"Madem kendi ayağınla bana geldin bu gece şu hesabı kapatalım artık balım," dedi.
Yatağa oturup beni de oturmam için çekiştirdiğinde korkarak ona baktım. "Ne hesabı?" diye sordum.
Yamaç bir süre yüzümü inceledi. Kahverengi gözleri gözlerimde durduğun da gülümsedi. "Aklından neler geçiyor çok merak ediyorum," dedi gülerek. Hâlâ ayakta dikilirken yatağa kısa bir bakış atıp tekrar Yamaç'a baktım. Yamaç bir anda ciddileşip "Saçmalama Balca!" dedi.
"Benim aklımı mı okuyorsun sen?" diye sordum.
Yamaç bir anda elimden çekiştirdiğin de onun kucağına düştüm. Saçından yükselen şampuan kokusu burnuma dolarken kocaman açtığım gözlerimle Yamaç'ın gözlerine bakıyordum. Şuan adamın kucağındaydım ve bu durumdan rahatsız olmam gereken yerde tuhaf bir şekilde rahattım da.
"Henüz o aşamaya geçemedim ama gözlerine bakınca ne düşündüğünü anlayabiliyorum," dedi.
"Tuhaf," diye mırıldandım. Bir insanın gözlerine bakarak ne düşündüğünü anlayamazdı ki insan. "Ve saçma," dedim.
Yamaç önüme gelen saç tutamamını iki parmağının arasına alıp burnuna götürdü. Saçımı kokladığını anladığım da bana bir sıcak bastı. Aniden ayağa kalkmak isteyince Yamaç'ın parmaklarının arasına sıkıştırdığı saç tutamım yüzünden acı dolu bir çığlık attım. Adam benim yüzümden benim saçımı çekmişti resmen.
Yamaç saçımı bırakıp benimle birlikte ayağa kalktı. "Ya niye kalkıyorsun aniden çok acıdı mı?" diye sordu. Bir yandan da saç diplerimi parmaklarıyla ovuyordu.
"Off Yamaç ya resmen saçımı çektin," diye söylendim.
"Yavrum niye çekeyim saçını? Ben tek bir teline kurban olurum. Hiç kıyabilir miyim? İsteyerek olmadı. Sen niye aniden kalkıyorsun ki," diye söylenmeye devam ederken ofladım.
"Ay tamam anladım. Bir şey yok geçti acımıyor," dediğimde ters ters bana baktı. Sol kaşında ki kızarıklık sürekli gözüme batıyordu. Pansuman yapmayacak mıydı?
Acıyan saç diplerime bir öpücük kondurup beni yatağa oturttu. "Otur hadi konuşalım yoksa kötü şeyler olacak," dedi karşıma otururken.
"Konuşmak için yatağı seçen sensin fesat olan ben oluyorum," dedim.
Dişlerini göstererek güldüğünde gözüm gülüşüne takıldı. "Odada benim kucağım ve yatak dışında oturabileceğin herhangi bir şey görebiliyor musun?" diye sorduğunda utanarak gözlerimi ondan kaçırdım. Haklıydı küçük odada bir demir dolap bir yatak ve yatağın yanında küçük bir masa vardı.
"Ne konuşacağız?" diye sordum çekinerek. Onun beni seviyor olmasını hâlâ kabullenmiş değildim. Ve bu konuyu konuşacak olmamız nedensizce beni geriyordu.
"Neden buraya geldin?" diye sordu.
"Canım istedi geldim," dedim.
"Balca! Bana doğruyu söyle neden buraya geldin?" diye sordu bu sefer sesi çok sert çıkmıştı. Acaba yalan söylesem anlar mıydı? Anladığın da boks eldivenleriyle bana vurur muydu? Tereddütle Yamaç'ın yüzüne baktığım da Yamaç gözlerini kısmış bana bakıyordu.
" Yine ne düşünüyorsun sen? "diye sordu.
Sırıtarak gözlerimi kırpıştırdım. "Hiççç," dedim gülümseyerek. Açlıktan doğru düzgün düşünemiyordum.
Gülerek "Ya sabır," dedi.
"Yamaç," dedim.
"Efendim Balım," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beş Dakikalığına Sevgilim Olur musun? +18
Genç Kız Edebiyatı"Şimdi bu sorunun sırası mı?" diye sordum. "Şuan seni öpmemin tam sırası ama ben herşeyi sırasıyla yapıyor muyum? "diye sordu. " Bilmem yapıyor musun? "diye sordum. " Hep yapmam ama şuan yapasım tuttu,"dedi.