27

10.2K 770 1.6K
                                    

Özgür Akkuş - Ölünce Sevemezsem Seni

Ben bu şarkıya bağımlıyım sanırım

Emir'den.

"Helin, Helin!" Arabanın önündeki bedeninin yanına dizlerimin üzerine yığılırcasına çökerken beynim bu anı yaşıyor olduğuma inanmamakta ısrar ediyordu. Bu kadar gözümü karartmış olamazdım, yapamazdım bu kadarını. "Helin aç gözlerini."

Sıyrıklarla dolu yüzünü avuçlarımın arasına alırken çarpmanın etkisiyle yarılan alnından süzülen kanlar parmaklarıma bulaşmıştı. Yüzünün her bir yanında kendine bir yer edinen kesik kesik sıyrıklar beyaz tenini kızarıklığa boğmuştu. "Helin, güzelim aç gözlerini." Bir elimi ensesine götürüp kafasını yavaşça dizime çekerken diğer elimle canı yanmasın diye yaralarının üzerine denk gelen saçlarını çekmeye çalışıyordum.

"Helin..." Bulanıklaşan görüş açımdan bile fark edebildim titreyen kirpiklerini, aralamak için zorladığı göz kapaklarını. Alnından süzülen kanları elimin tersiyle silerken gözlerim etrafta oraya bastıracak bir şey aradı. Arabanın şoförünün telefonda ambulans çağırdığını görmüştüm ama dikkatimi çok fazla oraya verememiştim. Helin'in iniltili sesini duymak gözlerimin yeniden ona dönmesine sebep olmuştu.

"Helin, neren acıyor güzelim?" Göz kapakları ağır ağır aralandığında kahverengi gözlerini parlatan yaşları görmek sol tarafıma çöken ağırlığı arttırdı. Parmağına diken batsa benim canımın yandığı kızın benim yüzümden bu hâlde olmasını yediremiyordum. "Helin konuş benimle lütfen."

Bakışları yavaşça bana doğru çevrildi ancak benim burada olup olmadığımı anlayacak kadar kendinde miydi bilmiyordum. Bakıyordu ama göremiyordu sanki. Aralanan dudaklarına indirdim bakışlarımı. Bir şeyler söylemek istedi, hiçbir tepkisini kaçırmak istemediğimden gözlerimi bir an olsun kırpmıyor, bakışlarımı yüzünden ayırmıyordum.

Dudaklarının arasından çıkan tek şey kısık sesli bir inilti oldu. O an neresinde yarasını olduğuna bakmak için vücuduna inen bakışlarım göğsünün inip kalkmadığını, konuşması için gerekli olan havanın ciğerlerine ulaşmadığını fark etti. Gözlerim açılırken alnındaki elimi yanağına indirmiştim. "Helin nefes al," Sesim ona ulaştı mı bilmiyorum ama o sadece gözlerini gökyüzüne çevirmişti. "Helin!" Diye bağırdım. "Nefes al! Hadi güzelim, kendine gel ve nefes al." Sonlara doğru neredeyse yalvarır gibi çıkan sesime dolan gözlerim eşlik ederken ağlamanın ne yeri ne de zamanı olmadığını biliyordum.

"Helin beni dinle," Görüş açısına girebilmek, dikkatini çekebilmek için yüzünü bana doğru çevirdim ama o sanki tüm dış dünyayla bağlantısını kesmiş gibi gökyüzüne dikmişti bakışlarını. "Nefes al Helin, sana yalvarıyorum nefes al." Kendine gelmesi için ne yapabileceğime dair en ufak bir fikir üretemiyordu beynim. Vücudunu sarsıp kendine gelmesini sağlamak istesem de nasıl bir darbe aldığını tam olarak bilmediğimden durumunu daha da kötü hâle getirmemek için hiçbir şey yapamıyordum.

"Bana bak," Başımı yüzüne doğru eğerek gökyüzüne bakmasını engellediğimde bakışları gözlerimi bulmuştu. "Şimdi benim yaptığımı yapacaksın tamam mı?" Kafasını başka yöne çevirmek için hareketlendiğinde yanağındaki elimi sıkıca bastırdım. "Nefes alıp vereceksin. Helin bana bak, beni duy başka hiçbir şeye odaklanma. Nefes al ve ver."

Ona göstermek amacıyla derin bir nefes alıp verdim. Bakışlarındaki boşluk beni anlamadığının göstergesi olsa da pes etmeden bir kez daha gösterdim. "Helin yapabilirsin güzelim, hadi."

Saniyeler sonra kalkan göğsü bedenime çarptığında rahatlayarak tuttuğum nefesimi verirken gözlerim gayri ihtiyari bir şekilde kapanmıştı. Hızlı hızlı aldığı solukları duyduğumda çok geçmeden gözlerimi açmıştım. Kastığı vücudu serbest bırakılmanın verdiği etkiyle kollarımın arasında titremeye başladı. Kollarımı ona mümkünmüşçesine daha da sarmaya çalıştım.

GECE SAÇLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin