özel bölüm - 2 (m)

2.3K 259 695
                                    

bir sene sonra

tw : dramatik sahneler + smut

tw2 : aşırının da aşırısı uzunlukta bölüm

Chifuyu

"Yeter artık," diye bağırıyordu Keisuke. "Beni kısıtlayıp durmandan bıktım! Senin yüzünden en yakın arkadaşımla bile baş başa görüşemiyorum."

Ense kökümdeki giderek kötüleşen ağrıyı yok sayarak tırnaklarımı avuç içlerime geçirdim. "Seni kısıtlamıyorum. O herife güvenmiyorum, hepsi bu."

Keisuke'nin yanakları sinirden kızarmış, sarımsı gözleri öfkeyle koyulaşmış, alt dudağı ısırılmaktan berelenmişti. Daha önce de çeşitli konularda tartışmıştık ama ilk defa böylesine sinirliydi.

İşaret parmağını uyarırcasına sallarken yanaklarındaki ton koyulaşmıştı. "Yeter, Chifuyu. Sevgilimsin sen, korumam değil."

Eski sevgililerimden birini sadece bana sesini yükselttiği için yumruklamış, diklenen birinin de birkaç kemiğini kırmıştım ama iş Keisuke'ye gelince çaresizdim. Onu incitmektense kendimi öldürürdüm.

Yaklaşık bir buçuk sene önce, birisine bu denli tapacak hâle gelebileceğime asla inanmazdım...

Uyuşmaya başlayan ellerimi Keisuke'nin geniş omuzlarına yerleştirip titrek bir nefes aldım. "Bak, yapma böyle. Seni yalnız bırakmaya katlanamadığımı biliyorsun. Sanzu'ların aniden peşine düşmeyeceğinin hiçbir garantisi yokken tek çıkmamalısın." Kasılan çenesini öpecektim ki bakışları yüzünden gerileyip sırtımı duvara yaslamak zorunda kaldım. "Kei..."

Kaşlarını çatıp ellerini yumruk haline getirdi. "Sana aşığım ve ilişkimize tapıyorum ama beni kısıtlamandan yoruldum."

Gözlerimin önünde siyah noktalar belirmeye, ter basmaya ve ayakta durmak güçleşmeye başlayınca yanağımın içini ısırdım. Kötüleştiğimi anlayıp kendisini suçlamasını istemiyordum. Ona sarılırsam tüm acım geçerdi nasılsa.

Odağımı toparlamaya çalışıp omuzlarımı dikleştirdim. "Uzaktan izler, yanınıza gelmem. Yalnız gitmeni istemiyorum."

Hayal kırıklığı dolu bir ifade belirdi her bir detayına ayrı taptığım yüzünde ve bana arkasını döndü. "Hayatımın büyük bir kısmını annemin baskısıyla boğuşarak cebelleştim ve şimdi de bir benzerini seninle yaşıyorum." Koltuğun kenarında duran ceketini üstüne geçirip saçını düzeltti. "Geç dönerim ve geçen seferki gibi peşime takılırsan bozuşuruz."

Beni yanlış anladığını haykırabilir, koluna yapışarak onu durdurmayı deneyebilirdim ama hiçbir anlamı yoktu. Geçmişten gelen korkularım yüzünden belli ki ona kafese kapatılmış gibi hissetiriyordum ve benden bıkmıştı çokça.

Tanrım, elimde değildi ki. Onu gözümün önünden ayırmaya dahi tahammülüm yoktu. Onu da kaybedemezdim.

Yine de, gidişini sessizce izlemiş, halimi görmemesi için de başımı önüme eğmiş ve saçımla gözlerimi gizlemiştim. Üzüldüğümü anlarsa kırılır, ağlardı. Ağlarsa da kahrolurdum. Güzelim gözlerinin kızarmasına dahi dayanamıyordum ki.

Kapı kapanınca kendimi kasmayı bıraktım ve yere çöküp başımı dizlerime yasladım. Ensemdeki ağrı tüm bedenime yayılmış, görüşüm tamamen bozulmuş, nefes almakta zorlanmaya başlamıştım. Siktiğimin düşük tansiyonundan gerçekten de iğreniyordum. Hayatımı mahvediyor, beni acizleştiriyordu.

Soluklarımı düzene koymaya çalışıp gözlerimi kırpıştırdım. Keisuke dönene kadar toparlanmalı, kendime gelmeliydim. Geç döneceğini söylese de bana kıyamayacağını biliyordum. Keisuke, bile isteye üzmezdi ki beni zaten.

bodyguard || tokyo revengersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin