

İyi okumalar dileriz....

...................................................................

Çalışkan öğrenci olmanın verdiği sorumluluklar vardır. Evet, şaka yapmıyorum. Ciddi sorumluluklar gerektiriyor. Mesela, matematiği iyi olmayan sözelci arkadaşına matematik çalıştırmak gibi. Tabii, benim ekstra olarak başka sorumluluklarım da var. Babamın insanlara daha iyi caka satabilmesi için iyi bir üniversite, eleştirilerini duymamak için başka bir şehirde iyi bir üniversite. Yani kısacası başkalarını memnun etmek gibi sorumluluklarım vardı.

Dolabımın kapağını açarak liseden arkadaşım olan Çınar'a ders çalıştırmak için hazırlanmaya başladım. Çınar 1.78 boylarında, kumral, kahverengi gözleri olan biriydi. Lisede iki sene boyunca aynı sınıfta olsak da alan seçimi yapınca sınıflarımız ayrılmıştı. Tabii, yine de görüşmeye devam etmiştik. Sınıfıma gelip yapamadığı matematik sorularını çözdürürdü. Bir de çikolata sevdiğim için sürekli çikolata alırdı.

Uzun zamandır sürekli pantolon, eşofman tarzı kıyafetler giyiyordum ve bu artık bıkkınlık hissi vermişti. Dolabımdan siyah, pileli, kısa eteğimi aldım. Belime yerleştirip aynada biraz kendimi incelediğimde üzerine beyaz hırka giymeyi düşünüyordum ama göğüslerimde olan izler henüz geçmemişti ve hırkanın göğüs kısmı açıktı. Bu yüzden lacivert, göğüs kısmında markanın logosu küçük bir şekilde nakışlanmış olan sweatimi giyme kararı aldım. Kıyafetlerimi yatağa doğru fırlatmadan hemen önce çorap çekmecesinden giyince bacaklarını parlak gösteren ten çorabı ve beyaz, kısa çorabı da almıştım.

Buluşma saatimize çok az bir zaman kaldığı için kıyafetlerimi hızlıca giyinip makyaj masamın karşısına geçtim. Kapatıcıyla yüzümün belli noktalarını kapatıp rengini eşitlemiştim. Kirpiklerime rimel sürüp gözlerimi canlı hale getirirken solgun yüzümü canlandırması için yanaklarıma pembe allık geçtikten sonra dudaklarıma çok koyu olmayan bordo ruju noktalar halinde dudağıma bırakıp parmağımla dağıtarak doğal bir görünüm vermiştim. Elektriklenen saçlarımı sprey sıkıp tarayarak yatıştırmıştım. Makyaj masamın aynasındaki canlı görünen yansımama öpücük atarak geceden hazırladığın çantamı alıp odamdan çıktım.

Hafta içi olduğu için ve öğlen saatlerine geldiğimiz için evde ben dışında kimse yoktu. Bunun vermiş olduğu rahatlıkla sabahtan beri dizi izliyordum. Normalde asla ders çalışma rutinimi bozmam ama Çınar'a matematik anlatacaksam biraz daha enerjik olmalıydım çünkü kendisinin matematikle hiç alakası yoktu. Denklem bile çözemiyordu. Şaka gibiydi ama denklem bile çözemiyordu.

Bana çok tuhaf gelen bu durumu görmezden gelerek siyah, uzun paltomu üzerime, dün gece yağmur yağdığı için siyah postallarımı ayağıma geçirdim. Kırmızı cam kasenin içinde duran anahtarımı paltomun cebine atarak çantamı omzuma asıp dışarı çıktım. Doğu'nun kursu antrenman saatine doğru biteceği için servisi direkt tesise bırakacaktı. Onun çıkış saatine kadar Çınar'a ders çalıştırabilirdim. Ağır çelik kapıyı kilitlemekle uğraşmadan merdivenlerden sekerek indim.

KENDİMDEN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin