-Sanki yaşamak için enerjim kalmamış gibi.-
Multimedia Hayal
Bölüm Şarkısı : NF - If You Want Love- - - - - - - - - - - - - -
5. Bölüm - Takip
Kaç saat geçti? 6 mı, 7 mi? Bilemiyorum ama şuan her ne kadar yorgun olsam da saatlerimi tavanı inceleyerek geçirmiştim.
Dün akşam küçük ve şirin evime geldiğim gibi elime pansuman yapmıştım. Okul üniformamı çıkarıp siyah eşofman takımımı giymiştim.
Normalde okuldan eve geldiğimde mekik ve şınav çeker, kum torbasında biraz alıştırma yapardım. Fakat elimden dolayı mecburen bazıları es geçmiştim. Isınma hareketlerimi yaptıktan sonra kum torbasında ayaklarımı biraz çalıştırıp yatmıştım. Yattım yatmasına ama hâlâ uyuyamamıştım. Artık sabah ezanı okunmuş soğuk ve sessiz hava yavaştan aydınlanmaya başlamıştı.
Uyuyamayacağıma kanaat getirdiğimde yatağımdan kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve rahat siyah şort ve siyah kolsuz atlet giydim. Madem uyuyamıyordum en azından sabah sporumu biraz daha erken yapabilirdim.
Kulaklığımı ve müzik çalarımı aldığım gibi çıkış kapısına yöneldim. Kapıyı kapatıp anahtarı da hardal rengi küçük posta kutusuna koydum. Evde hırsızların çalabileceğine dair bir şey olmadığı için oldukça rahat hareket ediyordum, ki zaten hırsızlar düşüneceğim en son şeydi.
Sahile doğru yürürken bir andan da kulaklığımda oluşan düğümü çözmeye çalışıyordum. Isınmaya başlasam iyi olurdu. Geceden kalma soğuk çoktan içime kadar işlemeye başlamıştı bile.
Sahile geldiğimde düğümü çoktan çözmüş müzik çalardan en beğendiğim şarkıyı açmıştım. Kısa egzersizlerimi yapıp hafif tempoda koşmaya başladım. Hava artık aydınlanmış güneşin turuncu ışınları görülmeye başlanmıştı.
1 saatlik koşudan sonra hem soluklanmak hem de denizi seyretmek adına banka oturdum. Sahilde sadece ben ve bir adam vardı. Yani sanırım adamdı. Bankların arasında ağaç vardı ve görüş açımı kapatıyordu.
Gözlerimi kapadım. Martıların sesini dinlemeye başladım. Eve gitmeliydim. Her an düşüp bayılacakmış gibi hissediyordum. Hem uykusuzluk hem de spor beni yorgun düşürmüştü.
Müzik çalarım da hareketli şarkı açarak yavaş ve sakin tempoda koşmaya başladım. Biri beni takip ettiğini hissettiğim de kaşlarımı çatarak tahmin ettiğim şeyin olmamasını diledim. Bu da kendimden koparamadığım bir başka parçamdı. Birçok şeyin farkında olmak. Her detayı dikkat etmek. Bir türlü bunları engelleyemiyordum.
Sahil yolundan çıkıp caddelere ve sokaklara saptığımda emin olmak için dükkan camlarından arka taraflara baktım.
Siyahlara bürünmüş biri beni takip ediyordu. Sahilde gördüğüm kişiydi. Emindim. Anladığım kadarıyla kendisini şapkayla kamuflaj etmeye çalışıyordu.
Adımlarımı hızlandırdım. O da benle hızlandı. Sokak aralarını gördüğümde artık koşuyordum. Hızla sol köşeyi dönüp sırtıma duvara verdim ve soluklanmaya başladım. Sert taban seslerini duymaya başladığımda sırtım duvardayken köşeye biraz daha yaklaştım. Tam köşeye dönecekken sağ bacağımı öne uzatarak çelme takmaya çalıştım. Yüz üstü yere düşen kişiye baktığımda iri yarı biri değil biraz daha küçük ve ince olduğunu fark ettim.
Ona yaklaştığımda bana döndü. Siyah şapka ve gözlük... Kesinlikle tahmin ettiğim adamlardandı.
Biraz daha yaklaştım ve yere çömeldim. Kötü bir gülümseme eşliğinde "Beni fazla küçümsüyorsunuz anlaşılan!" dedim. Sesim sakin çıkması rağmen bir o kadar da 'Dikkat Tehlike!' dedirten bir tondaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Geçmişte Kalır mı?
ספרות נוערDokuz yaşında kaçırılarak bir akademiye kapatılmış, daha sonra kendi başarım ile oradan kaçmıştım. Her şeyin bitmediğinin farkındayken bile normal bir yaşam sürmek için çalıştım ama tekrar en başa döndüm. Üstelik iki ayrı taraf beni isterken, özenle...