Gördüğüm kişiyle gözlerim kocaman açılırken karşımdaki adam dudaklarına yerleştirdiği arsız sırıtışla bana bakıyordu. Akın karşımdaki sedyede otururken kalbim korkuyla çarptı.
"Merhaba Bal, beni özledin mi?" diye sordu sırıtarak.
"Akın?"dedim titreyen sesimle.
" Bakıyorum da çabuk unutulmuşum. Sana kendimi hatırlatmak istedim,"dedi sırıtarak.
" Ne istiyorsun? "diye sordum kaşlarımı çatarak.
Şaşkınlıkla yüzüme baktı."Bu cesaretin nereden geliyor? Yamaç'a mı güveniyorsun yoksa?" diye sordu alayla.
"Evet sevgilime güveniyorum," dedim.
Akın alt dudağını ısırıp bir süre yüzüme baktı. "Sevgilin demek. Sence de bu oyun fazla uzun sürmedi mi?"diye sordu. Sesinde ki bastırmaya çalıştığı öfkeyi hissediyordum ve bu benim cesaretimi kırıyordu. Akın şuan kullandığı maddenin etkisindeydi. O, bu haldeyken bana ya da çevremdekilere zarar vermekten çekinmezdi.
" Oyun değil Akın. Ben ve Yamaç gerçekte-"
"Kes!" dedi sertçe. Çenesi seğirirken gözlerindeki kızarıklık artıyordu. "Beni öfkelendirmenin bedelini ödeyeceksin!"dedi nefretle.
"Benim canımın yanması hoşuna gidiyor öyle değil mi?" diye sordum. Uzaktan Soner'in sesi gelmeye başladı.
"Senin canını yakmam. Ben senin canını yakanları cezalandırırım. Tıpkı Güney'e yaptığım gibi. Ama az önce yaptığın gibi beni öfkelendirirsen başkasının canını yakarak seni cezalandırırım. Gece olmadan birinin daha canı yanacak sadece bekle," dedi.
"Yapma! Dur artık," dedim.
"Durmamı mı istiyorsun?" diye sordu.
"Evet," dedim titreyen sesimle.
"Seni aradığım da açacaksın. Kimseye birşey söyleme. Seni aramamı bekle," dedikten sonra perdeyi kapattı. Bir kaç saniye sonra yanıma Soner ile doktor geldi.
Soner'in arkadaşı yanağımı muayene ettikten sonra bir kaç ilaç yazdı. Daha sonra geçmiş olsun dileklerini söyleyip gitti. Akın'ın söyledikleri sürekli aklımda dönüp duruyordu. Soner ile muayene odasından çıkarken sürekli etrafıma bakıyordum. Akın etrafta görünmüyordu. Tabi yanımda Soner varken yanıma gelmeye cesareti yoktu.
"Eee Balca ne dersin?" Soner'in sorusuyla irkilerek ona baktım.
"Ne?" diye sordum.
"Sen beni dinlemiyor musun?" diye sordu.
"Dalmışım kusura bakma. Ne söylemiştin?" diye sordum. Birlikte bekleme alanındaki sandalyelere oturduk.
"Hep birlikte konsere gidelim diyorum. Sen ne dersin?" diye sordu.
"Olur iyi düşünmüşsün," dedim.
"Sen iyi misin? Bir şey mi oldu?" diye sordu.
Acaba Soner'e söylese miydim? Onlardan hiçbir şey saklamayacağıma söz vermiştim. Derin bir nefes alıp kafamı Soner'den tarafa çevirdim. Koridorun ucunda ki Akın'ı bana bakarken görünce öylece baktım kaldım. Elinde bir tane bandana vardı. Dikkatli bakınca benim Duru'ya hediye ettiğim bandanaya çok benzediğini gördüm.
Gözlerim kocaman açılırken korkulu gözlerle Akın'a baktım. Bandanayı havada salladıktan sonra arkasını dönüp gitti.
"Balca iyi misin sen?" diye soran Soner'e çevirdim bakışlarımı.
"Benim Duru'yu aramam gerekiyor. Telefonum senin arabanda kaldı," dedim ayağa kalkarken.
Soner ayağa kalkıp cebinden telefonunu çıkardı. "Al benden ara," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beş Dakikalığına Sevgilim Olur musun? +18
ChickLit"Şimdi bu sorunun sırası mı?" diye sordum. "Şuan seni öpmemin tam sırası ama ben herşeyi sırasıyla yapıyor muyum? "diye sordu. " Bilmem yapıyor musun? "diye sordum. " Hep yapmam ama şuan yapasım tuttu,"dedi.