Bölüm 21

6.1K 495 37
                                    

Bölüm 21 - Pasta

•••

Hara'yı uyutan Jimin, minik omegayı beşiğine yatırdıktan sonra dolaba ilerledi ve üzerine rahat bir şey geçirdi.

Ardından salona ilerleyip üçlü koltuğa bıraktı kendini. Hem ruhsal hem de fiziksel olarak yorgun hissediyordu.

Telefonunu eline aldı ve sosyal medyalardan gelen doğum günü tebriklerini okuyup hepsini yanıtladı
Ama içi buruktu. Çünkü asıl kişiden henüz bir tebrik alamamıştı.

Neden lanet olasıca gözleri dolup duruyordu ki? Unutmuş olabilirdi? Belki de doğum gününü bilmiyordu?

Ellerini yüzüne kapatıp ağlamaya başladı. Niye ağladığını bilmiyordu fakat ağlarsa biraz rahatlayacağını
düşünüyordu.

Kapıdan gelen anahtar sesiyle hızla oturur pozisyona geçti. Alfasının onu  ağlarken görmesini istemiyordu.

''Jimin-ah?''

''S-salondayım''

Jungkook, hediyesini mutfağa bıraktıktan sonra salona ilerledi. Jimin kızarmış burun ve gözlerle karşıladı eşini. Ne ağlaması? Toz kaçtı sadece?

''Sen çalışmayacak mıydın?''

''Daha önemli bir işim var''

Dedi alfa, omegasının yanına otururken. Yüzünde güzel bir gülümseme vardı.

''Ne ki?''

''Öğreneceksin''

''Nasıl?''

''Şimdi seninle bir yere gideceğiz.''

''Hara?''

''Taehyung ve Seokjin gelecek''

''Eee...o zaman...ben hazırlanmalı mıyım?

''Fena olmaz sanki?''

''Resmi mi giyineyim yoksa normal m?''

''Nasıl rahat ediyorsan?''

''P-peki''

Omegaya ayağa kalktı ve yatak odasına ilerledi. Kısa süre sonra içeriden gelen sesler sayesinde Taejin ikilisinin geldiğini anladı. Hareketlerini hızlandırıp salona ilerledi.

''Ay bebişim!''

Taehyung kollarını kendinden kısa olan omegaya sardı ve sağa sola sallanarak sarıldı. Jimin zar zor geriye çekildi ve ona ceketini uzatan eşinin yanına ilerledi. Bir an önce gitmek istiyordu çünkü çok heyecanlıydı!

''Hadi görüşürüz aşk kuşları!''

Jimin utançla ceketini giyip dışarı çıkarken, Jungkook da ona eşlik etti ve henüz hiçbir şeyden haberi olmayan omegasının elini kavradı.

''Hadi gidelim!''

''Gidelim?''

...

''Burası bizim restorant?''

Dedi omega sorar gözlerle. İş yerine gelmeyi beklemiyordu. Bir umut, alfasının doğum gününü kutlamasını beklemişti. Fakat hepsi hayal oldu...

''Evet, biraz işimiz var''

Hâlâ elleri birbirlerine kenetliydi ikilinin ve kimse bundan rahatsız değildi. Alfa cebinden çıkardığı anahtarla kapalı olan kapıyı açtı
ve içeriye geçmelerini sağladı.

''Mutfağa geçelim istersen?''

''Olur''

Omrga neden burada olduklarını bilmiyordu fakat en azından birlikte oldukları için mutluydu.

Her gün çalıştığı mutfağa bakındı. Ardından buzdolabına ilerleyip kapağını açtı. Canı fazlaca yemek yemek istiyordu.

En sonunda çilekte karar kıldı ve içerisinden bir avuç aldı. Çeşmede güzelce yıkadıktan sonra ağzına attı
bir tanesini.

Bir daha ısırmak için ağzına getirdiği sırada Jungkook ondan önce davranıp bir ısırık almıştı çilekten.

''Immm çok güzelmiş. Sulu sulu''

''Of ya! Çileğimi bitirdin!''

''Avcun çilek dolu Jimin. Aşk olsun yani'

''Neyse. Niye geldik buraya?''

''Senden bir şey isteyeceğim''

''Neymiş o?''

''Bana pasta yapmayı öğretir misin?''

''Öğretirim tabi?''

''Yaşasın!''

Dedi Jungkook bir çocuk gibi sevinirken Eşi, onun bu haline gülümsedi ve elindekileri alfanın eline tutuşturup önlük için personel odasına ilerledi.

Yedek önlüğü ve kendi önlüğünü alıp tekrar mutfağa döndü. Jungkook gayet mutlu bir şekilde elindeki çilekleri yemekle meşguldü.

''Yah! Kook-ah! Onları tutman için vermiştim.''

Alfa onun bu tatlı haline gülümseyip ısırdığı çileği elinde önlük tutan omegaya yedirdi.

''Hadi bir an önce başlayalım''

''Tabi, al bakalım önlüğünü''

Jimin önlüğünü gayet rahat bağladı. Ardından bakışlarını önlügün ipleriyle bakışan eşine çıkardı.

''Yardım etmemi ister misin?'' 

''Gerek yok ya. Alt tarafı bir önlük?''

Ve böyle geçen 10 dakika...

''Jungkook!''

''Tamam al yap!''

Elindeki önlüğü önündeki bedene uzattı ve beklemeye başladı. Yüzü huysuz bir hal almıştı.

Jimin önce önden geçirdi, ardından arkasına dolanıp iplerin çapraz bir biçimde gelmesini sağladı. Son olarak da öne geçip bağladı.

''Olduuu!''

Kafasını kaldırınca, eşinin dibinde olduğunu fark etti. Ve onun parıldayan kahve gözlerini.

''Ba-başlayalım''

Kafasını aşağı indirip Jungkook'un kolunun altından geçti ve gerekli malzemeleri çıkarmaya başladı.

''Dolaptan 3 tane yumurta çıkartır mısın Kook-ah?''

''Tabiki''

...

İkili yarattıkları şahesere bakıyordu. Jungkook derin bir nefes verdi ve pastayı dikkatli bir şekilde buzdolabına koydu. Artık asıl sürprize geçmeliydi.

Eşinin yanına ilerledi ve kendininkine göre küçük olan elleri kavradı. Jimin meraklı gözlerle alfasına bakarken Jungkook kapıya doğru ilerledi.

''Buraya gelmemizin asıl sebebi...''

Jungkook kapıyı eliyle açtı ve güzelce hazırlanan masaya gülümseyerek baktı. Jimin kesin beğenecekti.

Omega gördüğü masayla alfasına çevirdi bakışlarını. Bu masa...çok güzeldi ona göre.

''Jungkook?''

Dedi sorgularcasına. Emin olmalıydı. Yoksa salak gibi olaya atlayabilirdi.

''Evet, bizim için Jimin-ah. Sonuçta bugün, benim için çok değerli birinin doğum günü...''

Jimin sağına döndü ve eşinin boynuna doladı kollarını. Bu gece...hayatında yaşayacağı en güzel doğum günü olacağı kesindi.

Bölüm Sonu

Bilyom kısa ama akşam bir bölüm daha atacağımmmm 💕













Serendipity|Jikook|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin