Keyifli okumalar!
Multimedya: Renat Karan
Bu bölümü sevgili okurum Sematt123 'e ithaf ediyorum.
^•^•^Korku duygusu çocukluğumuz da zihnimizde kalan tohumlardı. Onları ne kadar beslersek o kadar büyürdü. Büyüdüğünde ise o tohumlar çoktan ağaç olurdu. Şuan içimde büyük bir ağaç yeşermişti. Şimşekler bir kez daha çaktı. Gökyüzünün aydınlanması ile karşımda ki ışık biraz daha acıttı gözümü. Olduğum yerden ayağa kalktım. Karşımda ki kişiyi hâlâ görememiştim. Karşımda ki bir yabancı mıydı yoksa tanıdığım biri miydi emin değildim. Bir kaç adım geriye doğru gittim. Yüzü seçilmiyordu. Yağmur bedenimi tamamen ıslattığında artık bir yaprak gibi titremeye başladım. Belki de korkudan titriyordum fakat şuan tek merak ettiğim karşımdakinin kim olduğuydu.
Arabanın kapısı açıldı ardından iri bir beden arabadan indi. Karşımda gördüğüm yüzle gözlerim şaşkınlıkla irileşti. Karşımda Renat vardı. "Arabaya bin Karya konuşmalıyız." Söylediği ile kaşlarım havalandı. Benimle ne konuşacaktı? "Ne konuşacağız?"
Onun da bedeni yağmur altında ıslanmaya başladı. "Yeterince ıslanmışsın buradan gitsek iyi olacak."Pekala Haklıydı. Yeterince ıslanmıştım ve büyük bir ihtimalle hasta olacaktım. Yerde ki çantamı alıp arabasına doğru yürüdüm. Renat yeniden sürücü koltuğuna geçti. Bende yolcu koltuğuna oturdum. Arabanın sıcaklığı bedenim ile buluştuğunda kendimi daha iyi hissettim. Renat arabayı çalıştırdı ve karanlık yolda sürmeye başladı.
"Benim burada olduğumu nereden bildin?"
Bana kısa bir bakış atıp yeniden yola döndü. Isıyı biraz daha arttırdığında kendimi daha iyi hissetmeye başlamıştım.
"Bilmiyordum Ares'in evine gidiyordum o da bana seni almam gerektiğini söyledi seni ararken de yolda gördüm işte. "
Kafamı ağır ağır salladım. Ares yine yalnız olmamı engellemişti. Onun bu iyi hali beni daha fazla üzmekten bir şeye yaramıyordu. Ne vardı yani biraz daha kötü biri olsaydı. Belki o zaman her şey daha kolay olurdu. Aklıma Renat'ın benimle konuşmak istemesi geldi.
"Benimle konuşmak istediğini söyledin ne hakkında konuşacağız?"
Bu kez bana bakmadı ama kaşlarının çatıldığını fark ettim.
"Seninle önceden konuşmam gereken bir konu vardı fakat emin olmak istiyordum şimdi eminim ve hazır yanımdayken konuşabiliriz."
Acaba ne hakkında konuşacaktık? Şahsen Renat'ı seviyordum yani bana hep sıcak davranmıştı ve ona kötü duygular beslemem içten bile değildi. Araba hızla yolda ilerlerken gergince bacağımı sallamaya başladım. Renat arabanın ısısını biraz daha arttırdı sanırım bacağımı sallamamı üşüdüğüme yormuştu.
"Nereye gidiyoruz?"
Yağmur azda olsa yavaşlamıştı. "Evime, orada daha rahat konuşuruz ardından seni evine bırakırım."
"Peki çok yol var mı?"
"Hayır 5 10 dakikaya orada oluruz."Kafamı ağır ağır sallayıp başımı cama doğru yasladım. Yorgundum, bitkindim, üzgün ve de kırgındım. Kalbimde acı vardı ve bu tüm benliğimi ele geçirmişti. Zihnimden Ares'in görüntüsü gitmiyordu. Bitmesin diye çırpınışları büyük bir kedere boğuyordu beni. Canım yanıyordu, canı yanıyordu. Bakışlarım büyük dolunaya kaydı. Ardından ona söylediğim sözler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANINA FISILDA
Teen FictionElini ilk önce yüzümde gezdirdi. Oldukça masumca gezinen elleri yavaş yavaş masumluğunu kaybedip günaha davet edercesine aşağı kaydı. Önce boynumda bir yılan misali dolanan parmakları fazla oyalanmadan yoluna devam etti. Göğüslerimin arasında duran...