Bugün uyuyun ama yarın savaşacağız.
31. Bölüm
Bugün oldukça önemli bir gündü. Dolunay yargılanacak, akademi için soruşturma başlatılacaktı. Sanırım uzun zaman sonra en güzel günlerimden biriydi.
Salonun iki devasa kapısının önündeydik. Ulaş'a dönerek gülümsedim. "Benimle gelmeni çok istiyorum ama buna iznin yokmuş. Konsey üyeleri ile olacağımız sınırlı yer var."
Omuz silkti ve güldü. "Sorun değil. Oraya girmek istediğimden bile emin değilim zaten. Bir sürü tanımadığım yüz. Bende aşağıda senin korumalarını görmüştüm. Bizim okula gelenler hani."
"Oktay ve Melodi mi? Onları görmemiştim. O halde toplantıyı çabucak sonuçlandırıp koşturarak yanına geleceğim."
"Anlaştık. Dikkatli ol."
Güldüm. "Her zaman dediğim gibi, bana bir şey olmaz."
Toplantı odasının tam ortasında oval bir masa vardı. Sanki saflar ayrılmış gibi sağ tarafta Zara, Ecevit abi ve Pusat, sol tarafta ise Tugay, Kaan, Semih ve Dolunay vardı. Bir an donakaldım. Hangi safta olduğumu biliyordum, nerede oturacağımı biliyordum. Ama garip bir şekilde heyecanlıydım. Unutamayacağımız bir gün olacağı kesindi.
Derin bir nefes alarak kendi kendimi sakinleştirdim ve sağ tarafta boş sandalyelerden birine oturdum. Karşımda Dolunay her zamanki öfkeli bakışlarını attı. O da heyecanlıydı. Bakışlarımı Kaan' çevirdiğimde bana şaşırmış gibi bakıyordu. Hadi ama... Yanlarında olacağımı sanmamıştı umarım. Başlarını belaya sokan zaten bendim! Yanında oturan babası ve Semih ise kendi hallerinde sakince konuşuyorlardı. Sanki az sonra soruşturma açılacak kendi akademileri değil gibi...
"Tek parça gibi duruyorsun."
Gülümseyerek bana bakan Pusat'ı gördüğümde hızlıca kafa salladım. Yanımda Pusat, onun yanında Ecevit abi ve en başta akademi başkanımız Zara oturuyordu. Tugay'ın kardeşi olan.
"Başardım!" Heyecanla bir Pusat'a bir de Ecevit abiye baktım. "Başardık!" diyerek tekrarladım. Zara bana dönüp bir bakış attı ve hiçbir şey demeden geri evraklarına döndü.
"Hele şükür bizi de fark ettin ufaklık." Ecevit abimin gülen sesini duyduğumda Pusat'ın üzerinden uzanarak elini tuttum.
"Seninle söz verdiğim müsabakayı yapamamıştık. Buradan çıktığım ilk an ensendeyim, hazırlıklı ol."
Oda abimin kahkahaları ile yankılandığında bende gülerek geri çekildim.
"İyi, iyi." dedi Pusat. "Cidden tek parça ve iyi. Sana güzel bakmışlar."
Bir de bana sor bunu.
Kısa süre sonra odaya üç kişi girdi. Bunlar konsey üyeleriydi. Devlet tarafından bizzat yollanan konsey üyeleri, adalet için en iyi kararı verebilecek nadir kişilerdi.
Oval masanın en başına geçen konsey üyeleri yanlarında getirdikleri dosyalarını açtı ve göz attı.
"Dolunay sensin, değil mi?" diye sordu aralarından en yaşlı gözüken kişi.
"Evet, efendim." Bir anda uslu kız taklidi yapmaya başlayan Dolunay'a gülerek bir bakış attım. Şu an onun moralini bozmak için her şeyi yapmak istiyordum.
"Ve Kamelya?" dedi aynı adam bana bakarken.
"Benim." dedim.
"Dolunay hanım hakkında iddialardan önce Kamelya, bir şekilde herkesle bağlantın olmuş. Senden başına gelen her şeyi sırayla anlatmanı istiyorum. Eksiksiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Geçmişte Kalır mı?
Genç KurguDokuz yaşında kaçırılarak bir akademiye kapatılmış, daha sonra kendi başarım ile oradan kaçmıştım. Her şeyin bitmediğinin farkındayken bile normal bir yaşam sürmek için çalıştım ama tekrar en başa döndüm. Üstelik iki ayrı taraf beni isterken, özenle...