Ellerimi Akın'ın karnından yavaşça çektim. Bacaklarım hareketsiz durmaktan artık uyuşmuştu. Akın'ın gözleri kapanalı epey olmuştu.
Dizlerimin üzerinde ki başını yavaşça yere bıraktım. Akın'ın cansız bedenine bakmamaya özen göstererek yavaşça ayağa kalktım. Dermanı olmayan bacaklarım bedenimi taşıyamayınca kendimi sandalyeye bıraktım.
Yere damlayan Akın'ın kanı sanki benim bedenimden akıyormuş gibi tüm kanımın bedenimden çekildiğini hissediyordum. Midemden yükselen safrayla hızlıca ayağa kalktım. Başım dönerken duvara tutunarak banyoya doğru yürüdüm. O sırada zil çalıyordu.
Kapıyı açıp klozetin önüne oturdum. Ama bir türlü kusamadım. Tekrar ayağa kalkıp evin içinde yankılanan kapı zilini duymamak için banyonun kapısını kapattım. Ellerimde ki kandan bir an önce kurtulmam gerekiyordu. Suyu açıp ellerimi sürtmeye başladım. Avucuma doldurduğum sabunla ellerimi iyice köpürttüm.
Ellerimi durulayıp tekrar sabunla köpürttüm. Bu işlemi tekrar tekrar yapmama rağmen ellerimdeki kan bir türlü çıkmıyordu. Banyoda bulduğum şampuan duş jeli ne varsa lavaboya yığdım.
Suyun altındaki ellerimi birbirine sürtmekten artık kızarmaya başlamıştı. Bir katilin ellerine yapışan o kan hangi sabunla yıkarsan yıka çıkmıyormuş.
Gözümden akan yaşlar lavabo tezgahına damlarken banyonun kapısı sert bir şekilde açıldı. Ağlamaktan kızaran gözlerimi aynadaki Yamaç'ın yansımasına çevirdim.
Hızlı hızlı alıp verdiği nefesler yüzünden göğsü inip kalkıyordu. Kahverengi gözleri bir garip bakıyordu. Hem sinirli hemde sevgi dolu. Belkide bundan sonra beni sevmeyecekti. Bir katili kim sever ki?
Kapının kolunda duran elini yavaşça indirip bana doğru yürümeye başladı. Bakışlarında ki tereddüt kalbimi acıtıyordu. Katil olduğum için benden uzak duracaktı.
Arkama geçerek elini yavaşça belime doladı. Dokunuşu içime su serperken dudaklarımın arasından rahat bir nefes verdim. Çenesini sağ omzuma yaslayıp hâlâ suyun altında tuttuğum ellerimi diğer eliyle karnıma doğru çekti. Elini ellerimin üstüne koyup sıkıca sarıldı.
"Yamaç ellerimdeki kanı görüyor musun? Ben katil ol-"
"Şşii," dedi dudaklarını boynuma yaslayarak. Bedenimi kendine çevirip elini yanağıma götürdü. "Ağlayınca ayrı güzel oluyorsun," dedi gözlerime bakarak.
Böyle bir şey beklemediğim için şaşkınlıkla yüzüne baktım. "Ne diyorsun be adam! Ben diyorum katil oldum sen diyorsun çok güzelsin. Dalga mı geçiyorsun sen benimle?" diye sordum öfkeyle.
Baş parmağını dudaklarımın üzerine getirip okşadı. "Ben sana benden bir şey saklama demedim mi? Al işte beğendin mi yaptığını?" diye sordu dudaklarıma bakarken.
Dayanamayıp daha fazla ağlamaya başladım. Gözlerimi yumup katil olduğum gerçeğini sindirmeye çalıştım ama olmadı.
Dudaklarımın üzerinde hissettiğim sıcak dudaklarla gözlerimi araladım. Yamaç belimden tutup beni kucağına alırken bile dudaklarımı bırakmadı. Şu durumda öpüşmenin sırası mıydı? Koyun can derdinde Yamaç öpme derdin de!
Kafamı geriye çekip ters ters yüzüne baktım. Benim odamın kapısını açıp içeriye girdi. Ayağıyla kapıyı itekleyip kapattıktan sonra yatağıma kucağında benimle birlikte oturdu. Yamaç dudaklarını yalayıp öfkeli bakışlarını gözlerime dikti.
"Ya sen kafayı mı yedin? Ne bu rahatlık?" diye sordum sinirle. Bir yandan da kucağından kalkmaya çalışıyordum ama belimi sıkı sıkıya sardığı için kalkamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beş Dakikalığına Sevgilim Olur musun? +18
ChickLit"Şimdi bu sorunun sırası mı?" diye sordum. "Şuan seni öpmemin tam sırası ama ben herşeyi sırasıyla yapıyor muyum? "diye sordu. " Bilmem yapıyor musun? "diye sordum. " Hep yapmam ama şuan yapasım tuttu,"dedi.
