2003/ Eylül
Güneş, babası onu uyardığı günden itibaren gözünü Borislav'dan ayırmıyordu. Değil hasta olmak, çok sağlıklı bir şekilde hayatına devam ediyordu.
" Ozan nerede bugün?" Güneş başka bir seyise etrafta görmediği Ozan'ı sormuştu. Adam ise birden gözyaşlarına boğuldu.
" Ne oldu? Ozan'a bir şey mi oldu!?"
" Güneş Hanım, Ozan bir kaza geçirdi, hastanede. "
" Ne?! Ne zaman?!" Güneş, Ozan ile ilgili bilgileri aldıktan sonra hastaneye onu görmeye gitti.
•••
" Nasıl oldu bu Ozan?" Ozan, yatakta bacağı sarılı bir şekilde yatıyordu.
" Temizlerken oldu. "
" Neden dikkat etmedin? Hem senin neyine tüfek ya! Ya daha kötü bir şey olsaydı? Allah'ım beterinden korumuş. "
" Hayatım bitti benim, ne beteri? " Ozan'ın eski enerjikliği gitmiş, yaşadıklarının etkisiyle melankolik bir hale bürünmüştü.
" Saçmalama, o ne demek öyle? Burası çok iyi bir hastane, en olmadı Borislav seni yurtdışına yollar orada tedavi olursun."
" Şu adamın adını anma!" Ozan'ın bu çıkışı Güneş'i yerinde şıçratmıştı.
" Ne oluyor Ozan?"
" Güneş, git artık lütfen. Ben de dinleneyim. " Ozan, başını Güneş'in tersi yöne doğru çevirip gözlerini yumdu.
•••
" Yazık bu cocuğa, çok üzüldüm. Bir hasar kalacak mı acaba Güneş?"
" Bilmiyorum teyze, umarım kalmaz. " Güneş'in zihni çok doluydu. O bir yandan Ozan'ı düşünürken, diğer yandan son zamanlarda inanılmaz bir şekilde değişen Borislav'ı düşünüyordu.
Aylardır Borislav'ın bir yanlışını kovalıyordu ama hiç açık bir kapı bulamamıştı. Borislav, ona hasta olduğunu söyleyeli neredeyse bir yıl olmuştu ama Borislav'ın hiç de hasta gibi bir hali yoktu.
Günümüz...
"Babam ve Arslan, Borislav'ın bir şeyler karıştırdığından eminlerdi. Aslında ben de emindim ama elimde bir delilim yoktu. Hasta olmadığını düşünmeye başlamıştım artık. Peki bana neden öyle demişti, neden benimle evlenmek istemişti? Artık gün geçtikçe bir çıkmaza giriyordum. Bir sonraki Gazi Koşusu için bir atla çalışmaya devam ediyordum ama Borislav yine pek oralı olmuyordu."
2003 / Kasım
" Ozan, sen yorma kendini. " Ozan, hastaneden çıkmıştı. Fakat ne yazık ki Selda'nın dediği olmuş ve bacağında bir sorun kalmıştı. Bu da onun aksayarak yürümesine sebep oluyordu.
" İyiyim ben, sen işine bak!"
" Ozan!" Borislav, yine en olmayacak anda gelmişti.
" Ne biçim konuşuyorsun sen Güneş ile ?"
" Bir şey yok Borislav, konuşuyoruz sadece, abartma. " Güneş, Ozan'ı az çok anlayabiliyordu. Hayatı tamamen değişmişti. Şu an kendini eksik hissediyordu ve Güneş olabildiğince ona yardımcı olmaya çalışıyordu.
" Şunu koruyup durma! Haddini bilecek artık. Karşısında Borislav Dimitrov'un karısı var!"
" Ben, her şeyden önce Güneş Rüzgar'ım, Borislav. Senden önce de öyleydim, senden sonra da öyle olmaya devam edeceğim. Ozan da benim arkadaşım, asıl sen haddini bil!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şubar
Genel KurguGüneş, Türkiye'yi uzun süre sonra olimpiyatlarda temsil eden binici olmak isterken kendini bir anda Türkiye'nin ilk kadın jokeyi olarak bulur. Başarısız geçen olimpiyat elemelerinin ardından kariyerinin bittiğini düşünen Güneş, karşısına çıkan bu f...