Karmakarışık rüyalarımdan gerçekliğe doğru sürüklenmeye başladığımda kulaklarım birtakım sesler duyuyordu.
Çok kalın olmayan bir erkek sesi bana bir şeyler anlatıyordu. Zihnimi toparlayıp ne dediğini anlamaya çalıştım.
- Geçen hafta çiçeklerini sulamaya gittiğimde ne yaparsam yapayım bir türlü kendilerine gelemediler. Profesör Palladium'a bunun nedenini sorduğumda bitkilerinin seninle bağlanmış olduğunu ve senin enerjini hissedemeden kendilerine gelemeyeceğini söyledi. O yüzden onları buraya taşıttım.
Derin bir nefes aldı ve ellerimi ellerinin arasına aldı. Bunu yaptığımda saçları olduğunu tahmin ettiğim şeyler tenime temas ettiğinde ürperdim.
Demek ki konuşan kişi uzun saçlıydı ama araftayken konuştuğum o adam değildi. Ses tonundan anlamıştım. Galiba bu erkekle yakındım. Öteki türlü çiçeklerimle ilgilenmezdi.
- Bugün o uğursuz günün üzerinden bir ay geçti ve bu zaman içinde önemli olaylar oldu.
Uğursuz günden kastı benim burada uykuya dalmamdı sanırım. Kendimle ilgili daha çok şey öğrenmek için can atıyordum.
Dış görünüşümün nasıl olduğunu bile tam olarak bilmiyordum. Sadece ateş bahçelerindeyken tenimin açık ağaç kabuğu renginde olduğunu görmüştüm.
- Seni uyandırmak için dört büyücü ile savaşmaya gittiğimde çoğunu teker teker saf dışı bıraktım ama daha sonra birleşip üstüme geldiler. Daha sonra anlattıklarına göre Valtor, Ogron ile düello yapmış ve büyücüleri ortadan kaldırmış.
İşte şimdi aklımdaki bazı parçalar yerlerine oturuyordu. O adam kaybolmadan önce bana sevgilimin kıçını kurtaracağını söylemişti ve burada kıçı kurtarılan sadece bir kişi vardı.
Ayrıca adamın ismi Valtor olmalıydı. Tüm dikkatimi bu konuşan kişiye verdim.
- Senin bu durumunun gerektirdiği gibi Sky ile Bloom düğünlerini ertelediler. Onların kavuşması için senin uyanmanı bekliyorlar.
Yazık olmuş onlara. Keşke onların mutluluğuna istemeden de olsa engel olmasaydım.
- Tabi bu duruma Sky çok bozuldu ama Bloom, Flora olmadan evlenemem deyip son sözü söyledi.
Beni düğününü erteleyecek kadar önemseyen kişi benim yakınım olmalıydı. Bir akrabam ya da kız arkadaşım.
O sırada bir kapı tıklatılma sesi duydum.
Yabancı ellerin alnıma ve kollarıma değdiğini hissettim ve göz kapaklarımı mavi renkli ışıklar boyamaya başladı.
- O iyi mi Crystal?
Crystal denen kişi derin bir nefes aldı ve tebessüm eder gibi bir ses tonu ile konuştu.
- Ateşi düşmüş şükürler olsun. Yakında uyanır.
Benimle ilgilenen uzun saçlı çocuğun yanımda pozisyon değiştirdiğini sallanan yataktan anladım.
- Sen ciddi misin?
- Evet Helia. Gizemli panzehir işe yaradı.
Anladığım kadarıyla bana değer veren ve sevgilim olan uzun saçlı çocuğun adı Helia'ydı.
Helia ismi dilimde ve zihnimde huzurlu, şiirsel bir tat bırakıyordu. Onu görmek için sabırsızlanmaya başlamıştım.
- Ben hemen diğerlerine haber vereyim.
Kapının kapanma sesi kulaklarıma dolduğunda sıkkın bir şekilde birilerinin konuşmasını bekledim.
- Şimdi diğerleri damlar buraya o yüzden seni kısa bir süreliğine yalnız bırakmam gerekecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dansçı 🧚🏻♀️Flora+Helia🧚🏻♀️ (Tamamlandı)
Fanfiction🧚🏻♀️Sihirli kanatlar serisinin ilk kitabıdır.🧚🏻♀️ İlk kısım: Dansçı ( tamamlandı ) İkinci kısım: Bağlı kalpler ( tamamlandı ) 💃🏽🧚🏽♀️DANSÇI🧚🏽♀️💃🏽 Dalgaların gücüyle kutsanmış olan o kraliçe İntikam için en yakın ar...