11

9.4K 801 522
                                    

Mor ve Ötesi - Bir Derdim Var (Slowed)

Günümüz.

Zaman o kadar hızlı akıp gidiyordu ki bir yerden sonra yetişmeye çalışmayı bırakalı çok olmuştu.

Yalnızca akıp giden günlerin içinde kendi köşeme çekilmiş yaşamıma devam etmeye çalışıyordum. Gerçi buna yaşamak denilebilirse.

Okula gidip gelmek, koskoca bir yaz tatilini evde yatarak geçirmek, annem dışında bir insanın yüzünü zar zor görmekten ibaretti günlerim. Önceden de asosyal bir insandım ve bu beni rahatsız etmiyordu ama şimdi öyle değildi. Çok şey değişmişti, aynı benim gibi.

İnsan ne olursa olsun yanında birisini arıyordu. Yalnızlığa aşık bir insan bile en azından gün içerisinde birkaç diyalogtan ibaret dahi olsa birileriyle konuşmak isterdi.

Yaz tatilinde neredeyse evden hiç çıkmamış, annem dışında kimseyi görmemiştim, hayliyle kimseyle de bir muhabbetim olmamıştı. Mert zaman zaman beni aramış, inatla reddetmelerime karşılık inatla pes etmemişti. Son çare olarak numarasını engellediğimde önce başkalarının telefonlarından beni arayarak rahatsız etmişti. Onları da engellediğimde yeni bir hat alıp oradan aramalarına devam etmişti. Son çare olarak yazın sonlarına doğru telefon numaramı değiştirmek zorunda kalmıştım.

Şimdiyse okul açılmış, son sınıfın ilk gününe bugün itibariyle başlamıştık.

Okul bahçesinden içeri girer girmez Mert peşime takılmıştı, ondan kaçabileceğim tek yer olan kızlar tuvaletine girmiştim ve herkes dışarıda konuşma yapan müdürü dinlerken girdiğim küçük tuvalet kabininde ders saatinin başlamasını bekliyordum.

Mert'ten rahatsız olduğumu daha ne kadar dile getirebilirdim bilmiyordum. Beni rahatsız etmekten ne zaman vazgeçecekti onu da bilmiyordum henüz. Bir insan başka bir insanla görüşmek istemiyorsa zorlamanın anlamı neydi?

İçerisine girdiğim küçük kabinin artık beni boğmaya başladığını hissettiğimde saate bakmak için telefonumu cebimden çıkardım. Dersin başlamasına daha on dakika olduğunu görünce sıkıntıyla nefesimi üflemiştim. Mert'in koridorda bir yerlerde beni beklemediğinden emin olsam direkt çıkıp sınıfıma gidecektim ancak o akşama kadar buradan çıkmasam yine beni bekleyecek kadar manyak bir insandı.

Nereye kadar böyle kaçacaktım acaba?

Geçen senenin sonlarına doğru aynı şeyi yaptığında müdüre gidip rahatsız olduğumu dile getirmiştim ama müdürün yaptığı tek şey sadece uyarmaktı. Başka ne yapabilirdi, elinden ne gelirdi bilmiyorum ama en azından Mert'in gözünü korkutması beklentisindeyken kuru birkaç sözle uyarması müdürün de bana yardımcı olamayacağını anlamama yetmişti.

Karşımdaki boş duvara bakarken daldığım düşüncelerimden ayrılmama sebep olan çalan öğretmen ziliydi. Elimde tuttuğum çantamı omzuma asarak kabinin kapısını açtım. Oyalanmak için lavaboda elimi yıkayarak birkaç dakika daha geçmesini sağladıktan sonra tuvaletin kapısını yavaşça araladım. Müdürün konuşması bitmiş olsa gerek ki öğrenciler koridora doluşmuştu.

Görünürde Mert yoktu. Bu işime gelirken hızla yan taraftaki merdivenleri tırmanarak on ikinci sınıfların olduğu kata ulaştım. Bu sene de her sene olduğu gibi her alanın sınıfları kendi aralarında karma yapılmıştı. Geçen sene Mertle aynı sınıfa düşmüştüm ve bir aptal gibi buna sevinmiştim, bu sene aynısının olmamasını umarak sınıf listelerinin asılı olduğu panoya yaklaştım.

Sayısal sınıfların olduğu listede A şubesinin hemen üçüncü sırasında adımı gördüğümde hiç beklemeden çaprazda kalan sınıfa girdim. Öğrencilerin çoğu çoktan sınıfa gelmiş, yerlerine yerleşmişlerdi bile. Kapı tarafında kalan sıraların en arkasındaki boş yere oturdum. Hemen önümde bir kızla çocuk oturuyordu.

GECE SAÇLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin