Berk Baysal - Yaralarını Ben Sarayım
Günün ikinci bölümü diğerini okumayı unutmayın <3
"Kızım oha be! Bunlar yaşanırken neden kimseye anlatma gereği duymadın?"
Tuğra'nın aşırı yükselmesiyle dudaklarımı birbirine bastırırken verdiği tepkinin yerinde olduğunu biliyordum. Yolda yürürken adımlarını durdurmuş bana sorgular bakışlar atıyorken ofladım. Hava soğuk olduğu için dudaklarımın arasından çıkan hava duman gibi gökyüzüne yükseldi. Garip bir şekilde soğuk havalarda bunu yapmayı seviyordum. "Ohoo daldın gittin yine."
Gözümün önünde sallanan elle birlikte bakışlarım daldığı yerden ayrıldı. "Bahsetmek istemedim ben bir şekilde karşı çıkabiliyordum ona."
Tuğra'ya Mertle olan olayların bir kısmını anlatmıştım. Daha doğrusu anlatmak zorunda kalmıştım. İki gün önceki şikayetimin ardından bu sabah annemden Mert'in karakolda olduğu haberini almış, günler sonra ilk kez rahatladığımı hissetmiştim fakat bu his öğleden sonra sınıfa Mert'in girmesiyle son bulmuştu. Adalet en fazla bu kadar işliyordu işte, söylediğine göre ifadesini alıp bırakmışlardı.
Annemin dediği gibi ben şikayet ettiğimle kalmıştım.
Tuğra da asılan suratımı, zaten azıcık olan keyfimin kaçışını fark edince sorgulamıştı. Okuldayken bu mevzuyu konuşmak istemediğimden okul çıkışına ertelemiştim. Bugün Tuğra'nın ailesi bizim civarda oturan bir akrabalarına misafir oldukları için birlikte gelmiştik buraya kadar, yol boyunca da Mert mevzusundan aşırı detaya girmeyecek şekilde bahsetmiştim.
"Karşı çıkabiliyor olman onun durmasına yetmiyor ki Helin."
"Ne yapabilirim?" Diye sordum omuzlarımı silkerek. "Konuşmaya çalıştım dinlemedi, her defasında geri teptim anlamak istemedi, polise şikayet ettim bir sonuç çıkmadı. Daha ne yapabilirim?" Artık bir çıkış yolu bulamıyordum. Bu tarz olaylar artık televizyonda öylesine izleyip geçtiğim şeyler değildi. Gerçekten yaşamakla izlemenin arasında dağlar kadar fark olduğunu anlamak zorunda kalmak çok kötüydü.
"Ne kadar faydam olur bilmem ama okulda elimden geldiğince yanında olmaya çalışırım. İstersen okul çıkışlarında da seninle birlikte gelebilirim yalnız kalmaman için. O şerefsizi ne durdurur bilmem fakat yanına yaklaşmasına nasıl engel olunur biliyorum."
"Teşekkür ederim." Dedim düşünceli tavrı karşısında tebessüm ederek. "Ama gerek yok. Hallediyorum bir şekilde."
Mert'ten ve onun yapabileceği şeylerden korkmuyor değildim ama bu korkuyu belli ettiğimde, bunun Mert'i ne kadar eğlendirdiğini görmüştüm o yüzden elimden geldiğince belli etmemeye karar vermiştim. Yoksa ben karşısında ezilip büzüldükçe o daha da devam edecekti.
"Gerçekten Helin, yardıma ihtiyacın olursa yanında olacağımı biliyorsun." Sözlerini onaylarcasına kafamı aşağı yukarı salladım. Biliyordum, bunu her daim söylemekten vazgeçmiyordu ve iyi niyetini bana hissettirebiliyordu.
"Biliyorum sağ ol."
Gülümsedi. Birkaç saniye yüzümü izledikten sonra bakışlarını sokağa çevirerek etrafı incelemeye başladı. "Geldik sanırım." Kafamı çevirip bizim sokağın başladığı kısma bakarken başımı salladım. Otobüsten inince biraz yürümemiz gerekmişti. "Buralarda bir park varmış sanırım evin olduğu site oralardaymış, neresi biliyor musun?"
Arkmı dönerek diğer sokağı gösterdim. "Bu yolu bitir, yol ikiye ayrıldığında sola dön. Sokak bittiğinde parkı görürsün."
"Tamamdır yarın görüşürüz öyleyse."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE SAÇLI
Teen FictionGECE SAÇLI | Texting adlı kitabımın texting olmayan hâlidir, kurgu tamamen aynıdır ancak bölüm içeriklerinde epey farklılıklar vardır. Texting hâli daha amatördür ama istediğiniz hâlini okuyabilirsiniz. (Tamamlandı.) 01022022 🥂