2.3

2.7K 318 338
                                    

tw : şiddet, dehşet, rahatsız edici isimler (?) + ufak çaplı cinsel düşünceler, cinsel gerilim ,d

Baji

Kisaki, Toman şirketinin eski bir çalışanıydı. Üniversitedeyken, Mikey'ye sülük gibi yapışarak aramıza katılmış ve şirketin ilk zamanlarında da bizimle benzer uğraşların peşindeymiş gibi davranmıştı.

Oysa, bizden gördüğü yazılımı çalarak kendi şirketini kurmak ve Mikey'nin de o şirketin CEO'su olmasını düşlemişti. Amacını çözünce şirketle ilişiğini kesip hapisaneyi boylamasını sağlamıştım. Milyarlarca yen değerindeki yazılımlarımızı kopyalayabileceğini sanması, gerçekten de aptalcaydı.

Demek, tüm bu saçmalığın ardındaki ruh hastası sendin...

Matsuno, piçin diğer kolunu da kırıp bir kez daha sokağın akustiğini deneyimledi. "Düzgünce açıkla ya da cesedini tanınmayacak hâle getireyim, ahbap." Piçi zemine iyice bastırıp boynunu kütletti. "Detay istiyorum."

Tanrım, Matsuno'nun seksiliği Kisaki piçinin yediği boklar yüzünden çektiğim çileyi bile unutturmuştu. Onu şuracıkta becerebilirdim.

"Kiyomasa ben," dedi piç kurusu ve biraz daha kan tükürdü. "Kisaki'nin adamlarından birisi bu ibneyi biraz ürkütmem karşılığında yüz bin yen kazanacağımı söyledi ve yarısını da önden verdi."

İbne...

Matsuno, bir tekme daha savurdu. "Baji-san'ı tanımlarken iğrenç sözcükler kullanmayı sürdürürsen hadım ederim seni, rezil piç."

Matsuno, neden çok daha farklı şartlarda tanışmadık ki?

Kocaman gülümseyip omzumu sıktı. "Artık rahatlayabilirsin, Baji-san."

Matsuno, polisi arayıp durumu özetlerken titremeyen zarif ellerinden ayıramıyordum bakışlarımı. Kiyomasa denen puştu hırpalamak onu tazelemiş gibiydi.

Karakola giderken mutsuzdum. Tüm gizem çözülmüş, Matsuno'nun görevi tamamlanmıştı. Artık benimle kalması için hiçbir sebebi yoktu.

Yeniden solgunlaşınca korkuyla yutkundum. "Sorun ne, Matsuno?"

Titreyen ellerini ceplerine sıkıştırdı. "Önemsiz bir konu, Baji-san. Moralini bozmaya değmez."

Moralim zaten bozuk, kahrolası.

Homurdanmakla yetindim ve Kazutora'ya kısa bir mesaj atıp yol boyunca sessizliğimi korudum.

Onu yanımda tutmak istiyor ama hiçbir bahane bulamıyordum. Benimle normal şartlarda neden ilgilenecekti ki zaten? Tipi bile değildim. Koyduğum yasak yüzünden benimle düzüşmüş, muhtemelen pek de umursamamıştı hiçbir anını.

Beni sarsan deneyimler, onun nazarında vasat altı seksti. Ne eksik ne de fazla...

Kiyomasa, gerçek adıyla Kiyomizu Masataka, ifadesini verirken biz de hikâyenin kendi payımıza düşen kısmını anlatmış ve daha öncesinde de karakola bildirdiğim durumları özetlemiştik.

Matsuno, berbattı. Güçlükle nefes alır gibi bir hâli vardı. Otomattan aldığı tuzlu atıştırmalıkları sömürüyor, yönelttiğim soruları savuşturuyordu. Buradaki işimiz bitince onu hastaneye götürmeye kararlıydım.

Polis memuru yanımıza gelirken şaşkın görünüyordu. "Kisaki Tetta, kaldığı hapishanede canice katledilmiş. Hem de bu sabah."

Sinirden gülmüş, şakaklarımı ovalamıştım. Kisaki bokunun öldüğüne mi sevinsem yoksa durumun iyice sikikleşmesine mi yansam, çözemiyordum. En azından, Matsuno bir süre daha benimle kalacaktı.

Matsuno, biraz daha kraker yedi. "Detay verirseniz minnattar olurum, Tachibana-kun. Baji-san'ın korumasıyım, biliyorsunuz."

Ona şaşkın bir bakış attım. İlk defa, birisiyle saygılı bir tonda konuşmuştu.

Tachibana denen polis, içini çekti ve Matsuno'nun yanına oturdu. "Kisaki'yi doğrayan şahıs, kapatıldığı hücrede kendisini asmış. İsmi de, Ahane Choji." Kravatını gevşetti. "Ahane, içerideyken Kisaki'nin köpeğiymiş. Her emrini yerine getirirmiş falan. Tüm bu kaosu tetikleyen olayı bulmak için kapsamlı bir araştırma yapacağız."

Amına koyayım ama be!

Memur gidince birkaç küfür mırıldandı Matsuno. "Üzgünüm, Baji-san. Meseleyi kapattığımı zannedip boş yere umutlandırdım seni."

Acımı bastırmayı denedim. "Benden kurtulamadığın için asıl ben üzgünüm, Matsuno."

Gözlerini devirdi. "Benim gibi rezil bir serseriyi yanında tutmaktan hoşlanıyor gibi davranmayı keser misin?"

Dişlerimi sıktım. "Rezil bir serseri falan değilsin." Koluna yapıştım. "Hastaneye gidiyoruz."

Endişeyle doldu gözleri. "O piç seni incitti mi yoksa?"

Telefonumu kurcalayıp en yakındaki hastaneyi buldum ve Matsuno'yu da beraberimde sürükleyerek ayaklandım. Sorularını duymazlıktan geliyor, testler sırasında sorun çıkarmamasını diliyordum ki gerçek şokla tanıştım.

Karakoldan çıkmış, diğer yayalarla birlikte karşıdan karşıya geçerken embesilin biri üstümüze sürdü arabasını.

Bedenime söz geçiremiyor, kımıldayamıyordum ki Matsuno kontrolü eline alıp belime sarıldı ve arabanın uzağına devrilmemizi sağladı. Beynim asfalta dağılmasın diye de son anda ellerini başımın etrafına sarmıştı.

Herkes paniğe kapılmış kaçışıyor, karakoldan fırlayan polisler de sikik sürücünün aracının etrafını sarıyordu.

"İyi misin?" diye sordu Matsuno.

Kıyafetlerimize rağmen zarif kaslarla bezeli bedenine dair detayları hissedebileceğim kadar yakındık. Ah, tam da şu anda neden zaman durmuyordu ki?

Tüm korku ve tereddütlerime siktiri çektim ve de dibimdeki pembe dudaklara uzandım. Bir anlığına duraksasa da, üst dudağımı sertçe emmekten geri kalmamıştı.

Ah, daha önce hiç böylesine iyi hissetmemiştim.

ters köşelerin köpeğiyim, biliyorsunuz-



























bodyguard || tokyo revengersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin