🔥 ÖFKE

18.5K 1.5K 161
                                    

BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. İYİ OKUMALAR 🔥❤

16.Bölüm

Karşımdaki adam inci dişlerini göstererek gülümsedi. "Memnun oldum, Freya. Ben Kreon Borgias ve Axel'in hiçbir şeyi değilim."

Nefesim tıkandı ve ben karşımdaki adama şok olmuş gözlerle baktım. Penelope'nin yüzünün nereden tanıdık geldiğini şimdi anlayabiliyordum. Aynı sima, aynı siyah saçlar karşımdaki adamda da mevcuttu.

Sadece Penelope'nin yüz hatları daha yumuşaktı. O kadınsı bir zarifliğe sahipken, Kreon'un sert çehresi, sivri köşeli yüz hatları onu çok fazla erkeksi kılıyordu.

Hafifçe kıkırdadığında hala bir şey söylemediğimi ancak o zaman fark edebildim. "Anlaşılan şöhretim benden önce gelmiş. Kim olduğumu zaten biliyorsun."

"Hellion'un Ejderha Efendisi." Derken geçen karşılaşmamızda Hellion'dan olduğunu söylemesi aklıma geldi.

"Ve?" diye soru Kreon tek kaşını kaldırarak. Başka yanıtlar arıyordu.

"Penelope'nin ağabeyi."

"Evet." Dedi onaylayarak. "Kötü kalpli, büyücü ağabey ben oluyorum."

Kuruyan boğazımı ıslatmak için yutkunduktan sonra yaslandığım demir korkuluklardan doğruldum. "Özür dilerim." Dedim mırıltıyla. "Ancak Axel burada olduğunuzu biliyor mu?"

Birkaç saat evvel boş bir kuleye kapatıldığımda varlığımı Kreon'dan kesinlikle ve kesinlikle saklamak istiyor gibiydi. Şimdi odamın balkonunda benimle baş başa konuştuğunu duysa sorun olabilirdi. O kuleye yeniden kapatılmak istemiyordum.

Kreon'un gülümsemesi yavaşça soldu. "Ne yapıp yapmayacağımı Axel'e sormuyorum. Bence sen de sormamalısın."

"Ben Axel'in hizmetkarıyım. O, ne derse yapmak zorundayım."

Tekrar gülümsedi fakat bu sefer gülümsemesi tehditkardı. "Hayır, zorunda değilsin."

Bir an ona geçen gece öğrendiğim şeyleri sormak istedim. Penelope olup olmadığımı, Axel'in beni burada ne amaçla tuttuğunu öğrenmek istedim. Fakat ilk kez – ikinci kez – gördüğüm bir yabancıya böyle tuhaf şeyler sormak mantıklı mıydı bilmiyordum. Ona nasıl olur da kız kardeşinin ben olup olmadığını sorardım.

Hem Axel'den hala korkuyordum. Beni o karanlık dehlizlere atması şu ana dek yaşadığım en kötü deneyimdi. Hafızamdan hiçbir zaman silinmeyecekti.

"Kız kardeşim olup olmadığımı bilmek istiyorsun değil mi?" diye sordu. Nefesimi tuttuğumda menekşe gözlerine bakmaktan kendimi alamıyordum. Avına yaklaşan bir aslan gibi etrafımda dönmeye başladı.

"Bazı bilgilere ulaştın ve cevapları merak ediyorsun. Neden o yüzüğü ben buldum? Penelope ben miyim? Axel benim ebedi aşkım mı?"

Her cümlesi ezici bir alayı beraberinde taşıyordu. Sanki benimle oynuyordu.

"Ben sadece bir hizmetkarım." Dedim sertçe.

Fakat kelimelerim onun için bir anlam taşımıyormuş gibiydi. Yüzünü, yüzüme iyice yaklaştırdığında ferah nefesini dudaklarımda hissediyordum.

"Sevgili Freya, cevapları bilmek ister misin?"

"Hayır."

Kreon ağzını açmaya fırsat bulamadan odamın kapısı menteşelerinden sökülürcesine kırılarak açıldı. Axel odaya hışımla daldığında yüzü sinirden kıpkırmızı olmuş, bakışları öfkeden kararmıştı.

Arkasından Tobias da endişeyle girdi ve Ruth odamın kapısının önünde heykel gibi donarak Kreon'a dehşetle baktı.

Axel odayı büyük adımlarla arşınlayıp balkonda yanımıza geldiğinde, Kreon umursamaz bir ifade takınarak az evvel benim yaptığım gibi balkon demirlerine yaslandı. Tek kolunu korkuluklara koyarken Axel'i alayla süzüyordu.

Axel Tek eliyle beni Kreon'un yanından çekti ve arkasına alarak kendini bana siper etti. "Senin burada ne işin var?"

Kreon bana sadece bir an baktı ve Axel'e sakince cevap verdi.

"Sanırım benimle nasıl konuşman gerektiğini unutmuşsun, Axel. Araya giren yüzyıllar hafızanda değişikliklere sebep olmuş."

"Bir başkasının evine davetsiz giren sensin." Konuşan korkmuş olduğu belli olan Tobias'tı.

"Freya'nın muhteşem sesine kim karşı koyabilir ki? Geri dönüp gitmek haksızlık olurdu."

"Sesi mi?" dedi Axel afallayarak. Arkasına dönerek bir an bana bakacağını düşündüm fakat olmadı. "Git buradan Kreon. Burada sana göre bir şey yok."

"Bana hiç öyle gelmedi." Dedi muzip bir ifadeyle. Yakıcı bakışları beni bulduğunda hafifçe gülümsedi ve demirlerden doğruldu. Aynı anda Axel ve Tobias yere uluyarak çöktü ve acı çekiyormuş gibi ellerini başlarına götürdü. "Bu bana saygısızlık yaparak bağırdığınız içindi."

Kreon bakışlarını benden ayırmadan konuştu. "Seninle yine görüşeceğiz Freya. O zamana dek kendine dikkat et."

Bir rüzgar uğultusu yaklaştığında balkon demirlerine çıktı ve gökyüzüne atladığında devasa bir yaratık kanatlarını savurarak uçtu. Bütün gövdesi tıpkı Axel'de olduğu gibi cayır cayır ateşlerle yanıyor, siyah deri katmanları bu ateş cümbüşünün içinde bile belli oluyordu.

Büyüklüğü öyle muhteşemdi ki hayran olmamak elde değildi. Şeytanice bakan kırmızı gözleri, bir insanı kolayca yutabilecek keskin dişleri vardı. Nefes alıp verdiğinde bile gök gürlüyordu.

Malikaneden tamamen uzaklaşmadan evvel bana döndü ve muzipçe göz kırptı. Sonra tamamen yok oldu.

Hipnotize eden etkisi bozulduğunda nihayet Axel ve Tobias'a döndüm. İkisi başlarını hala ovuştururken acı geçmiş görünüyordu. Kreon hiçbir şey yapmadan Axel ve Tobias'ı bu hale nasıl getirmişti? Söylenildiği gibi gerçekten çok kötü biri olmalıydı.

Ruth alelacele odaya girdiğinde kireç gibi olmuş surat ifadesiyle Tobias ve Axel'e, "İyi misiniz, efendim?" diye sordu.

Axel toparlanmaya çalışırken Tobias balkon kapısına yaslanmış vaziyette hala yerde oturuyordu. Dişlerinin arasından konuşmaya başlamadan evvel ayağa kalkmayı başardı. "Kreon'un burada olduğunu neden haber vermiyorsun?"

"Onun Kreon olduğunu bilmiyordum."

"Balkonuna gelen her yabancıyı kabul mu ediyorsun? Ne biçim bir kadınsın sen?!"

Hiddetlendiğimi hissettim. "Benimle doğru konuş!"

Ejderha dünyasında kimi, nasıl kontrol edebilirdim ki? Kendi bile Kreon'a karşı savunmasız kalmışken benim tanımadığım birini balkondan atmamı söylüyordu.

"O adam sana zarar verebilirdi ve sen burada çaya birini çağırmışsın gibi rahatsın. İnsanların hepsi bu kadar aptal olmak zorunda mı?"

"Axel biraz ileri gidiyorsun." Diye mırıldandı Tobias. Toparlanabilmiş görünüyordu.

"Sen karışma Tobias. Bu mesele onunla benim aramda." Dedi beni işaret ederek.

"Ne meselesinden bahsediyorsun? Bir aydır tanımadığım birine hizmet etmek için burada kalıyorum. Kimseyle bir meselem yok. Tek isteğim canımı koruyabilmek!"

Az evvel Kreon'un yaptığı gibi yanıma yaklaştı. Fakat onun ki gibi arzulu bir ateş değil, öfkeli bir ateş etrafında dönüyordu.

"Bana bak insan kız!" dedi tiksintiyle. "Bir daha asla ve asla o adamla aynı havayı solumayacaksın."

"Buna niyetim yok." Dedim fısıltıyla.

"İyi." Dedi geri çekilerek.

Odamı terk ettiğinde Tobias ve Ruth da beraberinde çıktı.

KAYIP YILDIZ (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin