🔥 SİLAS

17.5K 1.6K 189
                                    

BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. İYİ OKUMALAR ❤🔥

NOT:YETERLİ BEĞENİ VE OKUNMA SAYISINA ULAŞMADAN YENİ BÖLÜM GÜNCELLEMİYORUM. 

26.Bölüm

"Belki bekleyenler vardır." dedi Kreon gizem dolu bir sesle. Kafamı kaldırdığımda Kreon'un gözlerinde derin bir özlem taşıyordu.

Bu duygu selinin Hestia ile ilgili olduğunu bildiğim için ifadesiz kalmaya çalıştım. İçten içe Hestia'yı kıskanmaya başlamıştım. Boğazımı temizleyerek gözlerimi kaçırmayı başardım. "Buna inanmamı beklemiyorsun, herhalde." dedim ona takılarak. 

Aynı alayla, "Nedenmiş o?" dedi. 

"İlla ki birilerine karşı bir şeyler hissetmişsindir. Hem üç yüz yıl birkaç hayata bedel. Bu kadar uzun sürede kimse kendini kontrol edemez."

"Ben Axel değilim, Freya." dedi Kreon. Kırmızı alev rengi gözlerini Axel'e doğru çevirdi. İleride bulunan masalarda sağında solunda ve tepesindeki kadınlarla bize uygunsuz görüntüler sunan Axel'i tiksinerek inceledikten sonra delici bakışları beni yeniden buldu. "Aşkıma sadığımdır."

"Daha üçüncü karşılaşmamızda beni öptün. Bu Hestia'ya ihanet değil miydi?" diye sordum.

Gözleri anında parladı. "Demek karşılaşmalarımızın çetelesini tutuyordun." Kaşlarımı kaldırarak sorduğum soruya cevap bekledim. Burnundan derin nefes verirken gülümsemesini sürdürüyordu. kimsenin duyamayacağı bir yavaşlıkta fısıldadı. "Karıma ihanet etmiş olmuyorum. Çünkü Hestia sensin."

"Ben Hestia olduğumu düşünmüyorum." dedim aynı yavaş tonla. "Bu konuda emin olmadığımıza göre yaptığın şey bir ihanet."

"Sen kim olduğunu hatırlamıyor olabilirsin, Freya. Ancak ben senin kim olduğunu on kilometre öteden bile anlayabilirim."

"Saçmalık." Sırtımı sandalyeme yasladım.

"Hafızan yerine geldiğinde bu dediğini sana hatırlatacağım."

"Öyle bir şey olmayacak. Çünkü ben Hestia değilim." 

Kreon yandan bir bakış attıktan sonra sırıtarak kırmızı sıvı dolu kadehi dudaklarına götürdü. "Göreceğiz, sevgili Freya." 

"Efendim!" diye seslendi bir ses. 

Kreon'un sağ tarafına doğru durmuş, ona saygıyla selam veren genç bir adam dikiliyordu karşımızda. Saçları, kaşları, çenesinin altında yeni biten sakalları kar kadar beyazdı. Teni bile saçlarının aklığı karşısında daha koyu kalıyor, siyah gözlerini ön plana çıkarıyordu. Albino rengi yakışıklı olmasını engellemiyor, tam tersine ona çekici bir zarafet katıyordu.

Beyaz rengine tamamen zıt olan siyah askeri kıyafetleri, onun bir tür muhafız olduğunu anlatırken; öldürücü bakışları bundan bile fazlası olduğunu dile getiriyordu. Hoşnutsuz bir bakışla benden yana baktıktan sonra Kreon'a saygıyla eğilmeye devam etti.

"Hoş geldin, Silas." dedi Kreon. "Yanıma otur. Seni Freya ile tanıştırmak istiyorum."

Silas burnundan bir nefes aldıktan sonra benden yana bakmadan Kreon'un yanındaki yere yerleşti. Sağımızda ve solumuzda dikilen birkaç muhafızı saymazsak, masamıza oturan tek kişiydi.  Diğer masalarda ejderha efendilerinin yanı sıra, onların komite üyeleri ile beraber eğlenirken Kreon'un masası şölendeki en sakin masa kalıyordu. 

Gelip giden efendiler, Kreon'u görünce selam veriyor; benden yana bakıp kolumdaki dövmeyi gördükten sonra bir şey demeden gerisin geriye gidiyorlardı. İnsan olmama rağmen neden Kreon'un masasında oturduğumu onlar da anlamaya çalışıyorlardı.

KAYIP YILDIZ (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin