3.3

2.8K 307 463
                                    

// önceki bölümü atlamayın //

tw : cinsel gerilim, yükseğimsi cinsellik

tw2 : aşırı ötesi uzun bölüm

Chifuyu

Orta sonun yaz tatilinden beri, her türlü boktan bara girip kafayı bulmuşluğum vardı. Senju'nun en büyük abisi, bizi yanında gezdirip elimize bira tutuşturur ve ne bok yediğimizle ilgilenmezdi bile.

Yedi shot ve iki şişe biranın ardından yanakları kızarıp bakışları bayıklaşan serseme belki de milyonuncu defa durmasını söylemiş ve kendi işime bakmam gerektiği karşılığını almıştım.

Baji, yaklaşık iki haftadır korumalığını yaptığım herif, beni kıskandırarak ne sikim elde etmeyi umuyordu ki? Amaç neydi yani?

Yavşak barmaid'in başı kalabalıklaşınca arka taraftaki koltuklardan birine geçmiş ve içmeye burada devam etmiştik. Yaklaşık yarım saattir de, yılışık bir kızla flörtleşiyordu.

Kızın eli, Baji'nin kol kaslarında gezinmeye başlayınca dişlerimi sıkıp bakışlarımı kaçırdım. Kızın elini, kuduz köpeklere yem etmeyi çok isterdim.

Biramdan büyük bir yudum alıp beni süzen bedenleri yok sayarak titreyen ellerime odaklandım. Sinir ya da keder kat sayım yükselince, titremeler de artıyordu ister istemez ve bu iğrenç durumdan tiksiniyordum.

Son üç seneyi, bu küçük düşürücü durumla cebelleşerek geçirmiştim ve hâlâ hiçbir gerçek çözüm bulamıyordu lanet doktorlar. Stresten uzak durmam gerektiğini söyleyip başlarından savıyorlardı.

Üç sene önceki kazadan sonra başlamıştı el titremem ve beni asla salmamıştı.

Kızın elleri daha altlara inince ellerimi yumruk haline getirmem gerekmişti. Saygı duyduğum, önemsemeye başladığım birinin bana acı çektirmesi berbattı. Onu kıskanmamı, onun için çıkarmamı istiyordu ve amacına ulaşmıştı da. Öyleyse, neden durmuyordu ki?

Ne sanmıştım ki? Beni sahiden de yanında istediğini mi? Büyü kaybolunca, hiçbir çekiciliğim kalmamıştı onun gözünde.

Kızın dudaklarına eğilince, öfkem kederimi baskıladı ve kolunu kavradığım gibi tuvalete sürükledim onu. Yüksek sesli müziğe rağmen attığı kahkahaları duyabiliyordum.

Boş kabinlerden birine girip onu duvara ittirdim. "Senin sorunun ne, kahrolası?"

Dengesini bulamayınca omuzlarıma tutunup gür bir kahkaha attı. "Asıl, senin sorunun ne?" Burnunu boynuma sürttü. "Yasağını kaldırmamı istediğini sanıyordum?"

Ellerimi mahvettiğim günkü düzüşme seansımızdan sonra, bu yönde tek bir kelime dahi etmemiştim. Birden bire, ortada hiçbir sebep yokken, neden böyle davrandığını da anlayamıyordum.

"Çok iyi biridir," demişti Takemichi her şey başlamadan bir gün önce ve omzumu sıkmıştı. "Ona kapılırsan hiç şaşırmam. Sert duruşunun ardında, yumuşacık bir kalbi var."

Sonrasında da fotoğrafını göstermişti. Eh, bana da işi almak dışında bir seçenek kalmamıştı.

Gerçek şuydu ki, Baji üç sene önce ölen kedime çok benziyordu. Agresif görünse de, ürkek ve travmalarla doluydu. Bende koruma isteği uyandırıyor, tüm gizem çözülünce onu nasıl bırakacağımı sorgulamama sebep oluyordu.

Islak dudaklarını boynuma bastırarak düşüncelerimden sıyrılmamı sağladı. "Neden buradayız?"

Şehvete kapılmak yerine, saçından yükselen güzel kokuya odaklandım. "O kızı gerçekten istiyorsan aradan çekilirim ama derdin beni çıldırtmaksa durmalısın artık."

bodyguard || tokyo revengersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin