- Eğer bir şey hakkında düşünmeye çok zaman harcarsan, onu asla başaramazsın...-
Multimedia: Kaan
Bölüm Şarkısı: Redd - Prensesin Uykusuyum
***
23. Bölüm - Gri Bulutlar
Bankayı güvenliklerden temizlendikten sonra T2 ve onun komutanlığında ki Kaan içeri girmişti. Deeste halinde duran paraları kuruş dahi kalmayacak şekilde paket yapıp dışarıdan sıradan gözüken ama içerisinde çok daha fazlası bulunan kamyona yüklemişlerdi. Sistemde ise paraların hepsi onlara aktarıldığı gözüküyordu. Onlar için her şey tıkırında gidiyordu. Benim için de tabi.
Şimdi ise korumamla birlikte dışarıya çıkmış nöbet tutuyorduk. "Temiz. Kimse gözükmüyor." Her beş dakikada bir telsizimden diğerlerine sorun olmadığını bildiriyordum. Güya şimdiki görevimiz buymuş. "Kaan. Neredeyse yarım saat oldu. İstersen hiç gelme, yatılıya kal." Polislerin gelmesinden endişe etmiyordum, mutlaka bir şekilde hallolmuştur ama asıl önemli konu, sıkılmaya başlamıştım. Nefesimi oflar gibi dışarı verdiğimde geldiğimiz arabanın kaportasına oturdum. Ulaş sadece yaslanmakla yetinmişti. Bankanın ön kapısından -kendince- havalı bir şekilde çıkan Kaan'ı görmemle gözlerimi devirmem bir olmuştu. Tişörtünün yakasına astığı simsiyah çerçevesiz gözlüklerinin, siyah kot pantolonun ve ceketinin ona çok büyük yardımı dokunduğunu biliyordu bey efendi.
Son paketi de tüm ekiple birlikte kamyona yüklediğinde gözleriyle etrafa taramaya başladı. Birini arıyordu. Gözleri gözlerimde takılı kaldığında tebessüm etti. Biraz daha yakınımda olsaydı 'Hayırdır?' diyebilirdim. Aniden gülümsemesi donarken beni baştan aşağıya incelemeye başladı. Dikkatim burnumun ucuna düşen yağmur tanesi ile dağılınca istemsizce kafamı kaldırarak gökyüzüne bakmıştım. Mavinin en sevdiğim tonu gitmiş, grinin en nefret ettiğim rengi gelmişti. Yağmuru severdim. Islanmayı severdim. Ama su ile dolu bulutların gökyüzünde bıraktığı rengi hiçbir zaman sevememişimdir.
"Uzaktan 'ben katilim, yaklaşmayın!' imajı verdiğini biliyor muydun?"
Önüme döndüğümde Kaan'a kafasındaki maskeyi çıkarmakla meşguldü. Elektriklenen saçlarını eliyle yana yatırdıktan sonra bana dönerek kaşlarını havaya kaldırdı. Ne ara karşıdan karşıya geçerek önüme gelmişti?
"O zaman sen de yaklaşma." diyerek umursamazca kaportadan indim.
"Koridordaki manzarayı kimin yaptığını epey merak etmiştim. Hey, Kamelya! Sen dememiş miydin hiçbir güvenlik görevlisi öldürülmeyecek diye."
Yağmur hızlanmaya başladığında ceketime iyice sarılmıştım. Kaan cevap ister bir biçimde öksürünce yeniden ona döndüm. "Evet bendim. Bir sorun mu var?"
"Sadece... Anlayamadım. Neden?"
"Çünkü..." diye başladım içime derin nefes çekerek. "Çünkü arkadaşlarımın, sevdiklerimin, dostlarımın can güvenliği her zaman bende olur. Çünkü onları korumakta her zaman ben üstlenirim. Ve eğer aksine olursa..." arabanın etrafından dolandım ve arka kapıyı açarak kolumu kapını üstüne koyarak yaslandım. Böylece 'daha fazla konuşmak istemiyorum' havası vermiştim. "...içerideki örnek gibi olur."
Gözleri kısa süreliğine Ulaş'a kaysa da geri bana döndü. "Neyse. Umurumda değil. Geri dönüyoruz. Bizi takip edersiniz." Kısa cümleler kurduktan sonra kendi siyah spor arabasına giderken bende yaslandığım kapıdan ayrılarak koltuğa oturdum ve kapıyı sertçe kapattım. Kaan'ın arabalarında biriydi nasılsa. Garipti ki malına ne kadar zarar gelirse o kadar neşeleniyordum. Her zaman ki ölüm sessizliğinde yolculuğumuz devam ederken başka, ayrı bir hava vardı içeride. Yine geldiğimiz pozisyondaydık. Ben arkada, Ulaş şoför koltuğunun yanındaki yerinde oturuyordu ve ikimizde ağızımızı dahi açmıyorduk. Lakin dediğim gibi, bir gariplik vardı. Gözlerimi pencereden çekerek Ulaş'a çevirdim. Kafası hızla hareket etmişti, bana bakıyordu işte. Şu an kaşlarım çatık ve gözlerim kısık olduğuna emindim. Bazı anlarda fark etmeden yapıveriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Geçmişte Kalır mı?
Подростковая литератураDokuz yaşında kaçırılarak bir akademiye kapatılmış, daha sonra kendi başarım ile oradan kaçmıştım. Her şeyin bitmediğinin farkındayken bile normal bir yaşam sürmek için çalıştım ama tekrar en başa döndüm. Üstelik iki ayrı taraf beni isterken, özenle...