Günümüz...
" Ben babamdan çok önce kopmuştum zaten ama ilk defa o gün ona karşı nefret hissettim. Bizi bırakıp gittiğinde, haftalarca beni görmeye gelmediğinde değil, o gün. "
" Ben en çok annenizin tepkisini merak ettim."
1992 Yarış günü..
Güneş şaşkın bakışlar altında Akkula'dan indi. Kaya öğretmen sırtını sıvazladı ama nafile. Güneş insanların fısıltıları arasında padoktan çıkıp arabalarının olduğu yere gitti.
Nejla ve Selda da peşinden onu takip ettiler. Yol boyunca Güneş kimse ile konuşmadı. Eve girdiklerinde kolunın altındaki başlığı hızlıca yere fırlattı.
" Bağır, çağır, istersen ağla. Hepsi nafile Güneş. Bugün sadece bir yarış kaybetmedin sen. "
Günümüz ..
" O gün başka neler kaybettiniz?"
" O yarıştan iki sene önce beni göklere çıkaranlar şimdi beni aşağı ilk atanlardı. Artık gözde olan Bade'ydi. Sponsorlardan bazıları ona gitmişti.
İnsanlar ondan, onun geleceğinden bahsetmeye başladılar. Ben bir anda unutuldum. "" Peki durum böyleyken siz ne yaptınız?"
" Hiç, hiçbir şey yapmadım. "
1992 / Temmuz
Güneş son yarıştan sonra artık eskisi gibi antrenman yapmıyordu. Bütün yazı adada geçirmek istemişti. Sabahın erken saatlerinde bisikletini alıyor saatlerce adayı turluyordu.
Nejla ise zar zor toparladığı işlerin yine aynı noktaya gelmesine engel olmaya çalışıyordu.
" Elimizde seyis kalmadı. Bir Aykut var. Ona yardımcı biri lazım. "
" Demiştin köyde yeğeni varmış o gelecek diye. "
" O da çocuk resmen. Güneş ile aynı yaşta" diye yakındı Nejla.
Güneş eve girdiğinde çantasını bir köşeye atıp odasına çıkmaya yeltenmişti ki Nejla onu durdurdu. " Güneş, buraya gelir misin?"
" Efendim. "
" Otur şöyle. Seninle paylaşmak istediğim bir şey var." Güneş annesinin karşısındaki koltuğa oturdu.
" Bu sefer senden saklamayacağım. Böyle giderse çiftliği kapatmak zorunda kalacağım Güneş. "
" Neden?" Güneş yarışmalarda başarılı olunca gelenler, ilk başarısızlıkta kaçmaya başlamışlardı da ondan.
" Öğrencimiz yok denecek kadar az, seyis bulamıyorum. Para desen zaten yok, tek umudum senin olimpiyatlara katılıp adımızı duyurmandı ama o da olmayacak bu gidişle."
" Peki şimdi ne olacak?"
" Bunu ben sana soruyorum Güneş. Ne olacak, ne yapacaksın kararını verdin mi? Seni zorlamak değil amacım, istemezsen binici olmazsın. Elimizde kalanlarla yurtdışında bile okuyabilirsin. Sen karar ver. "
Güneş böylesine büyük bir sorumluluk getiren kararı vermek için çok küçüktü.
" Ben, bilmiyorum anne. Sen daha iyi bilirsin. "
" Senin geleceğini konuşuyorsak ben daha iyi bilemem Güneş. Ben, teyzen göçüp gidince sana ne olacak? Hiç bunu düşündün mü? Baban malum. Kendi ayakların üzerinde durmalısın. İyi düşün karar ver. Ben at bineceğim dersen son kuruşuma kadar bunun için harcarım. Yok ben okuyacağım dersen, yine bütün varlığım senin. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şubar
Художественная прозаGüneş, Türkiye'yi uzun süre sonra olimpiyatlarda temsil eden binici olmak isterken kendini bir anda Türkiye'nin ilk kadın jokeyi olarak bulur. Başarısız geçen olimpiyat elemelerinin ardından kariyerinin bittiğini düşünen Güneş, karşısına çıkan bu f...