1.9

2.8K 324 488
                                    

tw : ufak çaplı şiddet, dehşet

Baji

Üst üste iki gece boyunca dengemi siken kâbusların, kaygan zeminin ve evimin yanmasının üstüne annemle uğraşmaya hazır değildim. Küçük, beceriksiz ve sorunluymuşum gibi hissetmek için boktan bir andı.

Suratıma sağlam bir tokat geçirmeye yeltenmişti ki, Matsuno'nun bileğine yapışmasıyla kalakaldı. Saniyeler sonrasındaysa, zemine yapışmış ve acıyla ciyaklıyordu.

Ha?

Matsuno, çalışanlardan yükselen şaşkınlık çığlıklarına aldırmadan annemin sırtına bastırdı ayakkabısının tabanını. "Birisi polisi arasın. Bu kaltak, Baji-san'a zarar vermeye yeltendi."

Matsuno, annemi yere sermiş ve ona sövmüştü. Annemin hakaret ve tehditlerini siklemiyor, sırtını ezmeyi sürdürüyordu. Annemin durumu, karaya vuran balinaların çırpınışını izlemekten farksızdı.

Siktir, ne?

Kazutora, Matsuno'nun omzuna dokunmaya yeltenince onun bakışları yüzünden gerilemek zorunda kalmıştı. "Chifuyu, o kadın Baji'nin annesi." Anneme üzgün bir bakış attı. "Kusura bakmayın, Baji-sama."

Matsuno, ayak bileğini kavrayan annemin kafasını hafifçe tekmeledi. "Oğluna vurmaya yeltendiyse, durum daha vahim." Alt dudağını yaladı. "Sadece rezil bir anne, oğlunu incitir."

Toparlanmaya çalışarak boğazımı temizledim çünkü bu defa da ismimi haykırmıştı annem. "Matsuno, annemi bırakmalısın. Hem de hemen."

Eh, sahte stajyerlik de buraya kadardı anlaşılan. Matsuno'nun korumam olduğu, şimdiden açığa çıkmasa iyiydi gerçi ama neyse.

Bıkkın bir bakış attı ve birkaç adım gerileyerek annemi serbest bıraktı. Kazutora benden önce davranmış ve annemin kalkmasına yardım etmişti.

"Seni Tokyo'nun en rezil deliğine tıktıracağım," diye bağırdı Matsuno'ya ve tehditkâr bir havayla salladı işaret parmağını. "Milyonlarca yenlik bir tazminat ödemeye hazırlan, lanet piç."

Çalışanlar, nefeslerini tutmuştu resmen. Takemichi ve Kazutora bile şok bataklığına saplanmıştı. Annemin öfkeli yapısını bilmeyen yoktu soktuğumun şirketinde.

Öte yandan, Matsuno'nun en ufak bir mimiği bile oynamamış, omuz silkip sigara yakarak annemi iyice çıldırtmıştı.

Sikeyim, fazla havalıydı.

Anneme çevirdim bakışlarımı ve tüm korkuma sağlam bir siktir çektim. "Matsuno-san, sadece işini yapıyordu. Seni, düşmanım sandı belli ki ve bence meseleyi uzatmak gereksiz."

Matsuno'nun mavi gözleri bir anlığına parlamış, minik dudakları da zarif bir tebessümle bükülmüştü. Gururlu bir hâli vardı ama neden? Beni umursamıyordu ki!

Annem, bana yeniden vurmaya kalkışınca Matsuno'nun yanına sıvıştım. "Tanrım, şunu keser misin artık? Herkese rezil oluyoruz."

Yanımda cılız ve kısa kalan birine güvenerek ne bok yiyorum ben? Anneme diklenmek de neyin nesi amına koyayım?

Annem, sırtına attı elini ve tiksinti dolu bakışlarını Kazutora'ya yöneltti. "Bula bula rezil, kibirli ve de serseri bozması birini mi işe aldın? Bir hanımefendiyle nasıl konuşacağını dahi bilmeyen bir zavallı bu adam!"

Tanrım...

Matsuno, sigarasını ayakkabısının ucuyla söndürdü ve hâlâ parasını alamadığım pahalı masamı hatırlattı. "Bana bak, çirkef kadın. Kişiliğim ya da yöntemlerim hakkındaki fikirlerinle ilgilenmiyorum." Alt dudağını yalayıp küstah bir bakış attı. "Baji-san'ı incitmeye kalkışmayı sürdürürsen, asıl sen Tokyo'nun en rezil deliğine girersin."

Daha önce hiç kimse, anneme karşı korumamıştı beni...

Kazutora ve Takemichi'nin zayıf sitemlerine orta parmak çekmiş, hâlâ şaşkınlıkla cebelleşen güvenlik görevlilerini çağırmış ve annemi olabilecek en gurur kırıcı şekilde dışarıya attırmıştı.

Tepki veremiyor, ne hissetmem ya da düşünmem gerektiğini çözmeye çalışıyordum. Annem, en büyük korku figürüm, son iki güne dek gereksizce küçümsediğim çocuk tarafından savuşturulmuştu.

Matsuno, içini çekti ve siyah saçını karıştırdı. "Anlaşılan, hepinizde malca seyretme fetişi var." Kazutora'ya döndü. "Ne yapman gerektiğini söyletme ve hallet. Sonuçta, basit bir stajyerim ben ve buradaki tek amacım da Baji-san'dan işi öğrenmek."

Ortama sonradan katılan Mitsuya ve Draken bile kalakalmıştı amına koyayım.

Kaosun yarattığı karmaşayı ardımızda bırakıp asansör kabinine girince, boğazını temizledi ve ensesini kaşıdı. "Haddimi aştıysam bile üzgün değilim. Annen, gerçek bir arıza ve sana vurmasını seyredemezdim." Bakışlarını kaçırdı. "Beni savunduğun için de teşekkürler."

Sen hariç herkes, yıllarca seyretti...

Çenesini kavrayıp dudaklarını sertçe öptüm. "Sigaranı şirket malına zarar verecek şekilde söndürmeyi kesmelisin."

Küçük bir kıkırtı döküldü dudaklarından. "Hanemiya'ya, kıymetli masanın ve de taşlı mermerin parasını maaşımdan kesmesi söylerim." Dudaklarını benimkilere sürttü. "Yanımda kondom yokken ayartma beni."

Alnıma şaplak atıp, kızaran suratımı saklama umuduyla kafamı çevirdim. Matsuno, doyumsuz bir azgındı!

bi konuda not düşmeliyim, önemli sayılır falan

eski bölümlerde takemikey koklatmışım ve artık takemikey koklatmaya bile tahammülüm yok. eski bölümlerde oynama yapsam, akış çok kötü bozulur. o yüzden de başka bi yolla işi temizleyeceğim. sonradan, neden ayrıldılar falan filan demeyin çünkü 241. bölümden beri manjiro'ya katlanamıyorum




































bodyguard || tokyo revengersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin