2.4

2.7K 315 394
                                    

Baji

Aynı gün içinde iki defa siki tutmaktan yırtınca, bana bi' çeşit rahatlık yüklemesi yapılmıştı sanırım. Aksi takdirde, tanınabileceğim bir yer ve durumda, Matsuno'yu açlıkla öpmemin hiçbir mantıklı açıklaması yoktu.

Matsuno, birisi boğazını temizleyene dek üstümden inmemiş ve bana karşılık vermişti. Tuzlu kraker ve de sigara tadındaydı ama sorun değildi. Minik dudaklarını emebildiğim sürece her cinsten aromaya katlanabilirdim.

Kisaki ve köpeğinin ölümünün ardındaki gizem çözülene dek, benimle kalacaktı nasılsa.

"Sürücü ölmüş," dedi Tachibana ve bakışlarını kaçırdı. "Kimliğinde yazana göre, ismi Kureiji Chonbo. Olayın aslını çözünce sizi ararım."

Matsuno, rahatça üstümden kalkarken utanç duygum hortlamıştı ve yanaklarımdaki ısınma yüzünden başımdaki ağrı kötüleşti.

Tanrım, ne bok yemiştim ben? Annem duyarsa mahvolurdum. Üstelik, herkes bize bakıyordu!

Matsuno, kulağıma eğildi. "Bir süreliğine kayıplara karışmaya var mısın?"

Kafam ve asfalt arasında kısılı kalmaktan kızaran ellerini kavradım. "Önce, doktora görüneceksin." Sert bir bakış attım. "İtiraz falan istemiyorum, Matsuno."

Yanaklarını şişirse de, polis arabalarından birine binip en yakındaki hastaneye yönelmemize karşı çıkmamıştı. Ellerindeki kızarıklıklar morluğa dönüşecekti muhtemelen ve onun benim yüzümden acı çekmesini istemiyordum.

Hastanenin tabelasını görünce irice açıldı gözleri. "Başkasına gidemez miyiz?"

Arabayı süren polis homurdandı. "Özel şoför falan mı sandın beni, küpeli?"

Matsuno, sinirden titrerken gülmemek adına yanağımın içini dişlemem gerekmişti. Fazla şirindi. Kiyomasa denen piçin kollarını kırmasına ve leş gibi bir zeminde samimi anlar yaşamasını sağlamasına rağmen hem de.

Hastaneye sorunsuzca girmiş, acile yönelmiştik ki iyi olduğu üzerine söylenmeye başlamıştı. "Cidden sorun yok, Baji-san. Basit bir merhemle hallederim."

Morarma yolundaki eklemlerini süzdüm. "Aptallaşma, Matsuno."

Kayıt yaptırıp numara almış, bekleme yerindeki sandalyelere oturmuştuk ki titremesi kötüleşti. Ensesine masaj yapmam dahi onu yatıştıramayınca gerçek bir işe yaramaz gibi hissetmemiştim.

"Matsuno," dedim yumuşacık bir sesle. "Bana anlatabilirsin."

Gözleri kızarmış, alt dudağı titremişti. "Buradan uzaklaşmalıyız, Baji-san. Lütfen."

Dudağının kenarını öperken "Chifuyu!" diye bağırmıştı adamın biri. "Yine mi yaralandın?"

Siyah saçlı, uzun boylu, doktor giysilerinin içindeki orta yaşlı adama bakakalmış ve birkaç ton daha kızarmıştım. Matsuno'yu öperken onun tanıdığı birine yakalanmıştım!

Adamın bakışları bana kaydı. "Sen de kimsin, genç adam?"

Matsuno, elini ensesine atıp gergin bir şekilde gülümsedi. "Selam, baba. Ben de seni gördüğüme çok sevindim."

Hassiktir.

Kendi tükürüğümde boğulmuş, rezilliğim karşısında ağlamak istemiştim. Babasına basılmıştık!

Matsuno, sırtıma birkaç defa vurdu. Toparlanmış gibiydi. "Su ister misin?"

Babası, Matsuno'nun ellerini fark edince alnına şaplak atmış ve oğlunun yanındaki boş sandalyeye çökmüştü. "Neden sadece yaralandığında görebiliyorum seni?" Beni tarttı. "Seni tanıdığımı sanmıyorum, genç adam. Oğlumun tam olarak neyisin?"

Panikle "Sevgilisiyim," dedim ve İskandinav tanrılarından birinin kafama yıldırım savurmasını diledim.

Öte yandan, babasının bakışları yumuşamıştı. "Ah, demek öyle. " Elini uzatınca hızlıca tokalaştık. "Chifuyu'nun ucuz zavallılarla uğraşmayı bırakmasına çok sevindim." Beni yeniden süzdü. "Belli ki, Chifuyu'nun üzerindeki etkin büyük. Onu belki de ilk defa yırtık olmayan giysiler içinde görüyorum."

Ha?

Matsuno, bozuntuya vermeden omzuma attı elini. "Ben de seni çok seviyorum, baba. Sevgilimin önünde gömmeseydin iyiydi tabii."

Yalandan da olsa sevgilim, demesinden hoşlanmıştım.

Matsuno'nun bileğini kavrayıp içini çekti. "Bu defa kimi yumrukladın? Ellerine yazık değil mi? Zaten titremesini durduramıyoruz." Bana çevirdi bakışlarını. "Stresten uzak durması gerekiyor ama nerede bela varsa bodoslama dalıyor. Üstelik, hi-"

"Yeter," diyerek susturdu babasını. "Bana hasta muamelesi yapmandan hoşlanmıyorum, baba. İyiyim ben."

Hi, ile başlayan tüm kelimeleri araştıracaktım.

Oğlunu yok sayarcasına bana odakladı yeniden. "İlk defa Chifuyu'nun birisine sevgilim, dediğini duyuyorum. Chifuyu, fazla dikkatsiz ve gamsızdır falan ama muhteşem biridir." Oğlunun saçını karıştırdı. "Bana yemeğe gelsenize. Seni daha yakından tanımak isterim, genç adam." Kaşlarını kaldırdı. "Adın neydi sahi?"

"Baji," diye geveledim ve buradan çıkınca Matsuno'nun beni gebertmemesini umdum. "Baji Keisuke."

Omzumu sıkıp kocaman gülümsedi. "Bu cuma akşamı nasıl?"

Matsuno, bana pis bir bakış atsa da başını sallamakla yetindi. Ah, beni kesinlikle gebertecekti.

resmen üst üste üç gün bölüm yazmışım, amanın

zaten yarından pazara kadar aşırı yoğunum, boşluk bulursam şey ederim
bb
















































bodyguard || tokyo revengersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin