39▪️İyi ki Doğdun Naz

1.2K 118 169
                                    

Sanemle, babamın kesesine bereket, simit ve poğaçaları yedikten sonra kütüphaneye gidip bir süre kitap okudum.

Telefonumu sessize almayı unuttuğum için çalmasıyla etraftaki insanların kınayıcı bakışlarını benim içimden ettiğim küfürler süsledi. Yamaç'a edip edebileceğim tüm küfürleri ettiğimi sanarken listeye yenileri ekleniyordu sürekli.

Kütüphaneden çıkıp bahçeye yürüdüm okulda yapacak bir şey bulamayınca en iyisi eve geri gitmek diye düşünüp dışarı çıktım. Kaldırımda yürürken Yamaç'ı geri arayıp "Niye aramıştın?" diye sordum ama birisinin elimden telefonumu  almasıyla kala kaldım. Aha kaptırdık daha taksidi bitmemiş telefonu. Bu hırsızlar da iyice arsız oldu bıraksaydınız da 2 dakika konuşsaydım.

Senin baban zengin diye bağıran iç sesimi susturup arkamı döndüm.

Kafasında kask olan bir adam elindeki telefonumu kapatıp kafasını bana çevirdi. Ondan bir adım geriye gitmemle o da bir adım üstüme geldi. Bir adım daha geriye gitmiştim ki sırtım duvara değdi. Kasklı adam elini başımın yanına koyup yüzüme eğilmişti ki kolunun altından geçip hemen kaçtım.

Hırsızın kokusunun aşina olduğum bir kokuya benzediğini fark ettiğimde durup arkama baktım. Adamın hemen arkamda olduğunu fark etmemle ufak bir çığlık attım. Adam eliyle ağzımı kapatıp kafasındaki kaskı çıkardı.

"Yavrum bir sakin ol niye bağırıyorsun?" diye soran Yamaç'a kocaman açtığım gözlerimle baka kaldım.

Dizine bir tane tekme atmamla elini ağzımdan çekip yüzünü acıyla buruşturdu. "Ya sen ırz düşmanı pis hırsızlar gibi ne diye beni kovalıyorsun deli manyak adam!" diye bağırdım.

"Irz düşmanı? Pis hırsız?" diye sordu hâlâ acı çekerken.

"Evet ırz düşmanı biraz fazla oldu. Sonuçta adamlar efendi gibi hırsızlığını yapıp gidiyorlar ama sen öyle misin? Telefonumu aldığın yetmemiş gibi birde-" Yamaç'ın kaslı kolu belimi kavrayıp bedenimi kendi bedenine çekince susmak zorunda kaldım.

Yamaç sırıtarak gözlerimin içine baktı."Birde?" dedi sorarcasına.

Yavaşça yutkunup konuşmak için dudaklarımı araladığımda Yamaç'ın bakışları anında dudaklarıma kaydı.

"Ben seninle konuşmama kararı almıştım en son. Kararıma saygı duyar, saygı duyulmasını beklerim,"dedim belediyeye mektup yazan gururlu muhtar gibi.

"Ne zaman aldığın bir kararmış o?" diye sordu kaşlarını çatarak.

"Uyku ile uyanıklık arasında aldığım bir karardı."

"Bebeğim gece 12'den sonra alınan kararların hükmü yoktur."

"Niyeymiş?"

"Mantıklı düşünemezsin de ondan."

"Gayet mantıklı bir karar bence. Bana yaşattıklarından sonra ülkeyi terk etmediğime dua et." Henüz bir pasaportum bile yokken ülkeyi terk etme fikri de ne bileyim.

Yamaç belimdeki elini sıkıp "Beni bırakıp nereye gidiyorsun?" diye sordu sertçe.

"Rahat ol şampiyon benim pasaportum bile yok ama Konya'ya gidebilirim orası da ülke sayılır sonuçta çoğu Avrupa ülkesinden daha büyük bir yer."

"Yanında ben olmadan şehir değiştiremezsin izin vermiyorum. Benim kendimi affettirmeme izin bile vermeden böyle kararlar alma Balım."

Dudaklarım düz bir çizgi halini alırken Yamaç belimdeki elini yanağıma çıkarıp okşamaya başladı. Baş parmağını dudaklarımın üzerinde gezdirirken içim titredi.

Beş Dakikalığına Sevgilim Olur musun? +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin