Baji
Takemichi, ağrı kesici alıp uzanınca yatak odasına geçmiş ve yatağın zıt uçlarına oturmuştuk. Chifuyu, Takemichi onu ifşaladıktan sonra benimle göz teması kurmaya dahi kalkışmamış ve sessizliğe gömülmüştü. Öfkeden titriyor, sıklıkla da ensesini sıkıyordu.
En nihayetinde, boğazımı temizleyip ensesine diktim gözlerimi. "Sanırım, konuşmalıyız."
Omuz silkti. "Konu ne?"
Bu ilişkideki aptal olan taraf benim, kendine gel.
Yanına kayıp omzunu kavrasam da, başını eğik tutmayı sürdürmüştü. "En başından beri beni beğendiğini neden hiç söylemedin?"
"Tipim değilsin ama elimdeki tek seçenek de sensin."
Tanrım, sadece penisimle ilgileniyormuş gibi davranmıştı günlerce ve kendimi boktan hallice hissetmiştim. Ellerini kullanamadığı günkü sevişmemize dek, ona gönlümce dokunmama bile izin vermemiş ya da performansımı övmemişti.
Tüm ego ve kibrimin ardına sığınan kırılgan eziğin tekiydim aslında...
Çenesi kasıldı. "Tamam, kindar birisi değilim ve ilişkimizden gayet memnunum ama ilk günlerde bana resmen çöp muamelesi yapmıştın, Keisuke." Elimi itti. "Sürekli, sana aşık olduğumu falan zannedip yerin dibine soktuğun anların üstüne konuşmak dahi istemiyorum."
O üç gün hiç yaşanmamış gibi davranamaz mıyız?
Omzunu daha sıkı kavrayıp benden tarafa dönmeye zorladım ve yüzüne eğildim. "Aramızda hiçbir sır olmayacağı konusunda anlaştıktan sonra söyleyebilirdin." Çenesini kavradım. "Üstelik, daha kaç defa özür dilemem gerekiyor?"
Bir öfke kıvılcımı belirdi gözlerinde. "Çekilmezsen kolundaki her bir kemiği kırar, Takemichi'ye arkadaşlık etmeni sağlarım."
Neden her seferinde canımı yakmakla gözümü korkutuyorsun ki? Kolumu kırsan, yine sen uğraşacaksın ulan!
Onu ikiletmeyip biraz uzaklaştım. "Benden sakladığın başka neler var, Chifuyu?"
Aniden ayaklandı ve odayı adımlamaya başladı. "Amına koyayım, senin sorunun ne? Sikik bir saçmalık yüzünden bana sahtekâr bir yalancı muamelesi mi yapacaksın cidden?" Saçını çekiştirip hırladı. "Birilerini komaya sokmalıyım."
Beni gerçekten de seviyor musun, Chifuyu?
Saçımı yeniden toplayıp halının desenlerine odaklandım. "Chifuyu, neden bu kadar sinirlendin ki?"
Öncesinde de beni beğendiği gerçeğini kabullenmek yerine, neden kaos yaratıyordu ki? Yoksa, sorun benim gibi birini arzulaması mıydı?
Karşımda dikilirken, histerik bi' hali vardı. Zangır zangır titriyor, yumruklarını her an suratıma geçirebileceğini saklamaya zahmetine bile katlanmıyordu. Sikeyim, şu anda gerçekten de tehlikeli görünüyordu.
Kollarını iki yanıma uzatıp yüzüme eğildi. "Sana, sağlık sorunumu açıklamama rağmen bana güvenmiyorsun." Dişlerini sıktı. "Ne yaparsam yapayım, asla samimiyetime inanmayacaksın." Şoktan kaskatı kesilmeme karşın, hızlıca geriledi ve yumruklarını duvara geçirdi. "Üzücü."
Toparlanmaya çalışıp ona uzandım. "Y-yanlış anladın. Öyle demek istemedim ki."
Sinirden kızaran yanaklarına dokunup birkaç küfür mırıldandı ve benden iyice uzaklaştı. "Evet, fotoğrafını görünce seninle ateşli bir gece geçirmek istedim ama boktan tavırların ve küçümseyici bakışların yüzünden senden çabucak soğudum." Yandan bir bakış attı. "Evet, aslında tam da benim tipimsin ve çok daha farklı şartlarda tanışsaydık da seni yatağa atardım." Kapı kolunu kavradı. "Cidden sinirimi atmalıyım. Silah, komodinde duruyor."
Ayaklansam da, ona yaklaşmaya çekindim. "C-chifuyu..."
Ne diyeceğimi ya da yapacağımı çözemiyor, hayal kırıklığıyla kaplı safir mavisi gözlerine bakmanın ötesine sokulamıyordum. Sözcükler, zihnimden kaçışıyordu sanki.
Bana arkasını döndü. "Etrafa bakınmalı ve birkaç işimi halletmeliyim." Eli titredi. "Şu anda korumalık yapacak durumda değilim. Silahı al ve pencelerden uzak dur." Kapıyı açtı. "Seni hayal kırıklığına uğrattıysam çok üzgünüm ama biraz mola vermeliyim."
Onu durdurmak yerine, göremeyeceğini bilsem de, başımla onayladım ve Chifuyu gidince de silahı kavrayıp yere çöktüm.
Tanrım, ne bok yemiştim ben?
sizce, kim haklı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bodyguard || tokyo revengers
Fanfiction"sevgi de neymiş? tapıyorum sana, kahrolası puşt!" → baji keisuke x matsuno chifuyu ← × koruma × çoğunlukla düz yazı [040122 - 130422]