Günümüz...
" O gün Deniz'i kürsünün birinci basamağında görünce ne hissettiniz?"
" Çok kıskanmıştım. Bana göre orada olmayı ben hak ediyordum ama o gün cidden çok kötüydüm. Değil birincilik, ilk üçe bile girememiştim."
" Sonra uzunca bir süre yarışmaya katılmadınız, bir sebebi var mıydı?"
" Ondan sonra Kaya öğretmen ile bir karar aldık. Ben sadece üç sene sonraki resmi olarak yarışabileceğim yarışlara hazırlanmaya başladım. "
1990/ Ocak
Aradan geçen üç yılda Güneş yarışlara hazırlanmak dışında hiçbir şey yapmamıştı.
Bugün nihayet on yaşına girecekti ve artık önünde yarışlara katılması için hiçbir engel yoktu.Tabii yalnızca çalışan kendi değildi. Yarışa on- on beş yaş arası yarışmaya hak kazanan herkes katılabilirdi. Bu yarışta Güneş'ten daha tecrübeli yarışcılar olacaktı.
" Günaydın!" Güneş, merdivenlerden koşarak iniyordu.
" Güneş!" Üç yılda değişmeyen tek şey. Nejla yine Güneş'i uyarmıştı.
" Günaydın kızım. " Güneş annesini öpüp sofraya oturdu.
" Güneş, sen yine mi uzadın kızım?" Nejla, Güneş'i bir süzdü.
" Bilmem. "
" Büyüyor tabii Nejla Hanım. " Fulya, artık Güneş'e dadılık etmekten çok evin düzeniyle ilgileniyordu.
" Güneş, bugün hiçbir şey yapmak istemedin ama böyle de olmaz ki. Bugün senin doğum günün, kutlamamız lazım. "
" İstemiyorum anne. " Güneş en son hediye olarak Akkula'yı aldığı doğum gününden bu yana, doğum günlerinde hep bir aksilik olmuştu ve kutlayamamıştı. Bu sefer de Güneş kutlamak istemiyordu.
" İyi ki doğdun Güneş!" Güneş salona elinde pasta ile giren teyzesine baktı.
" Bakma öyle tek yeğenimin doğum gününü tabii ki kutlayacağım. Gel buraya üfle çabuk."
Güneş ağzındaki lokmayı yutup pastasını üfledi. " Teşekkür ederim teyze. "
Selda pastayı Fulya'ya uzatıp Güneş'e sarıldı.
"Al bakalım, bu da hediyen. "" Ne gerek vardı teyze. " Aslında Güneş hediyeleri çok severdi. Büyük bir merakla hediyesini açtı.
" Aa, bu şey! " Adını hatırlayamadığı hediyeyi herkes görsün diye uzattı.
" Oyun şeysi işte. Bir çocukta görmüştün. Türkiye'de yok ama benim prensesim için ben buldum. "
" Teyzeciğim çok teşekkür ederim. " Güneş, teyzesine tekrar sarıldı.
" Adı neymiş onun?"
" Game boy, anne. Çok güzel. "
" Dikkatini dağıtmasın Güneş. " Nejla, yarışma senesi yaklaştıkça Güneş'in üzerinde garip bir baskı kurmaya başlamıştı.
O, bu yarışı kazanman önemli değil diyen kadın gitmiş, her şeye karışan, bu yarışlara hayat memat meselesi gibi yaklaşan kadın gelmişti.
" Fulya pastayı keselim hadi. " Selda konuyu dağıtmaya çalışıyordu.
" Şey, Güneş pasta yiyemez abla. "
" Nedenmiş o?" Selda, Nejla kadar baskıcı bir karakter değildi.
" Kilosuna dikkat etmeli. Şekerli gıda tüketmemeli. " Selda büyük bir şaşkınlıkla Güneş'e baktı. Güneş başını öne eğmiş, annesi ne derse yapacak bir hale gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şubar
General FictionGüneş, Türkiye'yi uzun süre sonra olimpiyatlarda temsil eden binici olmak isterken kendini bir anda Türkiye'nin ilk kadın jokeyi olarak bulur. Başarısız geçen olimpiyat elemelerinin ardından kariyerinin bittiğini düşünen Güneş, karşısına çıkan bu f...