17.Bölüm: Sevgili

27 10 4
                                    


Günümüz..

" Peki sonra aranız neden bozuldu Güneş Hanım?"

1994/Nisan

Güneş artık genç biniciler kategorisinde yarışacaktı. O gün Bade'nin de onu izlemesini istemişti. Son bir senede biraz daha yakınlaşmışlardı ama yine kardeş gibi değillerdi. Arkadaş gibi davranıyorlardı birbirlerine.

Tabii Bade ile yakınlaşması Güneş'in babası hakkında yeni bir sürü şey öğrenmesini sağlamıştı. Aslında babasının çok despot, baskıcı ve sinirli biri olduğunu anlamıştı.

" Yine buradayız Akkula. Gerçekten en huzurlu olduğun yerin burası olduğunu düşünüyorum. "

Güneş, Akkula ile konuşurken arkasında Deniz'i gördü. Uzun zamandır görüşmüyorlardı. Deniz küçükken Güneş'ten daha kısaydı ama şimdi onu geçmiş çok yakışıklı bir genç olmuştu.

Etraftaki diğer kızlarda ona bakıp gülüşüyorlardı.

Deniz ise Güneş'i gördüğünde ona el salladı.
Güneş de ona karşılık verince yanına gelip konuşmak istedi.

" Naber Güneş?"

" İyidir senden naber?"

" İyi işte ne olsun, hazırlanıyoruz. "

" İkincilik basamağı için bu kadar çabalamana gerek yok bence. " Güneş'in söylediğine kahkaha atan Deniz onu da güldürmüştü.

" Güneş'e bakıyorsan ahırda" dedi Ozan etrafa bakınan Bade'yi görünce.

Bade yarıştan önce şans dilemek için Güneş'in yanına gitmek istemişti. Ozan'ın yönlendirmesiyle ahıra giderken Ozan da son hazırlıkları yapmak için ahıra yöneldi.

İkili kapıdan girdiğinde Güneş ve Deniz'i gülerek bir şeyler konuşurlarken gördüler.
Güneş'i, Deniz ile öyle görünce Ozan sinirlenmişti. Bade ise üzülmüştü.

" Neyse, ben dışarıda görürüm onu" diyerek Bade ahırdan çıktı.

Ama Ozan kaçamazdı, işinin başında olmalıydı. Akkula'nın ve dolayısıyla Güneş'in yanına gittiğinde ikisi hâlâ konuşarak gülüyordu.

Güneş, Ozan'ın bakışlarını üzerinde hissedince " bir şey mi oldu?" diye sordu.

" Sıra sana geliyor, ben Akkula'yı çıkarıyorum" diyerek Akkula'yı yarış alanına götürmek için yürüttü.

" Ben de gideyim artık. Hoşçakal. "

" Başarılar. " Güneş, Deniz ile vedalaşıp ahırdan çıktı.

Ozan, Akkula'yı önden götürürken Güneş onlara yetişmek için biraz koşmuştu.

" Ne bu acele?"

" Biraz daha muhabbete dalsaydın geç kalacaktın. "

" Daha var, ne geç kalması?" Güneş alandaki büyük saate baktı.

Tribünde onu izleyen annesi, teyzesi ve Bade'ye el salladı.

" Erkenden çıktık. " Güneş söylenirken Ozan ona bakıyordu.

" Önemli bir şey mi konuşuyordunuz?"

" Yoo, her zaman konuşabiliriz ama burada böyle  beklemek istemiyorum. "

" Bir dahaki sefere tam saatinde haber veririm küçük hanım. "

Ozan ve Güneş her şeyden öte arkadaşlardı ve Güneş kendine böyle hitap edilmesine şaşırmıştı.

ŞubarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin