Duru Arslan'dan...
Soner'in arabasına biner binmez elime telefonu alıp Yamaç'ı aradım ama yine bakmadı. Aklım Balca' daydı ama dükkanımda küçük bir yangın çıktığı için mecburen gitmem gerekiyordu.
Soner şoför koltuğuna oturup bana baktı. "İyi misin?" diye sordu yüzümü incelerken.
"Balca'yı yalnız bırakmak hiç içime sinmedi Soner," dedim.
Soner üzerime eğildiğinde şaşkınlıkla yüzüne baktım. Emniyet kemerini çekip taktıktan sonra gülümseyip geri çekildi. "Nefes al Duru," dedi sırıtarak. O an fark ettim ki nefes almayı unutmuşum. Öyle yüzüme eğilince öpecek sandıydım. Hayallerim baraja düştü. Soner kontağı çevirip bana yandan bir bakış attı. "Yamaç mutlaka gelir merak etme," dedi.
"Umarım," dedim önüme dönerken.
"Dükkanda ne olmuş?" diye sordu gözlerini yoldan ayırmazken.
"Yangın çıkmış," dedim.
"Madem yangın çıktı niye daha önce söylemedin? Daha önce giderdik niye oyalandık?"diye sordu.
" Balca'yı yalnız bırakamazdım. Ki şuan onu yalnız bıraktığım için vicdan azabı çekiyorum. Sanki çocuğumu cami avlusuna bırakmışım gibi hissediyorum," dedim.
" Ne! "dedi şaşkınlıkla.
" Off Soner. Sen ne duygusuzsun be," dedim öfkeyle.
" Duygusuz değilim Duru. Benimde duygularım var, "dedi.
" Öyle mi? Hiç belli olmuyor, "dedim.
"Allah Allah sen bakıp görmesini bilmiyorsan benim ne suçum var?" diye sordu.
"Sen bana kör mü demek istedin şimdi?" diye sordum.
"Ya ne alakası var şimdi?"diye sordu.
Butiğimin olduğu caddeye gelince "Hatırlat da bunu senle uzun uzun tartışalım tamam mı Soner?" dedim.
Soner arabayı yol kenarına park ederken "Hay hay zevkle," dedi.
"Uyuz şey seni," dedim arabadan inerken.
Arkamdan gelirken "Sende gıcıksın kabul et," dedi.
Butikten içeriye girince gülümsemem soldu. Heryer simsiyahtı ve is kokuyordu. Yanıma gelen Aslı üzgün gözlerle bana bakıyordu. "Duru hanım biz yangını söndürmeye çalıştık ama yeterli olamadık. Çok üzgünüm efendim," dedi.
Dudaklarıma acı bir tebessüm yerleşti. "Üzülme Aslı. Nasılsa alıştık biz değil mi?" dedim. Aslı ne demek istediğimi anlamıştı. Şimdiye kadar öyle ya da böyle dükkanımın başına bir şeyler geliyordu. Ve artık alışmıştık."Siz iyi misiniz? Size bir şey oldu mu?" diye sordum.
Aslı "Meltem dumandan etkilendi şuan hastanede ama durumu iyiymiş merak etmeyin. Onun dışında biz iyiyiz efendim. Ama elbiseler ve dükkan..." dedi gözlerini siyah duvarlarda gezdirirken.
"Tamam Aslı, hadi siz evlerinize gidin," dedim.
"Efendim ama-"
"Gidin dedim Aslı," dedim uyarıcı bir tonla. Aslı başını eğip diğer kızların yanına gitti. Kızlar mahçup bir ifadeyle dükkandan çıkıp giderken ben etrafa bakıyordum.
Gözlerimi yanan elbiselerimin üzerinde gezdirirken gözümden düşen damlalara engel olamadım. Günlerdir emek verdiğim onca elbisem dükkanımla beraber yanmıştı.
Soner yanıma gelip elimi tuttu. "Duru üzülme lütfen birlikte yeniden yaparız. Ben elbise dikmeden anlamam ama duvarları boyarım yerleri siler süpürürüm. Sen elbiselerini dikerken sana çay da yaparım hem," dedi. Eliyle ıslak yanaklarımı sildi. "Ağlama lütfen," dedi gözlerime bakarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beş Dakikalığına Sevgilim Olur musun? +18
ChickLit"Şimdi bu sorunun sırası mı?" diye sordum. "Şuan seni öpmemin tam sırası ama ben herşeyi sırasıyla yapıyor muyum? "diye sordu. " Bilmem yapıyor musun? "diye sordum. " Hep yapmam ama şuan yapasım tuttu,"dedi.