tw : rahatsız edici isimler
Baji
Takemichi, berbat durumdaydı. Liseden beri onu böylesine dağılmış ve de hırpalanmış bir hâlde görmemiştim. Tanrım, üstünde filler tepinseydi daha az hasar alırdı muhtemelen.
"Sana bunu kim yaptı?" diye sorarken, cevabı biliyordum aslında çünkü sadece tek bir kişinin onu dayaktan geçirme ihtimali vardı.
Takemichi, bakışlarını kaçırdı. "Önemi yok, Baji-kun. Buraya sizi uyarmaya geldim."
Chifuyu, odada volta atmaya başladı. "Orospu çocuğu, dürtüsünü siktiğimin cücesi yaptı. Bir daha asla sana dokunmayacağına dair verdiği sözü sikip atacağını biliyordum!"
Takemichi, omuzlarını düşürdü ve burukça gülümsedi. "O sözü yıllarca tuttu aslında."
Takemichi, lisedeyken sebebini asla öğrenemediğim bir konu yüzünden Mikey'nin gazabına uğramıştı. Mikey, araya girmeye çalışanları hastanelik edecek kadar kudurmuştu ve sonrasında da aylarca tedavi görmesi gerekmişti.
Mikey'nin çevresinde olup da ondan dayak yemeyen hiç kimse yoktu zaten...
Chifuyu, yumruklarını sıkıp haykırdı. "Siktiğimin şehrinde, yere seremediğim birkaç kişiden birisi o."
Siktir, ne?
Kaşlarımı çattım. "Mikey gibi biriyle mi kapıştın cidden?"
Öfkeden parlayan gözlerini benimkilere çevirdi. "Takemichi'yi komaya soktuktan sonra, piçe saldırdım ve hayatımın en iğrenç yenilgisini tattım." Saçını çekiştirirken yanakları solgunlaşmıştı. "Günün birinde, dürtülü amcığı gebertmeyi çok isterim."
Ben bile Mikey'yi yenemezdim. Hiç kimse, onu indiremezdi. Deneyen herkes, bedelini kırık kemiklerle ödemişti.
Çok daha farklı koşullarda doğsaydık, Mikey'nin çete kurup bizleri de beraberinde sürükleyeceğini biliyordum. Hatta, orta okuldayken bu saçmalığa kalkışmıştı da. Neyse ki, abileri onu durdurmayı başarmıştı da şehrin amına koyulmamıştı.
Takemichi, çürüklerle kaplı yanağını avuçlayıp içini çekti. "Birkaç haftadır sizi arıyordum. Mikey, ülkeden kaçtığımı sanıyor ve hiç kimseye gerçek amacımı söylemedim." Bakışları, Chifuyu'ya kaydı. "Seni bu işe sokmamalıydım. Çok özür dilerim, dostum."
Chifuyu, yanıma çöküp homurdandı. "Kes şunu, Michi. Daha önce de tonlarca belaya bulaşmıştım." Dudağındaki halkayı yaladı. "Lisede, Terano piçini döverken yediğimiz dayağı hatırlıyor musun?"
Takemichi, kahkaha atıp geriye kaykıldı. "Hakkai ve Senju da sağlam hırpalanmıştı."
Siktir, Takemichi'yi birileriyle dövüşürken hayal edemiyordum!
Cahilliğimi anlayan Chifuyu, omzumu sıktı. "Yaşadığım mahallenin ağası olmaya çalışan, rezil piçin tekiydi ve onu tek başıma yenmem imkânsızdı." Dudak büktü. "O günleri özlüyorum bazen. Senju bile eskisi kadar serseri değil artık."
Senju... Çocukluk arkadaşım... Annem yüzünden kalbini siktiğim kız...
Takemichi'nin gülüşü soldu. "Büyümeyi reddeden tek kişi sensin, Fuyu. Serserilik yapacak yaşı geçtik artık."
Dehşetle bakakaldım. Takemichi, her daim nazik ve de kendi halinde takılan çocuk, mu serserilik yapmıştı? Hem de, bizlere asla sezdirmeden?
Chifuyu, bir sigara yaktı. "Siktirme yaşını, Michi. Ölene kadar serserilik yapacağımı biliyorsun." Titreyen elini ensesine attı. "Sakin bir hayat, ömrümü kısaltır ve erkenden geberesim yok bu aralar."
Yalvarırım, benden önce ölme...
Takemichi, gözlerini kıstı. "Cesedinin yakışıklı olmasını istediğini sanıyordum? Bu işe de bu yüzden bulaşmamış mıydın?" Ses tonunu değiştirip Chifuyu gibi kaşlarını çattı. "'Zaten fazla yaşamam. En azından, eğlenerek geberirim.'" Bana, sahte bir sertlikle baktı. "'Hem, şu seksi herifin de tadına bakarım."'
Chifuyu, küfürler haykırarak Takemichi'nin sağlam kolunu kırmaya çalışırken kıpkırmızı kesilmiştim. Sikeyim, en başından beri beni yatağa atmayı planlamıştı yani! Üstelik, her fırsatta benimle ilgilenmiyormuş gibi yaparak kafamı sikmişti!
Sadist ruhlu, kaos aşığı seni!
Chifuyu'yu belinden kavrayıp Takemichi'yi hırpalamasını engelledim. "Bu konuyu daha sonra konuşacağız." Homurdanmasına aldırmadan, Takemichi'ye odaklandım. "Bizi hangi konuda uyaracaktın, Takemichi?"
Tüm neşesi kayboldu ve bakışları acıyla doldu. "Mikey, senin şehirden ayrıldığını duyunca çok sinirlendi. Koruma meselesinden haberi vardı ama ona Chifuyu'dan bahsetmemiştim hiç. Zaten, nedense erken döndü. En az iki hafta daha Amerika'da kalması gerekiyordu aslında." Alt dudağını kemirdi. "Mikey, Baji-kun'un odasına daldı ve Chifuyu'nun evraklarını bulunca da sinirini benden çıkardı."
Hassiktir.
Chifuyu, dişlerini sıktı. "O puştu Tokyo Kulesi'ne oturtana kadar huzur yok bana."
Takemichi, onu görmezden geldi. "Hastaneden ayrılınca sizi aramaya başladım ve günler süren çabamın ardından da işte buradayım." Köşedeki çantaları işaret etti. "Size nakit ve yedek kıyafet getirdim çünkü elimden bu kadarı geliyor."
Tanrım, Takemichi'den şüphelenmemiz gerektiğini biliyordum. Onun kadar iyi biri, hiç kimseye ihanet etmezdi.
Takemichi, Chifuyu'nun sigaralarından birini yakarak iyice şaşırttı beni. "Tokyo, sizin için çok tehlikeli. Özellikle de, Chifuyu'nun başı belada." Sigarayı tutan eli titriyordu. "Mikey, Chifuyu'yu öldürmeye yemin etti ve şu noktada tek çareniz kaçmak."
Hassiktir ama be!
246. bölümü okurken yazdım bölümün bi kısmını ve dürtülü cüceden artık daha bile fazla nefret ediyorum-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bodyguard || tokyo revengers
Fanfic"sevgi de neymiş? tapıyorum sana, kahrolası puşt!" → baji keisuke x matsuno chifuyu ← × koruma × çoğunlukla düz yazı [040122 - 130422]