BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. İYİ OKUMALAR 🔥❤
4.Bölüm
Yataktan fırladığım gibi salona koştum. Av bıçağımı hangi ara aldığımı, mutfaktan salona korkuyla fırlayan Ginny'i koruma iç güdüsü ile ne zaman arkama çektiğimi bilmiyordum.
Temkinli hareketlerle kapıyı açtığımda karşımda gözleri çakmak çakmak olan genç bir adam duruyordu. Burun delikleri öfkelendiği için genişlemiş, yumuşak yüz hatlarına sahip olduğu belli olan suratı ise gerilmişti. Köyün az nüfusundan dolayı çevredeki herkese neredeyse hakimdim ve bu adamı bu civarda görmediğime emindim.
"Hırsızlar!" diye haykırdı. "Yüzüğüm nerede?"
"Ne yüzüğü?" dedi Ginny şok içinde. "Sen de kimsin?"
"Dün gece yüzüğüm kayboldu. Hırsızın izini buraya kadar takip ettim. İz, kulübenizde bitiyor. Şimdi derhal söyleyin, yüzüğümü çalan kim?"
Dişlerini sıkarak anlattığı olayı gözlerimi kırpmadan dinlerken, sivri av bıçağımı adama doğru tutuyordum. Anlattıkları kafamda bir mana kazanırken cebimdeki yüzüğün ağırlığını hissettim.
"Biz kimsenin eşyasına tenezzül etmeyiz. Sırf kulübemiz bakımsız diye bize iftira atabileceğini mi sanıyorsun?" dedi Ginny kulak tırmalayan sesiyle karşımızdaki yabancıya bağırırken.
"Ben asla yalan söylemem!" Adamın tehditkar fısıltısı kulübenin içine yayıl. Dehşetli bir sarsıntı kulübemizin etrafını sararken tutunabilecek sağlam bir yer aradım. Eski masa ve sandalyelerimiz sallanırken, duvara dayalı cam vitrinin içindeki porselenler yere düşerek parçalandı. Duvara asılı aile resimlerimiz de porselenlerle aynı akıbete uğradığında karşımdaki yabancıya korkuyla bakıyordum.
"L-lütfen bize zarar verme. Biz hırsız değiliz." Babamın boğuk fısıltısından dolayı istemsiz olarak bir iki adım geriledim. Ailemi kontrol etmek için başımı bir anlığına arkaya çevirdiğimde babam korkudan tekerlekli sandalyesinin içine iyice büzüşmüş, ellerini yüzüne kapatmıştı. Ablam ise babamın sandalyesinin kenarına tutunmuş olarak yere çökmüştü. İkisinin de suratı kireç beyazlığındaydı.
"Son kez soruyorum. Yüzüğümü kim aldı?"
Elimi ceketimin cebine atar atmaz kırmızı elmas yüzüğü çıkardım ve yabancının suratına fırlattım. "Al ve git!"
Acımasızca sırıttı. "Demek yüzüğü çalan sendin. Seni küçük hırsız!"
"Benimle doğru konuş. Ben hiçbir şey çalmadım!"
"Öyle mi? Duvarın içine sakladığın beş altına ne demeli? Nesin sen? Aynı zamanda bir yalancı mı?"
Yutkunurken ona verebilecek herhangi bir cevap düşünüyordum ancak düşüncelerim bir netlik kazanmıyordu. Ancak bıçak hala elimdeydi. Kendimi ve ailemi bu tanımadığım garip yabancıdan bir şekilde korumalıydım.
"Altınları da al ve git!"
Gülümsemesi genişlerken hafif bir kahkaha attı. "Yüzüğümü çalmana göz yumup, her şeyi unutarak buradan gideceğim öyle mi?" Başını iki yana sallarken cık cıkladı. " Yanılıyorsun küçük hırsız."
"Bizden ne istiyorsun?" Sert ve sinirli konuşuyordum ancak ailem için endişeliydim. Başlarına benim yüzümden kötü bir şey gelsin istemiyordum.
"Yüzüğü çalan kişiyi istiyorum. Yani seni! Bundan sonra bana hizmet edeceksin."
Dehşetle, "Ne?" diye bağırdım. "Ne demek sana hizmet edeceğim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP YILDIZ (BİTTİ)
FantasyEJDERHALAR SERİSİ 1.KİTABIDIR ... Onlar Tanrıların yeryüzüne gönderdiği en güçlü, en kudretli, en korkunç katillerdi. Diz çökmek, yalvarmak bile canınızı kurtarmaya yetmezdi. Ben diz çökmeyi değil, aşık olmayı seçtim. Kendi sonumu, kendi ellerimle y...