3.6

2.5K 297 308
                                    

tw : cinsel gerilim, koklatılmış cinsellik

tw2 : aşırı uzun bölüm

Baji

Yerde mekik çeken Chifuyu'ya belki de milyonuncu defa bıkkın bir bakış yöneltmiş, sonrasında da haberleri izlemeye geri dönmüştüm. Cep telefonlarımızı kullanamayınca, olası gelişmeleri yakalamak için tek seçeneğimiz televizyondu. Tanrım, televizyondan nefret ediyordum.

"İkinci elden tablet falan mı alsak?" diye sordum kanalı değiştirirken. "Nakit kullanırsak izi sürülemez hem?"

Duraksayıp terden üstüne yapışan tişörtünü çekiştirdi ve nemli saçını geriye yatırdı. "Nakitimizi idareli harcamalıyız. Benim banka hesabım da izleniyor olabilir." Bağdaş kurarak oturdu ve tişörtünün kenarıyla terden parlayan yüzünü sildi. "Gündelik iş bulabilirim gerçi. Yuzuha'ya sormamı ister misin?"

Kişisel banka hesabımda yaklaşık bir, şirkete bağlı olanda da beş milyon civarı dolarım vardı ama Chifuyu'nun korumacılığı yüzünden tek bir sentini bile harcayamıyordum. Kazutora dahil, hiçbir şirket çalışanına güvenmiyordu.

Kazutora, en yakın arkadaşımsın sen... Lütfen, tüm bu saçmalığın altından çıkma...

Karşısına geçip onun gibi bağdaş kurarak oturdum ve yanağına uzandım ama çabucak geriledi. "Leş gibiyim şu anda, Keisuke."

İnadına daha da sokuldum ve terli yanağını öperek çıldırttım onu. "Çok daha terli hallerini görmüşlüğüm var, biliyorsun." Eğilip boynunu yalayınca sertçe yutkunmuştu. "Tadını seviyorum, Chifuyu."

Boynuma sarılıp arsızca kıkırdadı. "Öyleyse, neden şuracıkta beni becerip iyice terletmiyorsun?" Dudaklarıma kaydı bakışları. "Üstüne atlamama çabalarımı batırmanın bedelini ödemelisin, Keisuke."

Onu kucağıma çekiştirip dudaklarımızı kenetlerken, her cinsten bedeli ödemeye hazırdım. Onunla bütünleşmeye doyamıyordum ki.

Chifuyu, cinsel açlığı belli oranda kontrol altına almaya ve bana seks partneri muamelesi yapmamaya çalıştığını söylemişti. Kendince, beni sadece bedenim yüzünden arzulamadığını göstermeyi ummuştu. Hislerimi açmadan önceki tuhaf halleri de bu amacının ürünüydü hatta.

Bu ilişkideki tek şapşal olmamak, güzeldi.

Sert ve muhteşem hissettiren bir seksten sonra duş alıp giyinmiş ve koltuğa gömülüp haberleri izlemeye başlamıştık. O da en az benim kadar sıkılmıştı bu durumdan ama Chifuyu'nun dediği gibi, nakitimizi öylece tüketemezdik.

Chifuyu, saçımı havluyla kurulayıp dikkatlice taramaya girişmiş, çürüttüğü boynuma da minik bir öpücük kondurmuştu. Son bir haftadır, ilişkimizin başladığı günden beri, saçımla Chifuyu ilgileniyor ve bu sırada da kedi gibi sırnaşıyordu.

Aynen, en odun kötü çocuk sensin!

"Tokyo'yu özlüyor musun hiç?" diye sordum başımı göğsüne yaslarken.

Kolunu dolayıp saçımı öptü. "Hayır. Tokyo'dan nefret ediyorum aslında. Görevim tamamlanınca şehirden tamamen ayrılma konusunda da gayet ciddiydim." Alnıma bastırdı sıcacık dudaklarını. "Sen, özlüyor musun sahi?"

Göğsüne iyice sokulup gözlerimi kapattım. "Arkadaşlarım dışında hayır. Şu tuhaf keşişi birlikte aramayacak mıydık bu arada?"

Kıkırdayıp kulak mememi dişledi. "Keşiş bahane, benimle sevişmek şahane." Belimi okşadı. "Pansuman yapma ayağına dört tur altında inlettiğini asla unutmayacağım."

Yanaklarım ısınınca homurdandım. "Sanki, tek derdim koynuna girmek." Temasından sıyrılıp koltuğun diğer ucuna geçtim ve kırgın bir bakış attım. "Fazla gaddarsın, Chifuyu."

Alt dudağını yalayıp göz kırptı. "Altında inlemekten şikâyetçi değilim ki." Kucağıma çıkıp kıkırdadı. "Üstünde inlemekten de öyle." Boynuma sokuldu. "Uyumadan önce bir daha becersene beni, Keisuke."

Bir dediğine göre, üçe kadar yolu var...

Utançtan mosmor kesilsem de belini kavramış, bakışlarımı kaçırmamayı başarmıştım. Okyanus mavisi gözleri, her zamanki gibi açlıkla parlıyordu. Daha önce, onun kadar doyumsuz ve de atılgan bir ukeyle tanışmamıştım hiç.

Ah, Chifuyu'nun tek turla yetinmeyeceğini bilmeli ve daha fazla pizza yemeliydim. Aksi takdirde, bitkin düşecektim.

Minik, şiş alt dudağını emdim. "Bu gidişle zayıflayacağım."

Tırnaklarını enseme geçirip arsızca kıkırdadı. "Paramız bitince gündelik işlerde çalışır, karnını güzelce doyururum." Penisimin üstüne yerleşince nefesim kesilmişti. "Tokyo'daki gibi paralı dövüşler düzenleyen mekanlar var. Yarın oralara bakalım."

Azınlığıma yenilmemek adına tavanla bakışıp dolgun kalçalarının baskısından uzaklaştırmaya çalıştım düşüncelerimi. "Tehlikeli saçmalıklarla uğraşmanı istemiyorum. Hem, birlikte çalışabiliriz."

Boynumu öptü. "Keisuke, alınma ama tam bir beyaz yakalısın sen. Garsonluk bile yapamazsın ki."

Sinirlensem de ona karşı çıkamamış, homurdanmakla yetinmiştim. Şirket kurulana dek, hayatımın hiçbir evresinde çalışmam gerekmemişti. Gerçi, şirkette de çok da bi' bok yaptığım yoktu. Maillerime bakar, gerekli evrakları imzalar ve toplantılara katılırdım.

Şirket büyüdükten sonra, kodlama tarzı işleri çalışanlarımıza bırakmış ve de akıllı pazarlama taktikleri sayesinde zenginliğimize zenginlik katmıştık. Açıkçası, en son ne zaman kod yazdığımı dahi hatırlamıyordum.

Bana kafayı takan piçin oyunları başlayana dek, gizli seks deneyimlerim hariç, sıkıcı bir rutinle boğuşmuştum. Chifuyu'yla tanışmak da, her fırsatta övündüğüm lüks hayattan aslında pek de keyif almadığım gerçeğiyle yüzleşmemi sağlamıştı. Annem yüzünden baskılayıp nefret eder gibi davrandığım heves ve isteklerimin dirilişi de ayrı bir mevzuydu zaten.

Anne, seni acizce sevmeye çalışırken senden nefret etmek çok zor...

"Değişmek istiyorum," dedim öylece. "Senin gibi, serseri olmak istiyorum."

Gülecekken ciddiyetimi sezdi ve başını yana yatırıp kaşlarını çattı. "Seni şimdiden bozdum, ha?"

Yanağını avuçlayıp kararlı bir bakış attım. "Tam tersi aslında."

Beni sorgulamasına pay bırakmadan yumuşak dudaklarına kapandım. Annem yüzünden uzak kaldığım serseri işi şeyleri daha fazla deneyimlemekten zarar gelmezdi sanırım. Nasılsa, Chifuyu benimleydi.

kei'in anne korkusu canon btw
bu bilgiyi gördükten sonra kadından nefret ettiğim doğrudur









































bodyguard || tokyo revengersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin