Arkadaşlar başlamadan önce küçük bir açıklama yapmak istiyorum. Yamaç'ın arkadaşı Eren'in adını Sena olarak değiştirdim. Bunu yapmamın nedeni bazı okurların kafası karışmış Eren'i erkek sanmışlar. Karışıklılık olmasın diye değiştirdim yanlış anlamayın :)
Kulağıma gelen takırtılarla gözlerimi araladım. Hava kararmıştı ve evin ışıkları kapalıydı. Üzerimde kimin örttüğünü bilmediğim bir battaniye vardı. Kalbimde yükselen korkuyla yattığım yerde doğruldum. Üzerimdeki battaniyeyi itip gözlerimi etrafta gezdirdim. Takırtıların nerden geldiğini anlamaya çalışırken birden bire salonun ışıkları yandı.
Korkuyla atan kalbim karşımda Sena'yı görünce bir nebze olsun sakinleşti. Sesli bir soluk verdim. "Sena. Sen burada ne yapıyorsun?" diye sordum hâlâ titreyen sesimle.
Sena'nın gergin yüzüne rahatlama gelirken öfkeyle yanıma geldi. Sehpanın üzerinde ki telefonumu alıp bana doğru salladı. "Balca bu telefon ne işe yarıyor he! Ne diye bakmıyorsun kaç defa aradık!" diye kızdı.
Arkama yaslanıp rahat bir nefes aldım. "Aklımı aldın Sena. Sen nasıl girdin eve?" diye sordum.
Elindeki anahtarı bana gösterip sehpanın üzerine bıraktı. "Duru anahtar vermişti. Aslında yarın gelecektim ama seni merak ettim. Kaç kez aradım aklım çıktı sana bir şey oldu diye," dedi.
"Özür dilerim uyumadan önce telefonumu sessize almıştım,"dedim.
Çantasından çalan telefonunu çıkarırken benim telefonumu da elime verdi. Arayanın kim olduğuna baktıktan sonra bana kaçamak bir bakış atıp mutfağa gitti. Telefonumun kilidini açıp sessizden çıkardım. Kayıtlı olmayan bir numara defalarca aramıştı. Sanırım bu Sena'nın numarasıydı.
Mesaj kutuma tıkladığım da mesaj gönderenin ismini okuyunca kalbim yeniden hızlandı.
Dövmeli Çocuk kişisinden okunmamış 1 adet mesaj.
Dövmeli Çocuk: Senden bıktığım falan yok Balca. Sadece kendimi fazla kaptırdığımı fark ettim. Fazla üzerine geldim. Senin ne hissedeceğini düşünmeden hareket ettim. Seni üzdüysem özür dilerim. 14:34
Anlaşılan o ki Sena ile konuşmuştu. Başımı iki elimin arasına alıp kollarımı dizime dayadım. Kafam ağrıyordu. Düşünmek istemiyordum artık. Düşünmezsem de Yamaç'a ne diyeceğimi bilmiyordum. Acaba tekrar mı uyusam hem düşünmemiş olurum. Ne diyorum ben ya? İyice saçmaladım! Bir kahve içip ayılmam şarttı.
Ayağa kalkarken gözüm battaniyeye takıldı. Sena elinde telefonla salona geldiğin de ona baktım. "Sena sen ne zaman gelmiştin eve?" diye sordum.
"Az önce geldim işte, " dedi. Yüzümde her ne gördüyse kaşlarını çatıp yanıma geldi.
"Bir şey mi oldu?" diye sordu."Ben uyurken üzerime battaniye aldığımı hatırlamıyorum. Uyandığım da üzerimde battaniye vardı," dedim.
Sena'nın gözleri kocaman açılırken bakışlarını etrafta gezdirdi. "Ayy yoksa?" dedi telaşla. Elimden tutmasıyla beni dış kapıya doğru götürmesi bir oldu.
"Sena az sakin ol nereye gidiyoruz?" diye sordum.
"Belki evde birisi var ne biliyoruz? Yürü hadi," dedi dış kapıyı açıp dışarıya çıktık. Sena hızını hiç kesmeden karşı daireye doğru ilerlediğinde elimi elinden kurtardım.
"O ev olmaz," dedim.
Sena bana ters bir bakış atıp Yamaç'ların zilini çaldı. Sonra da bana dönüp "Yamaç evde değil yanıma gel," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beş Dakikalığına Sevgilim Olur musun? +18
ChickLit"Şimdi bu sorunun sırası mı?" diye sordum. "Şuan seni öpmemin tam sırası ama ben herşeyi sırasıyla yapıyor muyum? "diye sordu. " Bilmem yapıyor musun? "diye sordum. " Hep yapmam ama şuan yapasım tuttu,"dedi.