1998/ OcakArtık Güneş'in reşit olmasına sadece günler kalmıştı. Nejla, Güneş'i olabildiğince Ozan'dan uzak tuttuğunu düşünüyordu.
" Annen yine bize bakıyor. " Akkula'nın yanında olmak ikisi için de yalnız kalabilecekleri tek anlardı. Güneş için sıkıntı yoktu ama Ozan bu durumdan sıkılmaya başlamıştı.
" Baksın, boşver. "
" Neyse ki birkaç gün sonra reşit olunca böyle problemlerimiz olmayacak. O zaman ne istersen yapabilirsin. "
" Reşit olunca annem ne derse tersini yapmayacağım Ozan. O benim annem sonuçta, hayatımın sonuna kadar onun fikirlerini dinlemeyi düşünüyorum." Güneş, ve annesi yıllardır iyi bir, ikili olmuşlardı. Şimdi reşit oluyor diye onun onaylamadığı bir şeyi yapmayacaktı.
" Nasıl yani? Şimdi ben sana desem gel evlenelim diye, annenden izin mi alacaksın?" Evlenmek? Güneş'in önünde anne ve babası gibi başarısız bir evlilik varken, hemde bu denli erken yaşta asla bunu yapmazdı.
" Evlenmeyi düşünmüyorum Ozan, sen veya bir başkası bana bunu düşündürtmüyor şu an. Ve evet eğer bir gün evlenmeyi düşünürsem annemin fikrini alacağım." Ozan'ın bu cevaba bu kadar bozulması Güneş'i düşündürtmüştü. Annesi, Ozan konusunda haklı olabilir miydi?
" Güneş, hadi eve gidiyoruz artık. "
" Hoşçakal Ozan. "
•••
" Güneş, eğer sen de istersen bu doğum gününü sakin geçirelim. Sadece sevdiklerin olsun ister misin?"
" Olur. " Güneş hâlâ Ozan'ın dediklerini düşünüyordu. Evlilikten neden bahsetmişti ki durup dururken?
" Biz oluruz, Fulya, teyzen, baban, Bade olur. Bir de Deniz olur, aklımda senin çok beğeneceğini düşündüğüm bir yer var. "
" Ozan? O da gelebilir değil mi?"
" Bu senin doğum günün, tabii ki gelebilir. " Nejla en azından Ozan'ın yanlarında Güneş'e çok yardımcı olmasının hatrına gelebileceğini düşündü.
Doğum Günü...
" Hazır mısın Güneş?" Nejla, on sekiz yaşına girecek Güneş için İstanbul'un en ünlü otellerinden birinde boğaza karşı bir yemek organize etmişti.
" Hazırım, nasıl olmuşum anne?"
" Ah, benim bebeğim. Sen ne ara bu kadar büyüdün?" Nejla günlerdir bunu düşünüyordu. Zamanın nasıl bu kadar çabuk geçtiğini anlamamıştı.
" Anneciğim ağlama. " Güneş annesini teseli etmek için ona sıkıca sarıldı.
" Ay, Nejla içimi baydın. Ne güzel bak, boyun kadar kızın var. Benim yeğenim çok başarılı, çok güzel, çok akıllı maşallah. "
" Teyzeciğim. "
" Hadi bakalım geç kalmayalım. "
•••
" Anne, çok güzel bir yer derken burayı mı kast etmiştin?" Nejla, Güneş için unutulmaz olması için Tarabya Oteli'ni seçmişti.
" Çok güzel, çok teşekkür ederim. "
Otelin restoranında kendilerine ayrılan masaya oturduktan hemen sonra diğer misafirlerde gelmişti.
" Çok güzel olmuşsun Güneş." Deniz gözlerini Güneş'ten alamıyordu.
" Teşekkür ederim."
" Bu niye seninle hâlâ böyle yılışık yılışık konuşuyor?" Ozan, yanında oturan Güneş'i kulağına fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şubar
General FictionGüneş, Türkiye'yi uzun süre sonra olimpiyatlarda temsil eden binici olmak isterken kendini bir anda Türkiye'nin ilk kadın jokeyi olarak bulur. Başarısız geçen olimpiyat elemelerinin ardından kariyerinin bittiğini düşünen Güneş, karşısına çıkan bu f...