Medya: Yamaç🖤
8 Temmuz 2018
Genç kız, ürkek bakışlarını etrafta gezdirirken parmaklarının arasında ki şemsiyenin sapını sıktıkça sıkıyordu. 'Hadi Balca sadece 5 dakika. Sonra eski hayatına kaldığın yerden devam edeceksin' diyerek kendini teskin ediyordu.
Onu babasının mezarına götüren her adım da ruhu daralıyor aldığı her nefes ciğerlerine acı veriyordu. Bu yıl üniversiteyi kazandığı için İstanbul'a gidecekti. Babasını ölümünden sonra ilk defa ziyarete gelmişti. Aslında gelmeyi hiç istemiyordu ama annesinin ısrarlarına daha fazla dayanamamıştı. Sevmiyordu ki babasını neden ziyaret edecekti. Ne konuşacaktı onunla ne söyleyecekti? Yediği tokatların hesabını mı soracaktı ya da okumasını istemediği için gizli gizli sınavlara girerek nasıl üniversiteyi kazandığını mı söyleyecekti? Bir babayla ne konuşulurdu?
O kafasının içinde ki düşüncelerle boğuşurken babasının mezarına varmıştı bile. Mezar taşında yazan ismi okuyup derin bir iç çekti. Şemsiyenin sapını sıkmaktan parmak boğumları beyazlaşmıştı.
Samet Aydın Gözleri babasının isminde takılı kaldı. Katı kuralları olan sevgisini hiç göstermeyen cimri adamın tekiydi babası. Yıllarca babasından yediği tokatlara rağmen ondan gelecek küçücük bir sevgi kırıntısına muhtaçtı kalbi. Malesef ki o sevgiyi hiç görememişti.
"Ben geldim Samet efendi. Yıllarca bir yudum sevgini bile çok gördüğün kızın geldi. Sana bir haberim var. Aslında iki haberim var. İkiside senin hoşuna gitmeyecek haberler. Annem evleniyor hemde kiminle biliyor musun senin yıllar önce ayırdığın sevdiği adamla. Nasıl mutluyuz senden sonra bir bilsen. Annem ilk defa gelinlik giyecek. Sen giymesine müsade etmemişsin ya Ahmet amca giyeceksin diye tutturdu anneme. Çok yakıştı anneme gelinlik. Prensesler gibi oldu. Annemle Ahmet amca evlendikten sonra da ben gidiyorum. Onlar beni yanında istemediği için değil ben üniversiteyi kazandım. Çok yüksek bir puanla olmasa da öğretmenliği kazanmama yetecek kadar bir puan aldım. Evet Samet Efendi ben senden habersiz yıllarca okudum sınavlara girdim ve üniversiteyi kazandım ve senin ruhun bile duymadı. Şimdi yaşıyor olsan ben o okula gitmeyeyim diye bacaklarımı kırardın değil mi? Ama kısmet değilmiş ne yapacaksın. Şimdi arkandan bir Fatiha okuyanın bile yok. Buraya da annemin ısrarıyla geldim. Ona göre gelip seninle konuşmazsam içim rahatlamayacakmış. Ne yalan söyleyeyim sana bu haberleri kendi ağzımla söyledim ya rahatladım gerçekten. Annem haklıymış. Cehennem ateşin bol olsun Samet efendi. "
İçinde biriken herşeyi tam olarak söylemese de rahatlamıştı Balca. Derin bir nefes alıp ıslak toprak kokusunu içine çekti. Arkasını dönüp çıkışa doğru yürümeye başladığın da birisinin hıçkırık sesini duydu. Bal rengi gözlerini kabristanın içinde gezdirdi. Sağ çaprazında dizlerinin üstüne çökmüş kafasını daha mezar taşı bile dikilmemiş olan bir mezarın üzerine koymuş titreyerek ağlayan erkeği gördü.
Onun bu haline üzülmüştü acaba yanına gitsem mi diye içinden geçirdi ama rahatsız etmekte istemedi. Yağmur şiddetini artırdıkça artırdı ve gök gürledi. Ardından etraf bir anda aydınlandığın da küçük bir çığlık attı. Hem korkudan hemde soğuktan artık titremeye başladı. Az önce gördüğü adama bakmak için kafasını çevirdiğin de adamı hemen önünde buldu. Korkudan elinde ki şemsiyeyi bırakıp kaçmak istedi ama adamın kolunu tutmasıyla gidemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beş Dakikalığına Sevgilim Olur musun? +18
ChickLit"Şimdi bu sorunun sırası mı?" diye sordum. "Şuan seni öpmemin tam sırası ama ben herşeyi sırasıyla yapıyor muyum? "diye sordu. " Bilmem yapıyor musun? "diye sordum. " Hep yapmam ama şuan yapasım tuttu,"dedi.