6

12.3K 903 575
                                    

Mavi Gri - Hayatım Leş

On birinci sınıf, aynı günün devamı.

Elimdeki pamuğa tentürdiyot döküp yavaşça Mert'in kaşına dokundurduğumda acıyla sızlanmıştı ama pamuğu geri çekmemiştim. "Piç evladı." Dedi sızlanışlarının arasında. "Elinin ayarına tüküreyim onun."

Sıkıntıyla derin bir nefes alıp verdim. Koridordan ayrıldığımızda ilk işimiz revire gelmek olmuştu ama hemşireyi bulamamıştık. İş başa düştüğü için Mert'e pansuman yaparken onun Emir hakkında sayıp sövmelerini dinlemek zorunda kalıyordum. "Elin armut mu topluyordu?" Diye sordum, temizlediğim yaranın üzerine küçük bir yara bandı yapıştırırken. Emir'in dudağının kenarındaki patlak ve elmacık kemiğindeki kızarıklık dışında bir şeyi yoktu fakat Mert için aynı şeyi söyleyemeyecektim. Emir hiç acımamıştı anlaşılan.

"Emir'i dövmemi mi isterdin?" Diye sordu şaşkınlıkla.

"Hayır da..." Yeni bir pamuk alıp tentürdiyot döktüm. "En azından sana vurmasını engelleyebilirdin."

Dudağının kenarındaki yarayı dikkatlice temizledikten sonra dağılmış suratıyla işim bitmişti. Sedyenin üzerindeki pamukları alıp kenarda duran çöp kutusuna attım. "Bilerek yaptım."

"Neyi bilerek yaptın?"

"Bilerek karşılık vermedim yani," Sedyede uzanır pozisyona geçerek ellerini ensesinde birleştirdi. "Müdür kameraları izlediğinde ilk hamlenin ondan geldiğini ve benim sadece kendimi savunmak için bir, iki yumruk savurduğumu görüp cezayı ona kesecek. Bende belki uzaklaştırma falan alırım ama onunki kadar ağır olmaz, suçsuz göründüğümden sene sonunda sicilimden silerler."

Gözlerim kısılırken sedyenin karşısında duran tek sandalyeye bıraktım bedenimi yavaşça. "Sana böyle bir şeyden bahsetmedim, neden öyle söyledin?"

Kaşlarını çattı ama bu hareketi canını acıtmış olacak ki kısık sesle bir küfür savurup yüzünü buruşturdu. "Neyden bana bahsetmemişsin?" Dedi, dalga geçer gibi bir tonlamayla.

"Emir'in ailevi meselelerinden bahsediyorum. Sana böyle bir şeyden hiç bahsetmedim nasıl öğrendin?"

Dirseğinin üzerinde havalanıp gözlerimin içine baktı. "Sen anlatmadıysan neden yalanıma ortak oldun?"

Bu soruyu son yarım saatte bende kendime defalarca kez sormuştum fakat bir cevap bulamamıştım. Sessiz kalıp gözlerine bakmayı sürdürdüğümde kafasını geriye atarak kahkaha attı. "Ben de aynı şeyi düşünmüştüm." Kendisini eski pozisyonunda sedyenin üzerine bıraktı ve bakışlarını tavana dikti. "Cevap versene Helin, herkesin içinde sana bağırması mı dokundu yoksa durduk yere arkadaşlığınızı bitiren taraf olduğu için ondan intikam mı almak istedin?"

Gözlerimi yumdum. Gerçekten ben ne yapıyordum? Amacım neydi? Nereye varmayı planlıyordum bu şekilde? "Ben senden buna ortak olmanı istememiştim, inkâr edebilirdin. Bu saatten sonra yaptıkların seni ilgilendirir."

"Kimden öğrendin?" Diye sordum içimdeki öfkeye rağmen sakin sesimle.

"O şerefsizin kardeşi varmış, adı..." Bir süre sessiz kaldı. "Alya." Diye tamamladım lafını. "Hah, Alya! Saf salak bir kız, Uraz'a anlatmış."

GECE SAÇLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin