0.4

3.2K 355 390
                                    

tw : ufak çaplı cinsel gerilim

Baji

Eski, viran durumdaki binalarla kaplı bir sokakta yaşıyordu Matsuno. Beş katlı, boyası soyulmuş bir binanın ikinci katındaydı dairesi ve şirketteki çalışma odam bile daha büyüktü buradan.

Biraların büyük bir kısmını buzdolabına atmış, koltuk bile olmayan küçük odadaki yastıklardan birine oturmuştu. Sigarasını içiyor, delici bakışlarını üzerimden çekmiyordu. İkinci birasındaydı.

"Öncelikle," diye başladı ve sırtını boyası mahvolmuş duvara yasladı. "Patronum falan değilsin."

Şimdiye dek içtiğim en ucuz biradan bir yudum daha aldım. "Ne demeye çalışıyorsun?"

Dudağındaki halkayı yaladı. "Beni işe Hanemiya denen adam aldı. Yani, sadece ona hesap verir ve onun emirlerine uyarım."

Kazutora, azgın karılar üstüne atlayıp parçalasın seni ulan!

Ters bir bakış attım. "Senin gibi umursamaz, kibirli ve sadist birinin beni gerçekten koruyacağına nasıl inanabilirim? Daha önce, bu tarz bi' çalışma deneyimin olmuş muydu ki?"

Tamam, güçlü biriydi ama yetmezdi. Durduk yere bana saldırmayacağının bile hiçbir garantisi yoktu.

Omuz silkti. "Bana yeterince para verildiği sürece, seni hayatım pahasına koruyacağım. Paradan daha fazla önem verdiğim hiçbir sikim yok." Etrafı gösterircesine salladı elini. "Sonsuza dek burada çürümek istemiyorum."

Eh, en azından büyük bir bok çukurunda yaşadığının farkındaydı.

Tanrım, böylesine iğrenç bir yerde hayat mı geçerdi? Kendi semtimi şimdiden çok özlemiştim.

Biraz daha bira içtim. "Diğer sorumu cevaplamadın."

Alaycı bir bakış attı. "Bu rezil mahalleyi yıllardır koruyorum. Benden korkan çete liderleri, insanlara sataşmıyor. Bugünkü beyinsiz de bir çete lideriydi hatta."

Korkuyla titreyen ve saygıyla eğilen herifler, gerçekten de tehlikeli tiplerdi. Tek başıma sağ çıkamazdım bu sokaklardan, farkındaydım. Bana sataşmamalarının tek sebebi, Matsuno'ydu.

Matsuno'nun telefonu çalınca, suratını buruşturdu ve aramayı yanıtladı. "Ne var, Senju?.." Bana kaydı bakışları. "Siktir, ciddi misin?.. Hay sikeyim ama... Elbette ki öyle bir durum yok... Ne?.. Tamam, hallederim."

Birasını bitirip birkaç küfür mırıldandı ve telefonunu odanın diğer köşesine fırlattı. "Hay sikeyim böyle işi."

Kaşlarımı çattım. "Bir sorun mu var?"

Dişlerini sıkıp saçını yolarcasına çekiştirdi. "Bizi sevgili sanmışlar."

Ha?

Gözlerimi kırpıştırıp sertçe yutkundum. "İki erkeği mi sevgili sanmışlar? Ne alaka be?"

Ürkütücü bir ifade belirdi suratında ve neye uğradığımı anlayamadan, beni yere yapıştırıp üstüme çıkmıştı bile. Sinirli, sigara ve bira kokan, nefesleri yüzüme çarpıyordu.

Zemine sağlam bir yumruk attı. "Fobik bir piç olduğunu bilseydim, bu işi asla kabul etmezdim."

Bedeninden yayılan öfke ve kin dolu bakışları, kımıldayamaz hâle sokmuştu beni. Tanrım, baya baya geberebilirdim şu anda.

Boğazımı temizledim. "F-fobik falan değilim. O kızı görünce, bilirsin işte." Bakışları belli belirsiz de olsa yumuşamıştı. "Üstümden kalkar mısın?"

Kaşlarını kaldırdı. "Biseksüelim. Bu konuyla ilgili bir sorunun varsa, ağlayarak annene sızlanabilir ya da Hanemiya'ya beni kovmasını söyleyebilirsin."

Tanrım, ince bedenini tamamen hissedebiliyor ve bir an önce uzaklaşmasını diliyordum. Böyle bir poziyona girdiğimize inanamıyordum!

Doğrudan gözlerinin içine baktım. "Dedim ki, fobik falan değilim. Kimin kimi siktiğiyle ilgilenmiyorum ama beni korurken, tavır ve hareketlerine özen göstereceksin."

Küstahça büktü dudaklarını ve üstümden kalkıp eski köşesine döndü. Hızlıca doğrulup biranın kalanını bitirdim. Gerilmiş, adrenalinle dolmuştum.

"Kişisel alanıma girmek yok," dedim sert sert. "Gereksiz temaslardan hoşlanmam."

Bir sigara yaktı. "Üstüne son hızla gelen bir araba olsa bile mi temas yok?" Homurdanmama karşın, alayla güldü. "Zaten, bugün de gördüğün üzere sana kalmadım."

Kızın poposunu, yaklaşık yüz kişinin önünde avuçlamıştı!

"Senin gibi bir zengin bebesinin, böylesine rezil bir yerde bulunacağını hiç kimse düşünemez." Küllüğünü alıp ayaklandı. "Geceyi burada geçir. Yarın da detayları konuşuruz."

Odaya göz gezdirdim. "Sürekli benimle kalman gerekecek."

Homurdandı. "Yani, sana taşınmam gerekiyor. Evet, biliyorum. Takemichi ve Hanemiya açıkladı. Sürekli, gözümü üstünde tutmalıyım vesaire." Boynunu kütletti. "Futonumda yatabilirsin. Ben de tepende dolanır, güvenliğini sağladıktan sonra kestiririm biraz. Uykum hafiftir zaten."

Diğer odaya geçmiş, siyah futona uzanırken kafam allak bullaktı. Belki de, tüm piçliğine rağmen gerçekten de iyi bir iş çıkarabilirdi. Ölüm tehditlerini ciddiye aldığım falan yoktu ama annemin içini rahatlamalıydım.



















bodyguard || tokyo revengersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin